Hatay Sosyal Platformlar Birliği'nin "Olası İstanbul Depremi Bağlamında Hatay'ın Deprem sonrası sorunları ve çözümleri" paneli Yenikapı Etkinlik Alanı'nda yapıldı. Panele katılan Prof. Dr. Şükrü Ersoy " Marmara Denizi'nde iki gerilimin olduğu ara mutlaka birleşecek. Mutlaka birleşecek ve 7'den büyük bir deprem verecek. Bir yıl içerisinde iki tane yediden büyük deprem oluşturabilir" ifadeleri kullandı.
Ersoy, şunları söyledi: "Tabi zaman zaman Türkiye'nin çeşitli yerlerinde deprem oluyor. Türkiye'de neden deprem oluyor? Bunun bir cevabını verebilmek gerekli. Aslında bu harita çok güzel bir harita. Boyalı alan var görüyorsunuz. İşte batıda İspanya'dan başlayan oradan İtalya üzerinden Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye oradan da İran'a doğru giden renkli bir kısım, hali hazırda bir dağ kuşağı. Biz buna Alp Himalaya Dağı kuşağı diyoruz. Bizim kuzeyimizdeki ve güneyimizdeki kıtalar bizi sıkıştırıyor. Her sene birkaç santim sıkıştırıyor. Bizim ülkemiz de dağ kuşakları boyunca halı gibi kıvrılıyor. Yer kabuğu önce bir kıvrılır sonra da kırılır. O kırıklar boyunca ayrılmalar, ötelenmeler, depremler oluşturur. Henüz bu süreçler bitmediği için bizim ülkemizde ve komşu ülkelerde depremler devam edecek. Yani birinin çıkıp artık ülkemizde deprem olmayacaktır, İstanbul'da deprem olmayacaktır gibi bir söylemi yanlış ve eksik kalır.
Hatta bizde bildiğimiz en büyük deprem 1939 Erzincan depremiydi. O deprem bizim en büyük depremimiz olarak kabul ediliyordu. Bu depremden sonra işte bu depremin son yüzyılın en büyük depremi olarak ifade edildiğini biliyoruz. Ama yabancı bazı kaynaklarda bu deniyor ki bu deprem yüzyılın değil son iki bin yılda Türkiye'nin geçirdiği en büyük depremdir deniyor.Depremin ardından dokuz saat sonra ikinci bir deprem daha oldu. Ama ilk depremin ve ikinci depremin birlikte Kahramanmaraş depremleri olarak adlanmasına ben karşıyım. Bu deprem Hatay ve Maraş depremleri böyle ifade edilmesi gerekir. Ama açıklanmayan bir şey var. Nedir o açıklanmayan bir şey? Kayıpların sayısını biliyor muyuz? Kayıpları bilmiyoruz ve kayıpların kuvvetle muhtemel büyük bir çoğunluğu hayatını kaybeden vatandaşlarımız. Dolayısıyla bu sayının resmi sayılardan çok üstünde olduğunu görebiliyoruz.
Şimdi Türkiye'de deprem oluşturabilir fay sayısı beş yüze yakın. Beş buçuktan büyük deprem oluşturabilir, fay sayısı beş yüz. Ama son depremler bize gösterdi ki bu beş yüz değil daha fazla. Çünkü hiç deprem haberi beklemediğimiz yerlerden beş büyüklüğünde beş buçuk büyüklüğünde depremler olmaya başladı. Konya'ya kaçıyor, Konya'da depremler başladı. Dolayısıyla bir şehir efsanesi. Türkiye'de hep derler yüzde 92'si deprem bölgesi. Ben bunu tamamlayayım bu cümlenin üzerini çizeyim. Tüm Türkiye'nin yüzde yüzü deprem bölgesi. Türkiye'de depremden etkilenmeyecek hiçbir yer yok. 2020'de biliyorsunuz İzmir'de yıkımlar oldu, insanlar öldü. Hemen medya onu İzmir depremi diye verdi. İzmir'de bir deprem filan olmadı Sisam'da oldu. Yunan adasında oldu. Geldi İzmir'i yıktı bir de dalga getirdi Tsunami dalgası iki metre yüksekliğinde bir dalga getirdi. Bizde meydana gelen bir şey değil Yunan adalarında meydana gelen şey. Demek ki uzaktaki depremler de bir yerleşim yerini etkileyebiliyor. Birazdan Marmara ve İstanbul'a geldiğimizde İstanbul'daki yüksek binaların uzak depremlerden nasıl etkileyebileceğini de ayrıca konuşuruz.
