NATO Skandalını Ortaya Çıkaran Binbaşı Ebru'nun Albay Babası Konuştu: Gurur Duydum

NATO tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret skandalını ortaya çıkaran Türk subay Deniz Pilot Bnb. Ebru Nilhan Bozkurt'un babası konuştu. FETÖ'nün "Askeri Casusluk" kumpası mağdurlarından Bozkurt'un babası emekli albay Süleyman Bozkurt, "Çok mutluyuz. Bizi çok duygulandırdı. Gurur duyduk" dedi.

KAHRAMAN KADIN SUBAY

Binbaşı Ebru Nilhan Bozkurt (39), NATO'da Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik skandalı ortaya çıkartarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın kahraman kadın subayı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

BABASININ MESLEĞİNİ SEÇTİ

1978 yılında İzmir'de doğan Bozkurt, Deniz Kuvvetleri'nden albay rütbesiyle emekli olan babasının mesleğini seçti. 1998 yılında Deniz Harp Okulu'ndan 'teğmen' rütbesiyle mezun oldu. FETÖ'nun kumpas ağını gördüğü 2010 yılında, 12 yıllık deniz subayıydı. Pilot Yüzbaşı olan Ebru Nilhan, deniz karakol uçaklarında görevli tek kadın subay olarak görev yapıyordu.
MİLLİ PROJELERDE GÖREVLİYDİLER

Gazete Habertürk'ten Hüseyin Şentürk ve Veli Sarıboğa'nın haberine göre Binbaşı Bozkurt, gözaltına alındığı 2010 yılında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda, deniz karakol uçakları ile ilgili MELTEM-2 projesinde görevliydi. Ebru Nilhan Bozkurt ile gözaltına alınıp hakkında dava açılan 56 subayın ortak noktası, Türkiye'nin savunması için geliştirilmek istenen 'milli projelerde' görevli olmalarıydı.

SUÇ UNSURU YOKTU

Gözaltına alınan Bozkurt'un, kendisi yokken evinde yapılan aramada suç unsuru bir belge ve bulguya ulaşılamadı. FETÖ firarisi özel yetkili savcı Fikret Seçen tarafından 9 Şubat 2011'de Bozkurt'un da aralarında bulunduğu 56 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, sınıf arkadaşı ile 'Ramazan Bayramı' nedeniyle yapmış olduğu 2 telefon konuşması "örgüt irtibatı" olarak yer aldı.

Soruşturma dosyasında yer alan "Topel görüntü" isimli bir dijital klasörün içinde 6 adet video bulunduğu iddia edildi. Bu videoların, Bozkurt'un çalışmakta olduğu Deniz Hava Komutanlığı hangarlarındaki gizli çekim görüntüleri olduğu ileri sürüldü. Ancak, görüntülerin çok daha detaylısı, TRT-1'deki "Silahlı Kuvvetler Saati" adlı programda gösteriliyordu. Görüntülerdeki CN-235 model İspanyol yapımı uçaklar ile Amerikan yapımı Sikorsky helikopterlerse dünyanın birçok ülkesinde kullanılıyordu.

Bu uçak görüntülerinin Bozkurt tarafından gizlice çekildiği, gerçekte yurtdışında üretilen uçak ve helikopterlere ait bu görüntü ve bilgilerin casusluk amacıyla kullanılacağı iddia edildi. Ancak asıl amaç Bozkurt gibi milli projelerde görev alan kritik görevlerdeki kişileri safdışı ederek milli projeleri baltalamak, engellemekti.

O TARİHTE FRANSA'DAYDI

Yine dosyadaki dijital veri içinde bulunan "Excel" dosyasını Bozkurt'un kullanıcısı olduğu bir bilgisayarda, 22 Mayıs 2010 tarihinde oluşturduğu iddia edildi. Ancak, Ebru Nilhan'ın, "ebru" isimli bir kullanıcı adı hatta bilgisayarı yoktu. İşyerinde kullandığı bilgisayardaki kullanıcı adı ise TC kimlik numarasıydı. Dijital verinin oluşturulduğu iddia edilen 22 Mayıs 2010 tarihinde ise Ebru Nilhan, görevli olarak Fransa'da bulunuyordu. Buna rağmen, Ebru Nilhan Bozkurt hakkında 2012 yılında, kapatılan özel yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Mahkûmiyet kararı 5 Aralık 2013'te Yargıtay'ca onandı. Ancak Bozkurt, pes etmedi. Haksızlığı ortaya koymak için sonuna kadar direndi. Sonunda diğer asker, sivil yüzlerce kişi gibi kumpasa uğradığı ortaya çıktı.

