Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Bir an evvel şahsi, ırki ve etnik veya bölgesel ihtiraslardan kurtulup kendimize gelmek mecburiyetindeyiz. İster solcu ister sağcı, ister Alevi ister Sünni, ister Arap ister Acem olsun hiç kimse bir başkasının felaketi üzerine mutluluk inşa etmemelidir ve edemez." dedi.
Karamollaoğlu, Türkiye Sosyal, Ekonomik ve Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) ile Şişli Belediyesi iş birliğinde "Bir Arada Yaşamanın ve Barışın İmkanlarını Aramak" başlığıyla düzenlenen "Ortadoğu Konferansı"ndaki konuşmasında, Türkiye'nin en önemli probleminin kutuplaşma olduğunu ifade ederek, "Hepimiz bu ülkenin insanıyız, dertlerimizi, sıkıntılarımızı birlikte çözmeye mahkumuz. Partilerimiz, düşüncelerimiz, çözüm yollarımız farklı olsa da birbirimizle konuşabildiğimiz, bir masanın etrafında oturabildiğimiz gün aşamayacağımız bir engel, çözemeyeceğimiz bir sorun kalmayacaktır. Buna gönülden inanıyorum." diye konuştu.
Ortadoğu'nun tarihin en büyük kargaşa ve iç çatışmalarından birini yaşadığını anlatan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
"Bölge haritaları yeniden çizilmektedir. Küresel emperyalizmin en önemli hedeflerinden birinin de ülkemiz olduğu açıktır. Böyle bir dönemde Türkiye yeterince zaman kaybetmiştir, artık boşa harcayacak bir dakikamız bile yoktur. Bir an evvel, el ele vererek, bu devasa problemlerin çözümüne odaklanmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bu bölgede umut Türkiye'dir. Türkiye, Ortadoğu'daki bu kötü gidişatı değiştirebilecek birikim ve potansiyele sahiptir. Bunun için önce barış, kardeşlik ve adalet üzerine kurulu bir Türkiye'yi inşa etmek mecburiyetinde olduğumuzu kabullenmeliyiz."
Karamollaoğlu, İslam dünyası ve Türkiye'nin 120 yıldır adım adım yürütülen "büyük İsrail'in kurulması projesi"nin hedefinde olduğunu ifade ederek, bölgenin en önemli ülkesi olan Türkiye'nin bu hedefin en büyük engeli olarak görüldüğünü söyledi.
Hiçbir gerekçe ve stratejinin masum bir insanın tek bir damla kanından daha önemli olmadığını vurgulayan Karamollaoğlu, "Bir an evvel şahsi, ırki ve etnik veya bölgesel ihtiraslardan kurtulup kendimize gelmek mecburiyetindeyiz. İster solcu ister sağcı, ister Alevi ister Sünni, ister Arap ister Acem olsun hiç kimse bir başkasının felaketi üzerine mutluluk inşa etmemelidir ve edemez. İhtilaflarımızı, farklılıklarımızı kaşıyarak değil, ittifaklarımızı güçlendirerek bu kötü gidişi engelleyebiliriz. Güçlü bir ekonomimiz, güçlü bir sanayimiz, güçlü teknolojimiz, güçlü bir ordumuz yoksa ve silahlarımızı kendimiz üretmiyorsak, dış politikada etkili ve caydırıcı olamayız. Bugün ne yazık ki bu bölgenin en önemli ülkesi olan Türkiye bile en güçlü olması gereken alanların tamamında ciddi bir çıkmazla karşı karşıyadır." diye konuştu.
"Soğukkanlı politikadan yanayız"
İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Isparta Milletvekili Nuri Okutan, Türkiye'nin çağdaş dünyadan koparılarak içe kapatıldığını, hızla üçüncü dünya ülkesi olma yoluna gittiğini savundu.
Avrupa ile bütünleşme iddiasındaki Türkiye'nin devletler liginde en alt kümeye doğru yuvarlanmasına izin verilmemesi gerektiğini dile getiren Okutan, "Biz ülkemizi uygar dünyanın, güçlü, zengin, aydınlık, vicdanlı bir üyesi yapmak istiyoruz. Tüm komşularımızla ve diğer ülkelerle barış içerisinde birlikte yaşamak istiyoruz. Dış politikada gerçekçi, akla ve sağduyuya dayalı, milli menfaatlerimizi gözeten soğukkanlı bir politikadan yanayız." diye konuştu.
Yatırım, üretim, istihdam ile ekonomik kalkınmanın önemine işaret eden Okutan,Türkiye'nin Türk dünyası ve İslam alemi için önemli bir ülke olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Okutan, "Kamuoyu araştırmaları Sayın Meral Akşener'in cumhurbaşkanlığına aday olmaması halinde Sayın Erdoğan'ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilebileceğini, aday olması halinde ise seçimlerin ikinci tura kalacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı için mümkünse tüm partiler ilk turda kendi adaylarını çıkarmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Ortadoğu'yu korumacı bir refleks ve statükoları savunarak iyileştiremeyiz"
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen ise coğrafyanın bir kader olduğunu ancak o coğrafyanın nasıl iyileştirileceğinin samimi bir şekilde ele alınmaması durumunda o coğrafyanın bataklığa ve yangına dönüşeceğini anlattı.
Ortadoğu'da geçen yüzyılda petrolden kaynaklı hesap ve planların haritaların çizilmesinin en önemli sebeplerinden biri olduğunu dile getiren Bilgen, "Biz artık Ortadoğu'yu korumacı bir refleks ve statükoları savunarak iyileştiremeyiz. Ne de sadece düşmanların oyunlarına fatura ederek işin içerisinden çıkabiliriz. Bu topraklarda Osmanlı'ya baktığınızda çoğulcuğu görebilirsiniz. Birlikte yaşamanın alternatiflerini, imkanlarını görebilirsiniz. Aynı şekilde kazanımlarını değerli ve öncü bir kazanım olarak ifade edebilirsiniz. İkisi birbirinin alternatifi değil, birbirini tamamlayan, birbirini buluşturan şeyler olarak yorumlayabilirsiniz. Yeter ki maceracılığı aktif dış politika sanmayın ve yeter ki kendi koltuklarınız uğruna kendi halklarınızı feda etmeyin." şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Ortadoğu Konferansı - İstanbul - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?