Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle haklarında verilen ceza Yargıtayca bozulan iki polis memurunun yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki dördüncü duruşmaya, sanıklar katılmadı. Onur Yaser Can'ın babası Mevlüt Can ile kız kardeşi Ezgi Sevgi Can ise duruşmada müdahil olarak hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı İsmet Karabulut, Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan raporun mahkemeye geldiğini açıkladı.
Duruşmada söz alan Can ailesinin avukatı Ercan Kanar, mahkemeye gelen rapor içeriğinin kendi iddialarını doğruladığını ifade ederek, "Rapor içeriğinde söz konusu belgelerde, sonrasında değişiklik yapıldığı yönünde ibareler mevcuttur. Dosya kapsamında sadece üst yazı DOC ve madde teslimi DOC adı altındaki belgeler dışında diğer belgelerin hiçbirisinin bulunmadığı, bu belgelerde de değişiklikler yapıldığı hususları belirtilmektedir." dedi.
Avukat Kanar, yargılamaya konu soruşturmayı yürüten komiser Hakan Aydın ve yardımcısının FETÖ soruşturmasından tutuklandığını belirterek, ayrıca sanık polislerin sıralı amirlerinin de uluslararası sözleşmelere göre sorumlu olduğunu, bu nedenle de sıralı amirler hakkında da işlem yapılması gerektiğini söyledi.
Kanar, yargılama dosyasıyla ilgili özel rapor almak için başvurduklarını ancak henüz tamamlanmadığını, bu nedenle süre istediklerini belirtti.
Baba Mevlüt Can da raporun, sahteciliğin var olduğunu ortaya çıkardığını ifade ederek, "Söz konusu sahtecilik bir amacı gerçekleştirilmesi için yapılmıştır. Aslında var olan sahtecilik, oğlumun kalmış olduğu işkencenin, psikolojik ve cinsel baskının gizlenmesi, ortadan kaldırılmasına yönelik eylemdir. Sadece sanıklar değil, soruşturma kapsamındaki tüm şahısların dinlenilmesi gerekir. Soruşturma örgütlü bir şekilde gerçekleştirilen ve sonucunda oğlumun ölümü ile sonuçlanan bir vakadır. Bu nedenle dosyanın sadece basit bir sahtecilik davası olarak görülmesi yanlıştır." dedi.
Olaydan önce oğlu ile birlikte 11 kişinin şüpheli sıfatıyla savunmasının alındığını ve bu kişilerle ilgili düzenlenen evraklarda da tarih, sicil ve benzeri yanlışlıkların bulunmasına rağmen sadece oğlunun çağrıldığını anlatan Can, "Oğlumu, bizzat narkotiğin imamı konumunda olan ve şu anda FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan polis Hakan Aydın bizzat alıp emniyete götürmüştür. Amaç oğlumu konuşturmak, muhbir yapmaktı ve arkadaşlarını ihbar etmesi hususudur. Oğlum da isteklerini yerine getirmeyince, ölümüne sebebiyet veren işkence ve baskılara maruz kalmıştır." iddiasında bulundu.
Mahkeme heyeti, müdahil avukatlarının özel bilirkişiden alacakları raporu sunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında sahtecilik yaptıkları öne sürülen 2 polis memuru hakkında, 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 polis memurunun 2 yıl altışar ay hapisle cezalandırılmalarına karar vermiş, Yargıtay 11. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin kararını usulden bozarak, dosyayı mahkemeye göndermişti.
Son Dakika › Güncel › Polislerin Resmi Belgede Sahtecilik Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?