İLK KADIN KOMUTAN OLDU

Yeniden yargılama sonucu 29 Ocak 2016'da Ebru Nilhan Bozkurt'un beraatine karar verildi. Bozkurt, beraat kararından sonra 2017'de Kocaeli'nde Cengiz Topel Deniz Hava Üssü'ne komutan olarak atandı. TSK'nın, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarihine, 'İlk kadın Deniz Hava Taktik Komutanı' olarak ismini yazdırdı.
"GURUR DUYDUK"

Ebru Nilhan Bozkurt, şimdi hem ülkesinin hem de ailesinin gurur kaynağı. Norveç'teki NATO tatbikatı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan adına sahte hesap açıldığını fark etti ve bu hesap üzerinden düşman kuvvetler arasında mesajlar atıldığını gördü. Sanal tatbikattaki o mesajlarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mustafa Kemal Atatürk, düşman saflarında yer alıyordu. Bu durumu üslerine bildiren Binbaşı Bozkurt, skandalı deşifre etti.

Kahraman Binbaşı Bozkurt'un babası Deniz Kuvvetleri'nden emekli Albay Süleyman Bozkurt, "Kızım gece 01.00 gibi eve geldi, sabah erkenden de işe gitti. O gece kızımla yarım saat kadar görüşebildik. Kızım mesleği gereği bize böyle şeyleri söylemez. Ben de sormam. Haberlere çıkınca öğrendim. Çok mutluyuz. Bizi çok duygulandırdı. Gurur duyduk" dedi. İki çocuk babası Süleyman Bozkurt, Askeri Casusluk yargılanması sırasında aile olarak büyük sıkıntı çektiklerini belirterek, "Ama takdiri ilahi. Gerçekler ortaya çıktı. Bizim en büyük madalyamız bu. 2013'te Askeri Casusluk'la ilgisi olmadığı halde onu suçladılar. O direndi, mücadele etti. İspatlayıncaya kadar mücadelesi sürdü. Çok sıkıntı çekmedi mi, çekti... Maddiyat önemli değil ama manevi olarak büyük sıkıntı yaşadık" diye konuştu.

"ÜLKEM VE ATATÜRK HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR"

Arnavutluk ve Kosova'da görev yaptığını belirten emekli Albay Süleyman Bozkurt, "Ben sancak taşımış bir adamım. Bizde hainlik olmaz. Ülkemin bütünlüğü, Cumhuriyet, Atatürk değerleri her şeyden önce gelir" dedi. Bozkurt, Murat Bardakçı'ya da konuyu gündeme taşıdığı için teşekkür etti.
KUMPAS KURANLAR YA TUTUKLU YA FİRARİ

Binbaşı Ebru Nilhan Bozkurt'a kumpas kuranların neredeyse tamamı şu anda ya firari ya hapiste. Bozkurt hakkında mahkûmiyet kararı veren kapatılan dönemin 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanı Metin Özçelik, üye hâkimleri Birol Bilen, Mehmet Ekinci ve duruşma savcısı Celal Kara meslekten ihraç edildi. Hâkim Özçelik tutuklandı ve hapiste. Mahkeme heyetindeki diğer iki üye hâkim Bilen ile Ekinci de tutuklu.

Mahkemenin duruşma savcısı Celal Kara 17 Aralık kumpası soruşturması savcısıydı. 15 Temmuz'dan sonra yurtdışına kaçtı. FETÖ firarisi olarak aranıyor. Davayı açan eski özel yetkili savcı Fikret Seçen de yurtdışına kaçtı ve casuslukla suçlanıyor. Bozkurt'u casusluk yapmakla suçlayan dönemin İstanbul Organize Suçlar Müdürü Nazmi Ardıç, "FETÖ üyesi olmak", "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme", "devletin güvenliği için gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme" suçlarından tutuklu yargılanıyor.