Prof. Dr. Kara: Bu Çağın Mücahidi, Helal Yollarla Kazandığı Parayı Helale Harcayandır

Uludağ Üniversitesi (UÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi tarafından düzenlenen Müstakil Düşünceler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Bana göre bu çağın en büyük mücahidi, helal yollarla kazandığı parayı hayattayken helal yerlere harcayan kişidir" dedi.

MÜSİAD Bursa Şubesi Dernek Merkezi'nde düzenlenen konferansa MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Gürses, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri, MÜSİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, akademisyenler ve çok sayıda iş adamı katıldı.

UÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara, konuşmasında, 'Esnaflık Kültürü ve Fütüvvetnameler' konusunu ele aldı. Fütüvvetin gençlik, yiğitlik, cömertlik, kardeşlik anlamına geldiğini aktaran Prof. Dr. Kara, "Bu dünyadaki atar damarlarımızdan biri iktisadi hayattır. İktisadi hayatla ilgili organizasyonlar oluşmadan önce fütüvvet bizim bin 500 yıllık kültür hayatımızda var" dedi.

Ahlakı hayatın omurgası olarak niteleyen Prof. Dr. Kara, şöyle devam etti:

"Gönlümüze kıvam ve kalite katan esas büyüklerimiz fütüvvete çok farklı manalar yüklemişlerdir. Fütüvveti kimseyi incitmemek ve elde olanı harcamaktır diye tanımlıyor bir büyüğümüz. Bir başka büyüğümüz ise; muhtaç olan sana geldiğinde kaçmamaktır' diye tanımlıyor. Soframda yemek yiyen veli mi kafir mi diye sormamaktır. Kendini başkalarından üstün görmemektir. Biriktirmemek ve mazeret üretmemektir. Hayattayken hayatımızın en değerli şeyi olan helal parayı sarf edilmesi gereken yere sarf etmektir. Bana göre bu çağın en mücahidi, helal yollarla kazandığı parayı hayattayken helal yerlere harcayan kişidir."

Fütüvvetin bir ahlak prensibi, yaşama tarzı, kazanma ve harcama ahlakı olduğunu anlatan Prof. Dr. Kara, "Bunu da yönlendiren şey dini ilkelerdir. Sonraki yıllarda bu ilkeler kurumsallaşmış ve fütüvvet teşkilatları kurulmuş. Tüm Müslüman toplumlarda bu teşkilatları görüyoruz. Fütüvvet, tüm esnaf teşkilatlarını içine alıyor. Ayrım gayrım olmadan tüm işveren, işçi, çırak ve kalfanın bir araya geldiği bir teşkilat bu. Bu teşkilatların yönetmeliklerine de fütüvvetname deniyor. 13 ve 14. yüzyıllarda Türkçe fütüvvetnamelere rastlıyoruz" dedi.

Ahi tekkelerinde sadece iktisat değil, fütüvvet ahlakıyla yoğrulan bir iktisadi hayatın söz konusu olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kara, "Bu dünyadaki birinci işimiz para kazanmak değil, birilerinin bize bunu öğretmesi gerekiyor. İnsan olabilmek için, kamil insanlara ihtiyacımız var. Onları bulup, tecrübelerinden yararlanmamız gerekiyor. Böyle insanların yaptığı şey basit: Tecrübelerini bizlere karşılıksız aktarıyor. İşin içine para giriyorsa o insan kamil değildir" dedi. - Bursa