Dilbilimci felsefeci ve aktivist Noam Chomsky 6. Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü konferansına katıldı. Chomsky, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen konferansta ' Türkiye ve Oluşan Dünya Düzeni ' konulu bir konuşma yaptı. Chomsky konuşmasında Türkiye'deki terörle mücadele sürecine, ABD - İran arasındaki nükleer silah gerilimine ve Ortadoğu'da yaşanan halk ayaklanmalarına değindi.
"TÜRKİYE, KENDİ EVİNİN İÇİNİ TEMİZ TUTMAK ZORUNDA"
Chomsky sözlerine Hrant Dink ile ilgili bir konuşma yaparak başladı. Chomsky, "Bundan 1 yıl önce on binlerce kişi İstanbul sokaklarında ve Türkiye'nin diğer bazı kentlerinden yürüyüşler yaparak Hrant Dink'in katlinin yıl dönümü bize hatırlatıldı. O dönemde mahkemelerin verdiği idari cezaları da protesto ettiler. Bundan önce de İstanbul'da bir ifade özgürlüğü toplantısına katılmıştım. O dönemde de Türk gazetecilerin bu önemli özgürlük şehidinin mirasını nasıl yaşattığını izleyerek çok duygulandığımı hatırlıyorum. Hrant Dink, devlet suçlarını protesto eden onlara karşı çıkan yazılarıyla oldukça da tehdit alan bir kişiydi. Bu, Türkiye'de gurur duyulması gereken bir gelenek. Ben buradan başka hiçbir yerde böyle bir gelenek olduğunu da düşünmüyorum " dedi. İsmail Beşikçi'nin Hrant Dink ödülünü aldığını hatırlatan Chomsky, "Bize bu ödül bir kez daha hatırlatıyor ki bu yol hiç kolay bir yol değil. İnsan hakları ve özgürlüğü savunan birçok kişi cezaevinde yatmak zorunda kaldı. 2010 yılı sonlarında sınır tanımayan gazeteciler gazetecilere dünyada uygulanan baskılarla ilgili yıllık bir rapor hazırlamışlardı. Bununla birlikte 'Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi' başlıklı ek raporunu da yayınladı. Rapor şöyle diyordu. Türkiye'de gözaltında bulunan gazetecilerin sayısı askeri rejimin sonundan bu yana görülmemiş sayılara ulaşmış durumda" dedi. 2010 yılında Türkiye'de güzel gelişmeler olduğunu söyleyen Chomsky " Bunu bir kez daha yapabilmek için Türkiye kendi evinin önünü düzenli tutmak zorunda, kendi evinin içini temiz tutmak zorunda.
"HALKIN EZİCİ BİR ÇOĞUNLUĞU ABD VE İSRAİL'İ BÜYÜK BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR"
Konuşmasında Ortadoğu'da yaşanan ve Arap Baharı olarak adlandırılan gelişmelere de değinen Chomsky, ABD'nin Ortadoğu'da gerçek değil sözde bir demokrasi istediğini bu demokrasiyi getirmek için de kendisine yakın kişileri iktidara getirdiğini belirtti. Chomsky, "Arap Baharı tarihi önem taşıyan bir başka gelişme. Bu da en azından Ortadoğu'nun kısmi olarak elden gitmesi anlamına gelebilir. Bu da ABD gücüne önemli bir tehdit. ABD ve müttefikleri bu sonucu engellemek için ellerinden geleni yapmışlardır. Bugüne kadar başarılı olmuşlardır. Halk arasında gerçekleşen isyanlar geleneksel ilkeleri gözetmiş ABD nüfuzuna en yakın olan güçler iktidara gelmiştir. Sevilen diktatörler başta tutulmuştur. Özellikle petrol üreten devletlerde bugüne kadar bu, böyle gitmiştir. Tunus ve Mısır'da bunu görüyoruz. Farklı ülkelerde de bunu yaşadık. Haiti'de Filipinler'de Endonezya'da yaşandı. Bütün bu ülkelerde diktatörler desteklendi" dedi. ABD şirketlerinin bölgede anketler yaptırdığını anlatan Chomsky, "Bu bölgede ABD şirketleri anketler yapıyor. Gerçekten demokrasiden korkuyor. Bu ülkelerde yapılan çalışmalara göre, halkın ezici bir çoğunluğu ABD'yi ve İsrail'i büyük bir tehdit olarak görüyor. İran' dan hoşlanmıyorlar ama bunu büyük bir tehdit olarak görmüyorlar. Bölgenin daha güvenli olması için İran' da nükleer silah olmasının gerektiğini söylüyor çoğu ülke. ABD bunu istemiyor o yüzden de bölgede işleyen bir demokrasi istemiyor. ABD'nin bu bölgede demokrasi istemesi ancak Stalin'in demokrasi söylemi kadar inandırıcı" diye konuştu.