Marmara depremine doğru geliyoruz. Bakın deprem batıya doğru bir transfer var bir göç var. Ama ortada bir boş yer var. Görebiliyor musunuz orayı? Bakın şu haritadan bakalım biz neyi biliyoruz? Şunu biliyoruz. 1912'de Şarköy depremi var 7.4 büyüklüğünde. Bir de İzmit Körfezi'ne kadar gelen 1999 Kocaeli depremini biliyoruz. Şurası ve şu soru işaretlerinin olduğu yerler gerilim bölgesi. Marmara Denizi'nde iki gerilimin olduğu ara mutlaka birleşecek. Mutlaka birleşecek ve 7'den büyük bir deprem verecek. Şu alan, sarı alan mutlaka İstanbul Marmara Denizi'ndeki depreminin şu özelliği var. Bir yıl içerisinde iki tane yediden büyük deprem oluşturabilir. Kocaeli'de bu oldu zaten. Kocaeli, ardından Düzce oldu. Santimetre mertebesinde birbirinin devamıydı. Tarihsel dönem içerisinde bunlar olmuş mu olmuş? Dolayısıyla burada medeniyetler de olduğu için kayıtları iyi tutulduğu Büyük ve şiddetli olduğunu biliyor. Bu bakımdan Marmara Denizi çok önemli. Nüfus potansiyeli çok fazla. Marmara Türkiye'nin üçte biri burada yaşıyor. Konut bakımından 6 milyona yakın bina var. Sadece İstanbul'da iki milyona yakın bina var. Bağımsız bölüm olarak beş milyon bağımsız bölüm var İstanbul'da. Marmara'da ve İstanbul'daki bir deprem İstanbul'un sorunu değil. Türkiye'nin sorunu değil. Dünyada önemli bir sorun yaratabilir. Çünkü kıtalar arası bir köprü. Bu köprünün ortadan kalkması, yıkılması dünyayı etkiler. O bakımdan bu işin şakası yok. Marmara depremine mutlaka bir şeyler yapılmalı.
İstanbul'un en basit jeoloji haritası bu. Bunun üzerindeki zeminleri söyleyecek olursam Anadolu Yakası genel olarak Türkiye'nin en sağlam yeri. Ama bu çok genel bir söylem. Parsel bazında ada bazında bu işler değişecek. Bina bazında bu işler değişir. Genel olarak Anadolu Yakası çok sağlam olmakla birlikte, Avrupa yakasının Haliç'in kuzeyindeki zemin kayalık zemini. Birinci zamana ait, sağlam bir zemin. Ama yine tekrar söylüyorum, bu orada güvence altında olduğunuzu göstermez. Yapınızın nasıl olduğuna bağlı olabilir. Sayacak olursak sarı bölgede Bakırköy, Zeytinburnu, Güngören, Esenler, Bağcılar, Bayrampaşa, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Avcılar, Silivri gibi ilçeler. Peki burada ne yapalım? Kaçalım mı? Hayır. Bu zeminin özelliğine göre yapı yapıldığı zaman herhangi bir şey olmaz. Mesela diyelim ki Maslak sağlam bir yer. Orada güvencede misiniz? Bence değilsiniz. Zemin sağlam da yapınız ona uygun mu?"
Son Dakika › Güncel › Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Marmara Denizi'nde 7'den büyük iki deprem olabilir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?