Nutella ve Kinder?in Üreticisi Ferrero, Artık Türk Fındığına Bağımlı Kalmayacak

Nutella ve Kinder'in üreticisi Ferrero, artık Türk fındığına bağımlı kalmayacak

MANİSA'da tesisleri bulunan, Nutella ve Kinder gibi markaların üreticisi Ferrero SpA'nın başkanı Francesco Paolo Fulci, Türkiye'de yeni ürünler üretmeye başlayacaklarının müjdesini verdi. Her mevsim taze fındık kullanmak istediklerini belirten Fulci, kışın da bunu elde etmek için dünyanın güneyindeki bazı ülkelerde fındık ekimi yapmaya başladıklarını açıkladı.

İtalyan devi Ferrero, dünya genelindeki 20 fabrikasından birini, 300 milyon liralık yatırımla 2013 yılında Manisa'da açtı. Türkiye'deki yıllık cirosu 1.2, dünyada ise 10 milyar Euro'ya ulaşmış olan Ferrero, tüm rakiplerini geride bırakacak bir hamle yaparak, geçen yıl Türkiye'nin en büyük fındık ihracatçısı olan Oltan Gıda'yı satın aldı.

Halihazırda burada Nutella, Kinder Pingui ve Kinder Süt Dilimi'ni üreten şirket, tüm fabrikalarında kullandığı fındığın yüzde 80'ini ise Türkiye'den sağlıyordu. Ancak Ferrero Başkanı Francesco Paolo Fulci'nin, Milano'daki bir etkinlikte Türk gazetecilere yaptığı açıklama, alanında dünyanın en büyük üreticilerinden olan şirketin, artık Türk fındığına bağımlı kalmayacağını ortaya koydu.

'Türkiye'deki yatırımlarımız iyi gidiyor. Manisa'da bir fabrika açtık. Yeni ürünler de üretmeye başlayacağız orada' diyen Fulci, 'Ancak Türk fındıkları için endişeleniyoruz, çünkü fındık bizim temel malzememiz. Bu nedenle, Türk fındığının kalitesi ve üretimini artırmak için daha fazla sosyal sorumluluk çalışmaları yürütüyoruz' diye ekledi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun, Oltan Gıda'yı satın almalarına izin vermesinin, rakiplerini şaşırttığı hatırlatılan Fulci, şöyle devam etti:

'Zannediyorum bu kadar fazla miktarda fındık kullanan tek üreticiyiz. Düşünebiliyor musunuz, dünya genelindeki fındık üretiminin yüzde 40'ını biz kullanıyoruz. Size şunu garanti edebilirim, yıl boyunca, kışın da dahil taze fındığa sahip olacağız ve bunun için özellikle Şili, Avustralya ve Güney Afrika'da, dünyanın güneyinde fındık ekimi yaptık. Türkiye'den yazın, dünyanın güneyinden ise kışın taze fındığı elde edeceğiz. Bu da bizi rakipsiz kılıyor, çünkü her daim en taze malzemeye sahip olacağız.'

'TÜRKİYE EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİNE KATKIDA BULUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Türkiye'deki geleceklerinin, diğer tüm ülkelerde olduğu gibi parlak ve huzurlu olmasını umduğunu dile getiren Francesco Paolo Fulci, 'Ferrero, 60 yıldır büyümekten başka bir şey yapmadı. Bugün 10 milyar Euro'luk iş hacmine ulaştık. Türkiye'yi büyük önemde bir ülke olarak görüyoruz. Türkiye inanıyorum ki grubumuzun büyümesine katkıda bulunmaya devam edecektir, biz de Türkiye ekonomisinin büyümesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz' diye sözlerini sürdürdü.

NUTELLA'DA PALM YAĞI TARTIŞMALARI

Fulci, dünyada çok sayıda tutkunu bulunan Nutella'da yüzde 17 oranında kullanıldığı bilinen palm yağı (hurma yağı) elde edilirken çevreye zarar verildiği ve bu yağın sağlığa zararlı olduğu tartışmalarına ilişkin de konuştu.

Çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace'in 'NutellaGate' diye nitelediği bu durumun tamamen bir aldatmaca olduğunu savunan Fulci, 'ABD'de 1980'lerde de olduğu gibi, soya yağı üreticileri, palm yağının zararlı olduğunu uydurdular, ancak sonra onlar bozguna uğradı ve palm yağı kazandı. Aynısı şimdi de olacak' dedi.

1910'da da diğer yağ üreticileri, özellikle Fransız kolza yağı üreticilerinin de palm yağının zararlı olduğunu ortaya attığını hatırlatan Fulci, 'O tartışmanın sonu da, soya yağı üreticilerininki gibi bitmişti. Palm yağı yine kazanacak' diye konuştu.

Fulci, bu iddiaların sadece, çevreci ve sağlıkçı amaçlar ardına gizlenmiş ticari savaşlar olduğu iddiasında da bulundu.

Ferrero, yılda 350 bin ton Nutella üretiyor. Bu kakaolu fındık kreması ise sadece Türkiye'de 28 milyon kavanoz üretiliyor. Ürünü daha yumuşak hale getirmesi için kullanılan palm yağının yüzde 73'ü ise Malezya'dan alınıyor.

Fransa'da 2012 yılında, çevresel kaygılar ve sağlığa olumsuz etkisi gerekçesiyle palm yağına yüzde 300 vergi getirilmek istenmişti. 'Nutella' vergisi olarak da adlandırılan bu vergi, daha sonra kabul görmemişti.