GÖKHAN BALCI - Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü ve Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Türkiye'de organ bağışında elde edilen başarının, kadavra bağışında yakalanamadığını belirterek, "Türkiye'de tüm tıp fakültelerinde eğitim yetersiz sayıda kadavrayla yürütülmektedir. Sayısal olan bu yetersizlik ister istemez eğitim kalitesine de yansımaktadır" dedi.
Şeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıp eğitiminde kullanılan kadavranın, doktor adaylarının eğitimindeki önemli materyallerinden birisi olduğunu söyledi.
Türkiye'deki bazı tıp fakültelerinin kadavrasız eğitim yapmak zorunda kaldığını belirten Şeker, şanslı olan bazı üniversitelerin de öğrencilerine 10 kadavra üzerinde anatomi eğitimi verebildiğini ifade etti.
Türkiye'de organ bağışında elde edilen başarının, kadavra bağışında yakalanamadığını aktaran Şeker, "Türkiye'de tüm tıp fakültelerinde eğitim, yetersiz sayıda kadavrayla yürütülmektedir. Sayısal olan bu yetersizlik ister istemez eğitim kalitesine de yansımaktadır" diye konuştu.
Şeker, yurt dışından ithal kadavra teminiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini, Sağlık Bakanlığı ve ilgili birimlerin bu konudaki görüşmelerinin sürdüğünü kaydetti.
Aynı kadavranın, tıp fakültesinde en fazla 3 sene kullanılabileceğini ifade eden Şeker, şöyle konuştu:
"Normalde doğal olan kadavranın açıldığı yıl kullanılıp defnedilmesidir. Mecburiyetten bu şekilde kullanılıyor. Bazı tıp fakültelerimiz de hiç kadavra açmıyor. Örneğin şu anda Konya'da üniversitemiz bünyesindeki Meram Tıp Fakültesi ile Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinde her sene en az ikişer kadavra devreye giriyor ama yetersiz. Biz şu anda açsak 10 kadavra açarız ama bir sonraki yıl açamayız. Kadavrada sürdürülebilirliği korumak gerekiyor. Gelecek yıl tıp fakültesine başlayacak olan öğrenciyi de düşünmek gerekiyor."
Mevzuat ve yönetmelikte değişiklik talebi
Şeker, dernek olarak Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu ve Diyanet İşleri Başkanlığını ziyaret ederek kadavra bağışı konusunda farkındalık oluşturmak adına çaba sarf ettiklerini, mevzuat ve yönetmeliklerde değişiklik talep ettiklerini söyledi.
Talep ettikleri değişikliklerin birçoğunun yerine geldiğini belirten Şeker, şöyle devam etti:
"Türkiye'de şu anda savcıların, sahipsiz cenazeleri tıp fakültelerine belirli bir süre korunması için devretmesi gerekiyor. Savcılar bunu pek yapmıyor ve cenazeyi defnedilmeye gönderiyor. Bu nedenle sorun çıkıyor. Mevzuat müsait ama savcılarımız bu konuda cenazenin gömülmesini tercih ediyor. Onlar da 'Vatandaş nezdinde bir kaotik tablo çıkmasın, kurum yıpranmasın' diye düşünüyorlar. Büyükşehir belediyelerinin de sahipsiz cenazeleri bulduğu zaman defnetme gibi bir yükümlülüğü var. Burada kanunlar arasında bir uyumsuzluk ortaya çıkıyor. Onlar da 'Cenaze sokakta kaldı, belediye ilgilenmedi' gibi bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak istemiyor."
Şeker, Türkiye'de kültürel değerler nedeniyle kadavra bağışıyla ilgili ön yargılar olduğunu ancak bu durumun sadece Türkiye'ye has olmadığını vurguladı.
Tıp fakültelerine gelen kadavraların bekleme süresi olduğunu belirten Şeker, şunları kaydetti:
"Normalde kadavra tıp fakültelerine geldiğinde 6 ay hiç dokunmadan koruruz. 6 ay koruduktan sonra sahibi çıkmazsa bize kullanma hakkı doğuyor. Ondan sonra da eğer yine sahibi çıkarsa ve talep edilirse iade ediyoruz. Mevzuatta böyle de bir yükümlülüğümüz var ama buna rağmen sahipsiz cenazeler bize ulaştırılmadan direkt defnediliyor. Otopside açılan cesetler bazen bize veriliyor. Onların da kafatası, göğüs ve karın boşluğu açıldığı için sadece ayakları elleri ve sırtını kullanabiliyoruz." - Edirne
Son Dakika › Güncel › 'Organ Bağışındaki Başarı Kadavra Bağışında Yakalanamadı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?