Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu, Köroğlu Caddesi’ndeki bir büroda buluştular. Mumcu, 22 Mayıs’taki grup konuşmasında cemaatlere yönelik sert eleştiriler yapmıştı. Bu arada DYP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan da ABD’ye gidip dönmüştü. Ağar, Adan’ın bu ziyaretini ima ederek Mumcu’ya şunları söyledi: "Ya grup toplantında ne dedin ki Sayın Gülen, ’Erkan Bey bizi çok incitti’ demiş. Çok kırgın."
DP projesinin 5 Mayıs günü iki genel başkanın basın toplantısıyla açıklanması bir krizle baş başa gelişti.
Anavatan, DP adının uhdelerinde olduğunu söylüyordu; Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’na 4 Mayıs’ta yapılan ziyaret bunun gerçek olmadığını gösterdi.
Kapıda, DYP’li Nevzat Ercan ile Bekir Sami Daçe, muhatapları Mehmet Keçeciler ve Salih Uzun’a, "Kuruluşu siz üstlenin" dediler.
Uzun, işi hızla tamamladı, ama son anda DYP, "15 isim de biz gönderiyoruz" dedi. Uzun da 16.40’a kadar İçişleri Bakanlığı önünde boşuna bekledi.
DP ADI İÇİN OPERASYON
Cumartesi günü Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanı Cemal Şen ve arkadaşlarının DP’yi kurduğunu öğrendiklerinde şok geçirdiler.
Hemen araştırıldı: Tüm başvurular bireysel yapılması gerekirken savcılık toplu sicil kaydı vermiş, Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde birer dakika arayla nüfus suretleri alınmıştı. Üstelik bazı kurucular da sabıkalıydı.
Çare pazar gecesi 24 kurucunun sabaha karşı da olsa evlerinden imzalarının alınmasıyla bulundu.
Anavatan, iş yavaştan alınmasın diye hemen başvuruyu yaptı.
Ama DYP kanadı, bunu kendilerini atlatma olarak gördü.
Erkan Mumcu, 30 kurucunun imzasını DYP’ye teslim ederek krizi çözdü.
Diğer yandan yine aynı gün, aynı şey Yeni Demokrat Parti (YDP) adına olmasın diye arkadaşlarına bu partiyi kurdurdu.
Birleşme süreci boyunca, her gün bambaşka bir olumsuzluk ortaya çıkıyordu: Lütfi Kırdar’da yapılacak DP sunumu, Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan’ın, "Yeni A Takımı yaratmayalım" itirazı üzerine iptal ediliyor, ortak miting ve ortak TV programları gerçekleştirilemiyor, protokolün gereği olan DYP Kongresi için ilan verilmiyordu.
DYP tarafı, "2 Haziran’da toplarsak, 5 Haziran’da aday listelerini hangi Genel İdare Kurulu imzası ile vereceğiz" dedi.
Anavatan buna rıza gösterdi ve kongre tarihi 27 Mayıs’a çekildi; ama kongrede 25 Anavatanlının gireceği Genel İdare Kurulu seçimi yapılmadı.
28 Mayıs günü Taksim’de, Gezi Parkı’na bakan büroda Ağar ile buluştuğunda Mumcu dert yandı:
- GİK seçimini niye yapmadınız, partime ne diyeceğim?
- Yarınızı atacağım, diyemezdim. Merak etme, bana güven. Kongreyi daha sonra yaparız, listeleri birlikte yazarız.
ABD YOLCULUĞU
Aynı süreçte Celal Adan’ın da ABD’ye gittiği ortaya çıktı.
Geziden sonra 31 Mayıs’taki ilk buluşmada Ağar, Mumcu’ya ilginç bir soru yöneltti:
- Celal’i ABD’ye gönderdim. Ya grup toplantında ne dedin ki Sayın Gülen, ’Erkan Bey bizi çok incitti’ demiş. Çok kırgın.
- Cemaatlerin ekonomik yapılarını eleştirdim.
- Neyse; cumartesi günü onların Matematik Olimpiyatı’na gidiyorum. Biraz toparlayıp çiçek atacağım.
Oğlum bu adama güvenme, yarı yolda kalır bu iş
ERKAN Mumcu, "Tertemiz yüzler, yepyeni sözlerle çıkmalıyız" diyor; İlhan Kesici, Mehmet Ali Bayar, Meral Gezgin Eriş, Nevval Sevindi, Deniz Ülke Arıboğan gibi isimlerin DP çatısında olmasını şart görüyordu.
Ağar buna olumlu baktı; ama Kesici ile bir türlü buluşmadı.
Son çaba ile buluşma Mumcu’nun Levent’teki evinde olacaktı.
Saat 15.00’teki randevuya Ağar, 1.5 saatlik gecikmeyle geldiğinde, Kesici evden çıkalı birkaç dakika olmuştu.
14 Mayıs Demokrasi Günü yeni bir fırsattı.
Kesici de gelecek, Bayar’la birlikte Ağar ve Mumcu’nun yanında oturacaktı.
KESİCİ’NİN DÜŞÜNCESİ
Ama Ağar’ın tutumu Kesici’yi rahatsız ediyordu, Bayar araya girdi:
- Biz olmadan olmaz, güç vermeliyiz.
- Oğlum bu adama güvenme, yarı yolda kalır bu iş.
Aslında Kesici baştan beri farklı düşünüyordu.
Ona göre, Dörtlü Takrir’i anımsatacak 4 isme dayalı yapı gerekliydi:
Ağar, güvenlik, emniyettir; Mumcu, kültür, sosyal gelişme, eğitimdir; Kesici ekonomi, dünya ile ilişkidir; Bayar da dış politika, gençliktir.
13 Mayıs’ta Ağar, Kesici’ye, "Yarın mutlaka bizimle ol" çağrısı yaptı.
Kesici, Ağar’ı aradı, ama ulaşamadı; SMS mesajı geçmeyi de ihmal etmedi:
"Yanınızdayım; önemli işim var, yarın gelemiyorum. Bayar temsilcimdir."
Kesici ile Ağar, 21 Mayıs sabahına kadar bir daha görüşemediler.
Ne tesadüf ki o sabah, ikisi de İstanbul’dan Ankara’ya yan yana uçtular; durumu değerlendirip ertesi gün için dörtlü yemek randevusu verdiler.
23.00’TEKİ TELEFON
Ama o gece 23.00’te Ağar’ın telefonu çaldı; arayan Süleyman Demirel’di:
- Haberin var mı, İlhan yarın CHP’ye katılıyor, yapacak bir şey yok.
Ağar, bunu beklemiyordu, şaşırdı; tabii ki dörtlü yemek de iptal edildi.
DP projesinin katılım konusunda aldığı ilk darbe bu oldu.
-DEVAM EDECEK-
Son Dakika › Güncel › Ne Söyledin de Gülen'i İncittin ? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?