Haber : OKTAY YILDIRIM Kamera : ADEM KARABAYIR
Kurban Bayramı'na sayılı günler kala, kurbanlıklar büyükşehirlere gelmeye başladı. Bir yıl boyunca kurbanlıkları besleyen, uzun ve zorlu yolculukların ardından büyükşehirlere getiren besici; maliyetlerini karşılayacak fiyata satış yapamamaktan şikayetçi. Gübre fiyatlarındaki artış, akaryakıt ve köprü, otoyol geçişleri nedeniyle taşıma maliyetlerinin yükselmesi besiciyi zarar etme noktasına getirdi. Kastamonu'dan İstanbul'a 52 büyükbaş hayvan getiren besici Erdal Kavun, 80 bin liranın da üzerinde bir fiyatla satması gereken büyükbaş hayvanını 70 bin liraya bırakmak zorunda kaldığını anlatırken, "Böyle giderse, kendi kabuğumuza çekileceğiz, besiciliği bırakacağız" dedi. Besici Hüseyin Aslan da maliyetler yükseldikçe hayvan fiyatlarını yükseltmek zorunda kaldıklarını belirtirken, "Geçen sene 15 lira dediğimiz hayvanı bu sene 20-25 lira dediğimiz zaman vatandaşımıza çor geliyor" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Alibeyköy'deki kurban satış ve kesim merkezine ilk kurbanlıklar Kastamonu'dan geldi. Artan maliyetler yüzünden, kurban fiyatlarının da yükseldiğini belirten besiciler; kurbanlıkları hak ettiği fiyattan satamadığını, vatandaşın da pazarı pahalı bulduğunu anlattı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen üreticilerin ulaşım maliyetlerinin yükseldiğine işaret eden besiciler, onların çok daha zor durumda olduğunu vurguladı.
Sekiz yıldır Kastamonu'ndan, İstanbul Alibeyköy'deki pazara kurbanlık getiren Erdal Kavun, pazarın kilo ve et bazında en büyük kurbanlığını 70 bin liraya sattığını, artan maliyetler yüzünden aslında 80 bin lira ya da üstü bir fiyata satması gerektiğini söyledi.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Kavun, artan maliyetler bu şekilde gitmeye devam ederse besiciliğin sona ereceğini belirterek, şunları söyledi:
"MÜŞTERİ BU SENE FİYATLARDAN MEMNUN DEĞİL: Kastamonu'dan geliyorum, buraya iki çadır hayvanla geldik. Yaklaşık 52 tane getirdik. İki tane kral dana var. Bu dana bir ton 30 kilo, bu da 980. İkisini de akşam sattık. Tabii müşteri çok memnun değil bu sene. Fiyatlar çok yüksek. Mazot aldı başını gitti. O da sirkülasyon yaparak yeme, samana, işçiye, ondan sonra nakliyeye ve çadırlara yüksek olduğu için müşteriye yansıdı. Maliyet yüksek olduğu için müşteriye bu yansıyor. Ama biz bir şekilde müşteriyi mağdur etmemek için malımızı satmak istiyoruz, satmak için geldik. İnşallah da bitireceğiz.
MASRAFLARI ÇIKARMAMIZ İÇİN BU DANAYI 75-80 BİN LİRAYA SATMAMIZ LAZIMDI AMA 70 BİNE SATTIK: Biz baskül fiyatına 70 lira (70 bin lira) diyoruz müşteriye. 'Çok' diyorlar. Müşteri geliyor, baskül fiyatını 50–55 liradan (50 -55 bin liradan) almak istiyor. Ama biz bu şekilde işin içinden çıkamayız. Çünkü kesim fiyatı belli Türkiye'de. Şu an 95-100 liraya biz danamızı kestiriyoruz. Bakın bu tosun 3,5 senede meydana geliyor. Bir ton 50 kilo. Yani bunda yüzde 60 randıman var. Bunu kasaba getirseniz 600 kilo et var zaten. Yani bu zaten kasapta 60 bin lira tutuyor. Bizim bu danayı tutup 75-80 (75-80 bin liradan) satmamız lazım bu masrafları çıkartmak için. Ama şu an satamıyoruz. Biz bu danayı 70 bin liraya verdik.
