Oylar Bu Kabukta

Ordu diye lafa başlayan biri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden değil de, Karadeniz’in en güzel illerinden birinden söz ettiği kolay anlaşılsın diye size, oksijen diye bilinen elementi anlatan "O"yu söylerse, sakın "Bu da ne?" demeyin.

Ancak Ordulular, oksijenin "O"sunu, tek moleküllü haliyle değil, bir karışıklık daha olmasın diye çift moleküllü kullanıyorlar. Yani "O"nun sağ alt tarafına "2" koyuyorlar. Hani "Su"yun kimyasal formülü -sözle- "Aş-iki-O"daki "2" var ya onun gibi...

Vali Dr. Said Vakkas Gözlügöl, "Ordu’yu nasıl tanıtırız, nasıl kolay tanınır hale getirebiliriz?" sorusuna, çevresindekilerle birlikte yanıt aramış ve çözüm diye kafa yoranları tatmin eden "O2"de karar kılmış. Ordu’daki siyasal tablonun yanında bu kimyasal formül çok basit kalır. Bilinen bir gerçektir... Taksi sürücüleri pek çok insanla temas ettikleri ve laf kıtlığında müşteriyle politika konuştukları için halkın nabzını başkalarından iyi bilirler. Biz de o düşünceyle işe bir taksi durağından başladık.

AKP’YE KÜSKÜNÜZ

Muharrem Yaşar’ın aşağıdaki sözlerini öteki taksi sürücüleri de onayladığı için o adeta arkadaşları adına konuştu:

"Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) küskünüz. Gerçi ben geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de MHP’ye oy vereceğim ama, bence AKP yine de birinci olur. Eğer Başbakan Erdoğan geçen sene Giresun’da fındık üreticisini azarlamasaydı, ’Fındığınızı bana mı sorup da Fiskobirlik’e verdiniz. Kime verdinizse paranızı oradan isteyin’ demeseydi bu kadar küsmezdik. Fındığın belini Tayyip Erdoğan kırdı. Tamam otoyolu açtılar, üniversiteyi getirdiler. Ama fındık mitinginde Emniyet Müdürü Rıdvan Güler’e çok haksızlık ettiler. Onu cezalandırdılar. Oysa Güler olmasaydı o gün burada çok kan akabilirdi. Biz onu unutmadık."

Ancak seçimin sonuçlarına gelince duraktakilerin tahminleri farklı: Muharrem Yaşar, Ordu’nun 7 sandalyesinden 3-4’ünü AKP’ye, 2’sini MHP’ye, 1’ini CHP’ye veriyor. Demokrat Parti’ye şans tanımıyor. Ali Kibar bu tahmine katılıyor ama İbrahim Zavalsız MHP veya CHP’nin 3 sandalye alabileceğini söylüyor.

BALIK HAFIZALI

Görüştüğümüz seçmenlerden Gökhan Bacınoğlu bir işadamı. Geçen seçimde AKP’ye oy vermemiş. Ama AKP’nin "sosyal demokrat" isimleri listelerine alması onu memnun etmiş. AKP’nin seçimden önce yeni fındığın kilosunu 4 dolara yani 5 lira 20 kuruş gibi bir fiyata almayı vaat edeceğine ilişkin söylentileri anımsatıyor ve "İyi fiyat verirlerse seçmen geçen yılki şoku unutur" diyor. Çünkü "toplumun balık hafızalı" olduğunu düşünüyor.

Levent Karlıbel İTÜ mezunu bir Yüksek Mimar. Ordu’nun tanınmış gençlerinden biri. Değerlendirmesi ilginç: "Fındık para etmeyince, yörede para olmuyor. Para olmayınca ticaret yok. Bir ton fındığın normal değeri 5 bin YTL idi. Geçen yılki yanlış politikalarla bu 2500 YTL’ye düştü. Şimdi Fak-Fuk-Fon’dan üreticilere 1’er ton bedava kömür dağıtılıyor. Bununla onun oyunu almayı amaçlıyorlar."

