Pısa'nın Şifreleri.Oecd "Türkiye'de Yoksul Öğrencilerin Başarısı Arttı" Derken Dershaneleri mi...

Orhan Aysezen - OECD'nin yeni açıkladığı, orta öğretimde ülkelerarası ders başarısını ölçen PISA-2012 raporu gündem belirledi. Raporda Türkiye'ye ortaöğretim başarı seviyesini artırdığı için övgüler yapılırken genel sıralamadaki gerilik yine moral bozdu. Ancak raporun satır aralarında "Türkiye'de yoksul öğrenciler daha başarılı olmaya başladı" yönündeki saptama ve verilen örnekler "başarının nedeni dershaneler mi?" sorusunu ortaya attı.

-ZENGİN-YOKSUL ÖĞRENCİ BAŞARI MAKASI KAPANDI-

Yeni açıklanan OECD PISA-2012 eğitim raporunun satır aralarında yer alan "Türkiye'de yoksul öğrencilerin daha başarılı olmaya başladığı" yönündeki ifadelerle dersanelerin kastedilip kastedilmediği tartışılıyor.

OECD'nin övgülerinden biri Türkiye'de öğrencilerin sosyo ekonomik durumlarıyla eğitim başarıları arasındaki "makasın kapanmasında" gösterdiği başarıyla ilgili oldu. Raporda, "PISA'ya 2003'te katılan Almanya, Meksika, Polonya ve Türkiye, performans ve eşitlikte eşanlı iyileşmelerin mümkün olduğunu göstererek, öğrencilerin performanslarıyla sosyo-ekonomik statüleri arasındaki ilişkiyi azalttı" ifadesi yer aldı. Bu ifadeyle Türkiye'de yoksul orta öğretim öğrencilerinin matematik, okuma becerisi ve bilim derslerinde daha başarılı olmaya başladıkları kastedildi. Raporun "PISA'da İyileşme: Türkiye" başlıklı bölümünde "avantajlı" ifadesiyle maddi durumu iyi, "dezavantajlı" ifadesiyle yoksul öğrenciler kastedilerek şöyle denildi:

"-Türkiye 2003'te PISA'ya ilk katıldığında, matematik, okuma ve bilim derslerinde en düşük performans gösteren OECD ülkeleri arasındaydı. Buna rağmen Türkiye'nin her üç alandaki performansı o günden bu yana, yıllık ortalama 3.2, 4.1 ve 6.4 puanla belirgin biçimde iyileşti... Bu iyileşmenin çoğu en büyük eğitim ihtiyacı içinde olan öğrenciler arasında yoğunlaştı. Türkiye'nin en düşük başarı gösteren öğrencilerinin (en alttaki yüzde 10) matematik skorları 2003'teki 300 puandan, 2012'de 338'e çıktı. Aynı dönem içinde en yüksek başarı dilimindeki öğrencilerin başarı seviyelerinde önemli bir değişiklik olmadı. Bu eğilimle uyumlu biçimde, matematikte "Seviye 2' nin altındaki yeterlilik düzeyinde performans gösteren öğrencilerin payı 2003'teki yüzde 52 iken, 2012'deki yüzde 42'ye düştü. 2003-2012 arasında ortalama matematik performansında okullar arasında farklılıklar değişmedi, fakat aynı dönem süresince okulların içindeki öğrencilerin performansları arasındaki fark daraldı, bu 2003-2012 arasında matematik performansında görülen iyileşmenin büyük bölümünün, tüm okullarda düşük performans gösteren öğrencilerin performanslarını iyileştirdikleri anlamına geliyor.

-KASABALI ÖĞRENCİLER ALDI YÜRÜDÜ-

-Matematikte gözlenen iyileşme, sosyo-ekonomik anlamda dezavantajlı ve başarısı düşük öğrenciler arasında yoğunlaştı. 2003-2012 arası hem avantajlı-dezavantajlı öğrenciler arasındaki ortalama performans farkı ve öğrencilerin sosyo-ekonomik statü açığında bir kapanma var.

-2003'te avantajlı öğrenciler, dezavantajlı öğrencileri yaklaşık 100 skor puan geride bırakmışlardı; 2012'de fark yaklaşık 60 skor puan oldu.

-Sosyo-ekonomik statü, 2003 yılında öğrencilerin skorlarında yüzde 28'lik sapmayı (OECD ortalaması civarında) açıklanıyordu, 2012'de ise sapmanın yüzde 15'i (OECD ortalaması altında) öğrencilerin sosyo-ekonomik statüleriyle açıklanıyor.

-Okudukları okula bağlı olmadan tüm öğrenciler, ortalamada skorlarını iyileştirirken, küçük yerleşim birimlerinde (towns) (nüfusu 3 bin - 100 bin arasında değişen) okuyan öğrenciler 2003-2012 arasında matematik skorlarını 59 puan attırdı, bu artış kentlerde ya da büyük kentlerde (nüfusları 100 binden fazla olan) bulunan öğrenciler arasında gözlenen artıştan daha fazla oldu."