GEÇEN YIL 130 LİRA OLAN YEM BU YIL 370 LİRA: Geçen yıl 130 lira olan bir yem şu an 370 lira. Saman geçen sene 50-55 kuruştu şimdi 2,5 liraya alıyoruz kilosunu. Bunlar hayvanın üstüne ekleniyor. Geçen yıl 4 bin liraya çalıştırıyorduk yanımızdaki işçileri, şu an 8 bin lira.
GEBE İNEKLER KESİLİYOR, KONTROL YOK: Böyle giderse kendi kabuğumuza çekileceğiz. Kendi ineklerimizin buzağısını besleyeceğiz. Bakın bu sene hep inek kesildi, damızlık hayvanın önü yok oldu. Yani dananın şu an fiyatlanmamasının sebebi inek kesimi. Gebe inekler kesiliyor, kontrol yok. Kastamonu gibi bir yerde her ay bin ya da bin 500 inek kesiliyor. İnek daha ucuz ama kasapta dana ile inek farkı yok ki ikisi de aynı para. Bu dana eti bu da inek eti yok et var. Biri kesiliyor 65- 70'e, diğeri kesiliyor 100 liraya. Arada 30 lira fark var. Müşteri bilmiyor ki onu inek mi dana mı olduğunu. Damızlık hayvanlar kesildi. Dişi hayvan besleyen yok ki para etmiyor, para yapmıyor abi.
'ARABA MI SATIYORSUN' DİYOR: Üç yılda meydana geliyor bu dana bunu bilen yok. 'Araba mı satıyorsun' diyor adam. Bir dananın aylık maliyeti 2 bin 200 lira. Şu dananın 66 bin lira maliyeti var üç senede. Biz 70 bin liraya sattık. İşçiyi koymuyoruz, iğnesi, veterineri yok, yol parası yok, nakliye yok, 2 bin 200 lirayı yiyor dana her ay."
Besici Hüseyin Aslan da fiyatların yükselmesinin sebebinin artan maliyetler olduğunu, maliyetler yükseldikçe hayvan fiyatlarını yükseltmek zorunda kaldıklarını söyledi. Aslan şunları dile getirdi:
"GEÇEN SENE 12 BİN LİRAYA GELEN KAMYON BU SENE 30 BİN LİRAYA GELDİ: Kastamonu'dan gelirken tabii ki yollarda çok eziyet çektim. Onun için de burada pazar yapmak istiyorum. Tabii ki pazar yapmak yanı sıra yer fiyatları, kamyon fiyatları, saman fiyatları, aldı başını gidiyor. Şimdi biz burada geçen sene 15 lira (15 bin lira) dediğimiz hayvana bu sene 20-25 lira (20-25 bin lira) dediğimiz zaman vatandaşımıza çok geliyor. Mümkünse çok gelmesin. Neden çok gelmesin? Geçen sene bir torba yem 180 liraydı, bu sene 380 lira. Tabii ki maliyet yükseldikçe, piyasa yükseldikçe bizde de maliyet yükseliyor. Onun için 28 hayvan getirdim, şu ana kadar sattığım hayvan sayısı 6. Geçen sene ben 12 liraya (12 bin liraya) getirdiğim kamyon bu sene 30 liraya (30 bin liraya) geldi. Mazot fiyatından, rakam yükseldi. Geçen sene 15 liraya (15 bin liraya) aldığım yer bu 30 lira (30 bin lira) oldu. Bu da hayvanlara yansıdı.
MEMLEKETTE DE ZOR DURUMDAYIZ: Memlekette de zor durumdayız. Mesela bu hayvan günde hiç yemiyorsa 1,5 (150) lira masrafı var günlük. Bunu 6 aya vurduğun zaman korkunç bir rakam yapıyor. Biz de burada atıyorum geçen sene 15 bin liraya verdiğim hayvana bu yıl 30 bin lira dediğim zaman, diyor ki 'Ya çok pahalılaşmış'. Yahu pahalanmadı. 30 bin liraya verdiğim zaman gene zarardayım. Ben sade buradaki yerim kaybolmasın, yerim kaybolmasın, bu sene gelmek amacım yoktu benim. Yerim kaybolmasın oradaki sıram belli olsun. 30 liraya verdiğim zaman bana ya bir lira yakalıyor ya kalmıyor.