"ABD - İRAN NÜKLEER GERİLİMİNDE TÜRKİYE DEVREYE GİRMEK DURUMUNDA KALABİLİR"
ABD tarafından İran'ın neden bir tehdit olarak algılandığı konusuna değinen Chomsky, "İran'lıların bir suçu var ABD nezdinde. İran kendi etkisini başka ülkelere yaymaya çalışıyor. ABD ülkelere girip tahribat yarattığında buna istikrar deniyor. İran böyle bir şey yaptığında istikrarsızlaştırma deniliyor. İran' ın bir suçu daha var" dedi. İran ile ABD arasındaki gerilimde Türkiye'nin devreye girmek zorunda kalabileceğine değinen Noam Chomsky, " İran'ın nükleer programını ele alalım. Çok açık birtakım çözümler olabilir. Türkiye devreye girmek durumunda kalabilir. Tahran anlaşması gündeme gelebilir. Türkiye ve Brezilya'nın teklifini İran kabul etmişti. Türkiye'ye düşük uranyumlu nükleer malzemeleri göndereceğini söylemişti. Böyle bir anlaşmaya varılmıştı. Oldukça basit bir sorundu. Sorun bertaraf edilmişti. Bu teklif Obama tarafından ortaya atılmasına rağmen İran kabul eder etmez Washington bunun üzerini çizdi. Bunun yerine daha sert bir tepki verdiler. Türkiye ve Brezilya'yı kınadılar. ABD cevap olarak evet' i kabul etmedi. Türkiye' nin durumu yine ortada . Burada barışçıl bir çözüm arayan birtakım ülkeler var. ABD bunların tartışılmasını istemiyor. Nükleer silahsız bir bölge yaratılabilinir. Bu da uluslararası destek almayan bir fikir. Yıllardır konuşuluyor. Aralık ayında nükleersiz bir bölge için uluslararası bir konferans düzenlenecekti. Nükleersiz bir bölge düzenlemek için bir adım atılacaktı. İsrail katılmam dedi İran katılırım dedi. Başkan Obama bunun üzerine konferansı iptal etti. Arap ülkeleri biz yine de yolumuza devam ederiz dediler. ABD böyle bir sürece sıcak bakmayacaktır. İsrail'in nükleer silahlarının tartışılmasına bile izin vermeyecektir" dedi.
"İÇERİDEN ÇÖZÜM BULMALISINIZ"
Konuşmasının son bölümünde Türkiye'de terörle mücadele sürecine değinen Chomsky, "İçimizde birtakım değişiklikler olmazsa dünyanın geri kalanının aktif bir şekilde sesini yükseltmesi gerekiyor. Türkiye de bu ülkelerden bir tanesi. Türkiye çok önemli bir ülke. Önümüzdeki süreçte ABD'nin küresel hakimiyeti devam edecek. Güç daha çeşitli olacak. Farklı odak noktaları olacak. Türkiye de bu noktada kendi yerini bulmak durumunda. Bunun için kendi iç yaralarını sarabilmeli. Bu yaralara baktığımız zaman en yakıcı sorun Kürt sorunu olarak karşımıza çıkıyor. En çok endişelendiren sorunların başında Kürt sorunu geliyor. Siz içeriden çözüm bulmalısınız. Görüşmeler yapılıyor. Olumsuzluklara rağmen süreci tıkamak isteyen güçlere rağmen Paris'te 3 kadın aktivist katledildi. Bütün bunlara rağmen sürecin devam etmesi son derece önemli" diye konuştu.
Chomsky, bölgede yaşanan gelişmelerden de söz ederek, "Bölgesel gelişmeler de yaşanıyor. Irak' ta özerk bir bölge oluşmuş durumda. Bu daha da güçlenebilir. Suriye kendini kurtarabilirse bu belirsizliğin önüne geçebilirse orada bir özerk bir Kürt bölgesi söz konusu olabilir. Bunun da muhakkak suretle Türkiye'nin güneydoğusu ve bütün bölge üzerinde etkisi olacak" dedi. Chomsky ulus devletlerin zamanla ortadan kalkacağını iddia ederek, "Belki öyle bir gün gelecek ki, bir seyyahın serbestçe Kahire'den Bağdat'a oradan da İstanbul'a gideceği günlere geri döneceğiz. İnsanların mahalli yönetimlerle yönetimi üstlendiği günlere döneceğiz. Osmanlı'nın o günleri bize ders olacak. Belki bölgedeki herkes için daha iyi bir hayat olacak. Bunlar için bölgede çeşitli tercihlerin olması gerekiyor. Hatta çeşitli tehlikeli çalışmaların yapılıyor olması gerekecek belki de" diye konuştu. Chomsky'e konuşmasının ardından Hrant Dink'in eşi Rakel Dink tarafından bir plaket verildi.
(BB) - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Noam Chomsky 'Hrant Dink İnsan Hakları' Konferansında Konuştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?