Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Üroonkoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal: "Ürolojik şikâyetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesi yer almaktadır. Bu yıl 17-21 Eylül tarihleri arası olan Üroloji Haftası'nda, bu tip şikâyetleri olan insanları doktora başvurmaya teşvik etmeyi amaçlanmakta, kamuoyunun bu hastalıklara dikkatini çekmek hedeflenmektedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Çal, tüm dünyada her yıl 679 bin prostat kanseri tanısı konulduğunu, kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'inde de prostat kanseri teşhis edildiğini söyledi.
PROSTAT KANSERİ ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ
Türkiye'de prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra 2. sıraya yerleştiğini bildiren Çal, "65 yaş ve üstü her 10 kişiden birinin idrar kaçırmakta ve erkek cinsel organında sertleşme sorununu tüm dünyada erkeklerde görülen önemli problemlerin başında gelmekte, prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğu bilinmektedir. Ürolojik şikayetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesi yer almaktadır" diye konuştu.
Çal, prostatın "sadece erkeklerde bulunan ve üreme ile ilgili ikincil görevleri yerine getiren, yaklaşık 20 gram ağırlığında bir organ" olduğunu belirtti. İşlevlerinin üremeyle ilgili olmasına rağmen idrar torbasının çıkışında yerleşmesi ve idrar kanalını çepeçevre sarmasından dolayı prostat hastalıkları sırasında idrar atım zorluklarının geliştiğine dikkat çeken Çal, şunları ifade etti:
"Genel hatları ile sınıflandırıldığında prostat bezinin üç grup hastalığı tanımlanabilir:
-İyi huylu büyümesi, benign prostat hiperplazisi (BPH),
-Kötü huylu büyümesi, prostat kanseri,
-İltihaplanması, prostatit.
Aralarında geçiş olmamasına rağmen bu üç hastalık aynı erkekte eş zamanlı ya da farklı zamanlarda saptanabilir. İyi huylu prostat büyümesi mikroskobik düzeyde ileri yaştaki hemen her erkekte görülen bir değişimdir."
AİLE ÖYKÜSÜNE DİKKAT
Prostat hastalıklarında tanı için toplumdaki kişilerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde yıllık prostat muayenesinin yanı sıra kan PSA (Prostat Spesifik Antijen) düzeyinin belirlenmesi ve idrar tahlili yapılması gerektiğini ifade eden Çal, iyi ve kötü huylu prostat hastalıklarında kan PSA düzeyinde artış saptanabildiğini söyledi.
Çal, 40 yaşından sonra erkeklerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde kan PSA değeri değişimlerinin saptanmasının yaygın kullanılan bir yöntem olduğunu belirterek, birinci derece akrabalarında prostat kanseri teşhis konan erkeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğu uyarısında bulundu. Bunun için bu tür öyküsü bulananların mutlaka muayene ve kan PSA değerlerini takip ettirmesi gerektiğini vurguladı.
Parmakla prostat muayenesinde sertlik saptanan ya da kan PSA değerinde artış belirlenen erkeklere biyopsi yapılması gerektiğini anlatan Çal, prostat biyopsisinin, makatta kalın bağırsağın son bölümüne yerleştirilen bir ultrasonografi cihazı (transrektal ultrasonografi) ile yapıldığını ifade etti.
TEDAVİDE ŞEKLİNİN DOĞRU BELİRLENMESİ ÖNEMLİ
Çal, iyi huylu prostat büyümesinin, ilaçla ya da cerrahi olarak tedavi edilebileceğini belirtti. Tedavi şeklinin belirlenmesinde, "prostat bezinin boyutu, hastanın yaşı, şikayetlerin şiddeti, mesanede (idrar torbası) taş bulunması" etmenlerin dikkate alındığını hatırlatan Çal, "Tedavide kullanılacak ilaçlar; mesane boynu, prostat içerisindeki düz kas liflerinin gevşemesini sağlayanlar ve prostatın boyutunu küçültenler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Prostat kanseri tanısı alan bir kişi, hiç tedavi uygulanmadan belirli izlem kuralları esas alınarak takip edilebileceği gibi cerrahi ya da ışın (radyoterapi) tedavileri kullanılarak sağaltılabilir. Bu hastalarda da izlem ya da tedavi kararı vermede ve uygulanacak tedavi şeklini belirlemede hastanın yaşı, eşlik eden hastalıkların varlığı, kan PSA düzeyi, biyopside saptanan kansere ait özellikler, eldeki olanaklar belirleyici etmenlerdir" dedi.
Cerrahi teknikler arasında "açık yöntem, standart laparoskopi ve robot yardımlı laparoskopi" bulunduğunu kaydeden Çal, şunları ekledi:
"Günümüz literatür bilgisine göre, bu üç yöntem arasında hastalığı kontrol altına alma gücü, cinsel sorunlar ve idrar kontrol zorlukları yaşama riskleri açısından farklılık bulunmamaktadır. İleri evre prostat kanseri tedavisinde sıklıkla vücutta erkeklik hormonlarını etkisiz hale getiren yöntemler kullanılır. Yine evreye bağlı olarak ilaçla kanser tedavisi (kemoterapi) bir diğer yöntemdir. Prostatit tedavisinde prostat dokusuna geçen antibiyotikler, gerektiğinde ağrı kesiciler ve idrar atımını kolaylaştırıcı ilaçlar kullanılabilir."
Son Dakika › Güncel › Prostat Kanserinde Gecikmenin Önemli Nedeni Utanma - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?