BİRİLERİ BU KURBANCILARA SAHİP ÇIKSIN: 28 hayvanda 28 bin lira kar yaparım. 28 bin liranın 8 bin lirasını yerim. 20 bin lirayla memlekete dönerim. Pekala 20 bin lirayla memlekete döndüğüm zaman, 20 bin lirayı ben 6 aya nasıl böleyim? Belediye mi, devlet yetkilileri mi, Et Balık Kurumu mu, birileri bu kurbancılara sahip çıksın.
BENDEN DAHA ZOR DURUMDA OLAN ARKADAŞLARIM VAR: Benden zor durumda olan arkadaşlarım da var. Adam tutmuş Ağrı'dan gelmiş veya Erzurum'dan gelmiş. Ben Kastamonu'dan buraya 30 bin liraya geldiysem Ağrı'dan gelen 50 bin liraya geldi. Erzurum'dan gelen 50 bin liraya geldi. Onların durumu benden daha kötü."
"BU FİYATLARA ORTAK SAYISI YÜKSELDİĞİ İÇİN GİREBİLİYORUZ"
Kurban satış ve kesim alanında fiyatlar hakkında bilgi alan vatandaşlardan Güven Karabacak ise "Fiyatlar çok yüksek. Ortak sayısı yükseldiği için gireceğiz bu fiyatlara" derken Kerem Akşahin ise "Fiyatlar pahalı. Herkes mazeret gösteriyor. Yemlerin fiyatlarını mazeret gösteriyorlar birkaç daha ortak bulursak alacağız" dedi.
İstanbul Yönetim Yenileme AŞ'de (İSYÖN) görevli veteriner hekim Şule Keleş de İBB'nin Alibeyköy'deki kurban satış ve kesim tesisleri hakkında ANKA haber Ajansı'na bilgi verdi. Keleş, İBB'nin tesislerinden vatandaşların mutlu ayrıldıklarını, bunun yanı sıra hayvan refahının da sağlandığını aktardı. Keleş şunları söyledi:
"SON SİSTEM TEKNOLOJİDE KESİM ALETLERİ KULLANILMAKTA: Burası İBB'nin işlettiği kurban satış ve kesim alanlarından bir tanesi. Alibeyköy Kurban Satış ve Kesim Alanımızda son sistem teknolojide kesim aletleri kullanılmakta. Kesim noktasından gelen hayvanlar raylı sistem üzerinde ilerler, zaten minimum noktada el ile müdahale olur ki mikrobiyal aktiviteyi azaltabilelim. Raylı sistemde ilerledikten sonra parçalanır, et ve kemik doğrama makinalarından geçirdikten sonra masalarda pay edilip vatandaşlara teslim edilir. Şu anda hazırlıklarımız devam ediyor. Bayrama yetiştireceğiz. Aletlerin bakımları yapılıyor, teknik aksamda bir problem çıkmasın diye normal rutin işliyorsa bile tekrar kontroller yapılıyor. Bu şekilde çalışıyoruz.
EVRAKLAR EKSİKSE KURBANLIKLAR GİRİŞ YAPAMAZ: Bin 200 büyükbaş, 600 kadar küçükbaş kapasitemiz var. Gelen bütün hayvanlarımızın sağlık raporları, hayvan pasaportları, araç dezenfeksiyon belgeleri, Anadolu'dan geliyorsa eğer Şap Enstitüsü'nden aldıkları şap raporlarını kontrol ederek içeri alıyoruz. Bu evraklar eksikse zaten İBB'nin hiçbir alanına kurbanlıklar giriş yapamaz. Bu evrakları kontrol ediyoruz sonra diş kontrollerini yapıyoruz. Çünkü kurbanlık olması için büyükbaşların iki, küçükbaşların bir yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Sahada veteriner hekim arkadaşlarımızla diş kontrollerini yapıyoruz. Bu diş kontrollerini yaparken yine kurbanlık olmasını gerektirecek bazı şartlar var. Bakıyoruz işte hayvanın hasta olmaması, ağız burun akıntılarının normal olması, tüy yapısının normal olması, yara bere içinde olmaması, hastalık belirtisi göstermemesi gerekiyor. Vatandaşlarımız sağlıklı kurbanlıklar seçebilsinler diye onlar gelmeden önce ön muayenelerimizi, kontrollerimizi yapıyoruz. Kurban Bayramı gününe kadar günlük olarak sürekli geziyoruz. Sürekli sahada vatandaşlarımız sorduğunda ya da biz bir durum gördüğümüzde muhakkak müdahale ediyoruz. Günlük olarak alanlarımızda temizlik, çadır temizlikleri, hayvan refahını kapsayacak şekilde günlerimizi geçiriyoruz.
