Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Mısır'daki darbe sonrası bu ülke ile ilişkilerin yeniden geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
FSMVÜ ile Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Derneği'nin (ORDAF) iş birliğiyle düzenlenen "Ortadoğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları" başlıklı paneller serisi, üniversitenin Üsküdar yerleşkesinde başladı.
Bu kapsamda, "Ortadoğu'da Yeni Dengeler, Arap Baharı ve Türkiye" başlıklı panelde konuşan Prof. Dr. Kurşun, 2002'den itibaren başlayan siyasi istikrar ve bölgedeki gelişmelerin Türkiye'nin imajının yükselmesini sağladığını söyledi.
Bunda bölgede temsilciliklerin artması, akademik iletişim, inşaat sektörü, Türk mallarının dolaşımı, turizm faaliyetleri, diziler, Yunus Emre Enstitüsü ve diğer kültür merkezlerinin de önemli etkisinin bulunduğunu aktaran Kurşun, şöyle konuştu:
"Türkiye ile alakalı bölgede en önemli şey; televizyon dizileri olmuştur. Tabii ki diziler, filmler o bölgede Türkiye'nin reklamını yapıyor, turizme ciddi katkı sağlıyor. Ama unutmayın ki kesinlikle gerçek bir imaj sağlamıyor, tam tersi olumsuz imaj veriyor. Gönül isterdi ki bizim kitaplarımız orada okunsun. Arapçadan o kadar çok tercüme yapılmış ki Türkçeye, bu hem iyi hem kötü. Ama Türkiye'deki kitapların hiçbiri Arapçaya tercüme edilmiyorsa bunun bir anlamı yok. Türkiye'de tarihçilerimizin, ilahiyatçılarımızın kitaplarının hiçbiri dipnot olarak gösterilmiyor orada. Ama buna karşılık baktığımız zaman bizim Türkiye'de bütün Arap coğrafyasının ilahiyatçılarının kitapları dipnot olarak gösteriliyor."
Mısır'la ilişkiler
Kurşun, Mısır'daki darbe sonrası bu ülke ile kopma noktasına gelen ilişkilerin yeniden geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Mısır, Mursi'den büyüktür. Türkiye'nin, Mısır gibi bölgede önemli olan bir partnerle ilişkisini Sisi'yi de dışarıda tutarak nasıl sürdüreceğinin arayışı içerisinde olması gerekir. Orada mevcut yönetim Mısır halkını Türkiye aleyhine motive etmek için çalışıyor. Mısır bizim ihmal edemeyeceğimiz bir ülkedir, o yüzden harekete geçmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yrd. Doç. Dr. Vehbi Baysan ise Filistin- İsrail çatışması, topyekün bir Arap-İsrail savaşı, su savaşları, Şii-Sünni çatışması ve İslami organizasyonların bölge liderlerine alternatif oluşturmalarını, Ortadoğu'yu tehdit eden unsurlar olarak sıraladı.
Tunus'tan başlayıp Suriye'ye kadar yayılan Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde, özellikle ise Mısır'da sosyal medyanın, ayaklanmaların organizasyonunda çok önemli rol oynadığını dile getiren Baysan, gençlerin tüm dünyaya seslerini duyurup destek bulduğunu kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Ortadoğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?