ABD'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının en fazla etkilediği eyalet New York'ta hemşirelik yapan 24 yaşındaki Belen Yalınkılınçer, yine kendisi gibi hemşire olan annesi Dilek Kumar ile salgın sürecinde yaşadıklarını anlattı.
New York'ta önemli bir hastanede çalışan ancak izni bulunmadığı için hastanenin adını vermek istemeyen hemşire Yalınkılınçer, salgın başladığında diğer meslektaşları gibi işine her gün büyük bir korku içinde gittiğini belirtti.
Yalınkılınçer, "Başlangıçta diğer sağlık çalışanı iş arkadaşlarımla büyük bir korku içindeydik. Hastanede 6 hemşireye 20 Kovid-19 hastası düşüyordu. Gerçekten korkutucu bir durumdu ama bunu hastalarımıza hiçbir şekilde hissettirmemeye çalıştık." ifadesini kullandı.
Kovid-19 sürecinde hastanelere ziyaretler yasak olduğu için hastaların yalnız olduklarını ve onlara aile üyeleri gibi davrandıklarını dile getiren Yalınkılınçer, salgında kendisinin ise ailesini 2 ay göremediğini kaydetti.
Yalınkılınçer, bu süreçte kendisini en çok etkileyen durumun ailesiyle uzun süre görüşememesi olduğunun altını çizerek, "Kovid-19 vakalarının en yoğun olduğu dönemde 2 ay şehirde bir otelde kalmak zorunda kaldım. Bu sürede annem ve kız kardeşimle ancak telefonla görüşebildim. Kovid-19'un ne zaman biteceğini kestiremiyorduk ve salgının en zor tarafı bizim için buydu." şeklinde konuştu.
"Sevdiklerimin, orada yaşananları görmesini istemem"
Salgın döneminde hastanede çalışmanın başka bir dünyada yaşamak gibi olduğunu ifade eden Yalınkılınçer, her şeyin çok ciddiye alınması gerektiğini ve bunun dışarıdan görünmesi çok zor bir durum olduğunu vurguladı.
Yalınkılınçer, "Gerçekten salgında nasıl zor bir ölümle karşılaşıldığını yerinde görüyorsunuz. Açıkçası sevdiklerimin, orada olanları ve yaşananları görmesini istemem çünkü gerçekten üzücü bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz." ifadesini kullandı.
Tedavisini yaptığı 50 yaşındaki bir Kovid-19 hastasının ölümünün kendisini çok etkilediğini aktaran Yalınkılınçer, şöyle devam etti:
"Oldukça sağlıklı görünen ve kızıyla sık sık telefonda görüşen bir hastam vardı. İlk günler oksijen değerleri normaldi fakat zaman geçtikçe hastam nerede olduğunu hatırlayamaz hale geldi, söylediklerimizi anlamamaya başladı. Bir gün hastam kötüleşti, acil kodu ile yardım istedim fakat hastanede yeterli doktor olmayınca hastayı kaybettik. Başta sağlıklı görünen adam aniden gitti ve bunun benim için ne kadar çok zor olduğunu fark ettim."
"Salgında en zor şey, eve gelince çocuklarına sarılamıyorsun"
Yaklaşık 27 yıl önce İstanbul'dan ABD'ye gelip yerleşen ve hemşirelik yapan anne Dilek Kumar da "Bu salgın sürecinde en zor şey, eve gelince çocuklarına sarılamıyorsun, yemek yapamıyorsun, yaklaşamıyorsun ve duygularını bastırmak zorunda kalıyorsun." diye konuştu.
Kumar, kızıyla farklı hastanelerde çalıştığını belirterek, Kovid-19 salgınında birçok hastayı kaybettiklerini, bunlardan kendisine en zor gelenin ise çalıştığı hastanede bir arkadaşının eşinin vefat etmesi olduğunu söyledi.
Bu yaz Türkiye'ye gitme planlarını iptal etmek zorunda kaldıklarını da dile getiren sağlık çalışanı anne-kız, Türkiye'deki akrabalarının ise kendileri hakkında endişe içinde olduklarını kaydetti.
Son Dakika › Güncel › New York'ta hemşirelik yapan Türk anne ve kız, Kovid-19 sürecinde yaşadıkları zorlukları anlattı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?