FINDIKTA ALDATILDIK

Emekli Orhan Sağesen CHP’den yana ama "Benim değil parti liderlerinin belirlediği adaylara ben neden destek vereyim? Sandığa bile gitmemeyi düşünüyorum" diyor. Ama 7 sandalyenin AKP 3; CHP 2; MHP 2 şeklinde dağılacağını tahmin ediyor.

Fındık üreticisi Tahsin Akgül 70 yaşlarında... "Geçen seçimde hem ben AKP’ye oy verdim hem de ailemde, komşuda kim varsa AKP’ye verdirdim. Ama bizi fındıkta fena aldattılar. Bir daha asla vermem. Şimdi belki MHP’ye veririm oyumu" diyor.

ADAYLARIN KİMLİĞİ

Seçimin kaderini sadece genel politikalar değil, çoğu kez "adayların kimliği" belirliyor. AKP’nin "güçlü" adayları Eyüp Fatsa ile Enver Yılmaz’ın "yörenin sorunlarına duyarlı" olmaları ve Ordu ile ilgilerini kesmemeleri, "lehlerine" puan sayılıyor. Ama "ilgi’nin ayarını kaçırmışlar. "Partizanca" müdahaleleri halk içinde ciddi bir tepki oluşturmuş.

Üretici dertli

FINDIK üreticileri, fındıklarına sahip çıkacak olan partiye destek vereceklerini söylüyor. Bahçe sahipleri de, çalışanları da artık üretici olmanın eskisi gibi değil, aslında ’en büyük dert’ olduğunu anlatıyor.

Ve diğer partilere gelince

CHP’ye gelince... Prof. Aziz Ekşi 1999’da Hüsamettin Özkan’ın azizliğine uğramış, Meclis’e girememişti. Bu defa CHP’den 3’üncü sırada. CHP iki akademisyenli listesi "adayların dürüstlüğü ve kalitesi" ile avantajlı görünüyor. Ama 3’ü çıkarmasının kolay olmadığı da kabul ediliyor.

Demokrat Parti’nin durumunu en iyi Ordu’lu bir taksi sürücüsü özetledi. Anavatan’la birleşme hikayesine atıfta bulunarak, "Onlar birbirini vurdu" dedi. O nedenle son üç seçimde liste başı olmasına rağmen seçilemeyen Fadıl Ünver’in "sevildiği"nde herkes müttefik ama sonuç kuşkulu.

MHP’nin ilk iki adayının ’yöresel’ açıdan ’doğru’ olduğu söyleniyor. Rıdvan Yalçın genç ve dürüst bir avukatmış. Dr. Yener Yıldırım’ın, özellikle Fatsa ve Ünye’de onu çok popüler kılan bir geçmişi var.

Bir de Ordu’nun dikkati çeken Bağımsız adayı var. İsmi Muharrem Serhan Taşçı... Babası Hamit Taşçı AKP’nin Ordu milletvekiliydi. Hoş, "geçmişte ANAP’ta politika yaptığı için" AKP yönetiminin kendisine "O bizden değil" diye baktığı biliniyordu. Nitekim bu seçimde aday gösterilmedi. Ama seçmenin karşısına oğlu Serhan çıktı. Serhan Taşçı ile görüştük. "AKP gençlere olanak vermekten söz etti ama bu gerçekleşmedi. Seçmenler artık partili aday görmek istemiyor. O yüzden çok iyi kabul görüyorum. Umutluyum" diyor.

BENCE

Ordu’nun sandalye sayısını ’fındık’ tayin edecek. Bu çok belli. AKP’nin işi o nedenle hayli zor. "Bu sene iyi fiyat verilirse, AKP yine 5 sandalyeyi kurtarır" diyenlere verilen cevap şu: "O zaman geçen yıl neden fındığı 2.5 liraya düşürdüğünü açıklaması lazım."

Görüşmelerimizin bizi götürdüğü nokta şu: AKP yine de 7 sandalyenin 3’ünü alır. CHP’nin genellikle 2 sandalye kazanacağı kabul ediliyor. MHP için de 1 kesin görünüyor. Kalan 1 sandalye DP’nin olur. DP olmazsa, o sandalye hangisinin iyi çalıştığına bağlı olarak CHP veya MHP’ye gider.