VATANDAŞLAR BURAYA 'BİZ SİZE GÜVENİYORUZ' DİYEREK GELİYORLAR: Buraya gelen kurbancılarımız için burada kantinimiz mevcut. Duş alanları mevcut, çadırlar içerisinde ranzaları mevcut. İstanbul Büyükşehir Belediyesi güvencesi olduğu için vatandaşlar buraya geldiklerinde zaten 'Biz size güveniyoruz' diyerek geliyorlar. Biz de o güveni boşa çıkartmamak için hem evrak hem saha hayvanların üzerinde olacak noktada bütün kontrollerimizi aksatmadan yapıyoruz. Onlar da memnun, biz de memnunuz.
Kesim gününde kesimi kontrol etmek için yeterince veteriner hekimimiz mevcut. Mesela burada büyükbaş bir küçükbaş bir olmak üzere iki veteriner hekim muhakkak bulunacak, Başakşehir'de dört veteriner hekim bulunacak. Alan yönetim açısından da her alanda en az 7 ila 10 kişi arasında alan sorumlularımız var.
GELEN HAYVANLARI TIRLARDAN İNMEDEN KONTROL EDİYORUZ: Normalin dışında olan yemlik kırılması, işte buradaki demirin kırılması gibi durumlar için acil teknik personellerimiz var kaynak yapacak ortamı düzenleyecek şekilde. Onun dışında bir eksiğimiz yok. Hayvan girişlerimiz devam ediyor. Girişlerimiz tamamlanınca kapasiteyi doldurmuş olacağız. Biz hayvanlarımızı tırdan inmeden kontrol ediyoruz. Yani hem hayvan refahı için, çünkü bir problem varsa tekrar bindirmek zorunda kalacağız. Hayvanlar daha tırdayken evraklarını kontrol ediyoruz.
ŞARTLARI SAĞLAMAYAN HAYVANLARI İÇERİ ALMADIK: Dün bu saatlerde üç tane tırda iki kulağında da küpesi olmayan hayvanlara denk geldik ve bunların üçünü de indirmedik. Hem İl Tarım Müdürlüğüne hem polislere haber vererek bu şekilde alanımızdan uzaklaştırdık. Kirasını ödemiş, padok sahibi olan hayvancılardı burada hakkı olan hayvancılardı. Ama kirasını ödemiş de olsa, şartları sağlamıyorsa ben onu içeri alamam. Çünkü burada hem hayvan sağlığı hem insan sağlığı önemli.
İBB'NİN ALANLARINDAN MUTLULUKLA AYRILIYORLAR: Biz zaten hayvan girişlerinde bütün kontrollerimizi yapıyoruz, ama bazen vatandaşımız gelip diyor ki, 'Biz bu kurbanlığı seçeceğiz. Sizce uygun mu'. Biz onunla gidip tekrar muayenelerimizi yapıyoruz. Tekrar diş kontrolünden, dediğim gibi tırnak yapısından, tüy yapısına kadar. Onlar da zaten İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin alanlarından mutlulukla ayrılıyorlar."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
RÖPORTAJLAR:
-Besici Erdal Kavun
-Besici Hüseyin Aslan
-Kurbanlık alacak olan vatandaş Güven Karabacak
-Kurbanlık alacak olan vatandaş Kerem Akşahin
-İSYÖN A.Ş'de görevli veteriner hekim Şule Keleş
-Kesim alanından detay görüntüler
-Kurban pazarlığı
-Kurbanlıklar detay
Son Dakika › Güncel › Pazara Kurbanlık Getiren Besici Maliyetlerden Şikayetçi: 'Böyle Giderse Kendi Kabuğumuza Çekileceğiz, Besicilik Yapmayacağız' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?