Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında savcı mütaalasını açıkladı.
5 saatten fazla süren sanık ifadelerinin ardından 14 sayfalık mütaalanın özetini açıklayan savcı "Herkes suç ortağı. 'İyi hal'e yer yok. Aile, polisleri yanlış yönlendirdi" ifadelerini kullandı. Elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü Arif Güran'ın evinde olduğunun belirlendiğini ifade eden savcı, Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı, TCK'nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini talep etti.
Mütalaanın ardından baba Arif Güran söz aldı. Baba haykırarak, şöyle konuştu: "Ben uyuyamıyorum. Uyuduğumda kızım beni çağırıyor. Küçük kızımdan ne istediniz? Bir caninin bir namussuzun lafıyla benim ailem mahvoldu. Ben intihara kalkıştım. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aile mahvedildi." Anne Yüksel Güran ise ağlama krizine girdi.
Haberler.com Genel Yayın Yönetmeni Avukat Bedia Teymur, mahkeme salonunda yaşananları Diyarbakır Adliyesi önünden aktardı. Teymur, duruşmada oldukça gergin, üzgün ve sinirli olduğunu kaydettiği baba Arif Güran'ın, anne Yüksel Güran'ı savunduğunu söyledi.
Teymur, Arif Güran'ın konuşması sırasında her 'Narin' sözü geçtiğinde anne Yüksel Güran'ın ağladığını dile getirdi. Bedia Teymur'un bildirdiğine göre Arif Güran, "Benim 8 yaşında bir kızım daha vardı, engelliydi. Bu kızım geceleri hiç uyumuyordu. Bu anne sabırla 8 yaşına kadar bu çocuğa baktı. Ben 22 yıllık eşimi tanırım. Nasıl iyi bir anne olduğunu bilirim." dedi.
Bedia Teymur, Arif Güran'ın sıklıkla "Bizim namusumuza leke sürüyorlar" cümlesini kullandığını ifade etti. Arif Güran'ın 'namus' dediği anda anne Yüksel Güran'ın ayağa kalkmaya çalıştığını kaydeden Teymur, birkaç defa da itirafçı Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Bana iftira attın, seni Allah'a havale ediyorum" dediğini belirtti. Teymur, anne Yüksel Güran'ın haykırışları sırasında ağabey Enes Güran'ın da ağladığını ve dışarı çıkmak istediğini aktardı.
Öte yandan mahkeme salonunda da duygusal anların yaşandığını söyleyen Teymur, Güran ailesinin akrabalarının da ağladığını ve "Adalet istiyoruz" diye bağırdığını, ortamın yatışmaması üzerine de duruşmaya ara verildiğini kaydetti.
Duruşma salonunda Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz ile ağabey Enes Güran arasında arbede çıktı. Amca Ali Rıza Güran, "Peygamber aşkına yeter artık" diye sesini yükseltirken aile yakınları ise "adalet" diye bağırdı. Arbede nedeniyle mahkeme başkanı salonu boşaltma kararı aldı. Tutuklular salondan çıkartılırken duruşmaya 45 dakika ara verildi.
Aranın ardından duruşma tekrar başladı. Mahkeme başkanı, "Bir konuda anlayış bekliyorum. Bugünden itibaren aile yakınlarını salona almayacağız çünkü ben onları iki kez uyardım." dedi. Daha sonra Enes Güran ve Yüksel Güran'a "İyi misiniz?" diye sordu. Anne Yüksel Güran ise "Kusura bakmayın" diye yanıt verdi.
Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, ailenin salondan çıkarılmasına itiraz etti.
Mustafa Demir: İtiraz eden amcanın sağlık sorunu var. Diğer aile üyeleri saygısızlık etmedi. İtiraz ediyoruz, aksi takdirde duruşma komple kapalı yapılsın.
Mahkeme başkanı: Gereği düşünüldü. Hüseyin Güran'ın tepkisinin ardından, salonun boşaltılması talebim üzerine 'Bizi kimse salondan çıkaramaz' söylemleri nedeniyle, salonda olmalarını istemiyoruz. Yarın tekrar konuşuruz.
Mahkemeye verilen 5 dakikalık ara sona erdi.
Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Metin Arkaş konuşuyor: Biz bu yargılamayı yaparken, 2 yaşında cinsel istismara maruz bırakılarak yaşamını yitiren Sıla bebeğin davası da Tekirdağ'da görülüyor. Sonuç olarak, çocukların yaşam hakkını korumak bireylerin ve devletlerin görevidir. Ancak 2016'dan beri Türkiye'de kaç çocuğun kaybolduğuna dair bir veri bulunmuyor. Narin'in kaybolması üzerinden baktığımızda, etkin bir arama sisteminin olmadığını açıkça görüyoruz.
Avukat Arkaş'ın ardından konuşan mahkeme başkanı, "Bugün karar çıkması zor hatta imkansız" dedi.
Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Asya Cemre Işık: Narin'in acısını yüreğinde hisseden herkese başsağlığı diliyorum. Umarım davadan çıkan sonuç neticesinde hakkını teslim edebiliriz. Buraya gelen her tanık 'Görmedik, bilmiyoruz' dediler. Bu nedenle iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına iştirak ediyoruz.
Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Aydın Özdemir konuşuyor: Değerli heyet, Enes Güran toplamda 8 farklı beyanda bulundu. Dosyada Enes Güran'ın ilk beyanı incelendiğinde, her iki beyanında da '16.30'dan itibaren kardeşimi aramaya başladım' diyor. Ancak 29'unda saati bir anda 18.00'den sonraya çekiliyor. Sayın Başkan, bu 5 günde ne değişti? Sıcağı sıcağına yapılan ilk beyan gerçekse, neden bir anda beyanını değiştirdi? Bize göre bu değişiklik basit bir karışıklıktan ibret değildir.
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Avukat Nahit Eren, savcının mütalaasına ilişkin beyanda bulundu. Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre Eren, şu ifadeleri kullandı: "Değerli heyet, Enes'in beyanları tutarsızlıklarla dolu. Önce 'Kardeşimi arıyorum.' diyor, ancak 5 gün sonra ifadesini değiştiriyor ve 'Biz Narin kaybolduğunda Muhammet ile birlikteydik.' diyor. Bu, basit bir değişiklik değil. Kamera görüntülerine göre Narin, saat 16.00'dan önce öldürülmüş. Enes ise 'Saat 16.30'da Narin'i aramaya başladım.' diyor. Daha sonra saat değişiyor. 12 Eylül'de verdiği ifadede, 'Narin, saat 17.40'ta oraya gitmiş gibi konuşuluyor.' diyor. Enes'e sorulduğunda kendisi de, 'Bana da mantıksız geliyor, mümkün değil.' diye ifade ediyor. 29 Ağustos'taki ifadesinde yine bu konudan hiç bahsedilmiyor. Ayrıca, gözündeki morluk ve kolundaki ısırık izleri dikkat çekici. Başta 'Kendi kendime zarar verdim.' diyor, daha sonra ise 'Mısır tarlasında çarpmış olabilirim.' diyor. Ancak o kalıcı izi açıklayamıyor. Bu kadar şiddetli bir çarpmadan bahsetmek mümkün değil. Bu yüzden Enes'in beyanları güvenilir değildir.
Şimdi birkaç kurgudan bahsedeceğim. Aile meclisinin Enes'i bu olaydan uzak tutmaya çalıştığı çok açık. Örneğin, Hediye Güran, 'Enes evde uyuyordu.' diyor. Ancak Enes'in detaylı ifadesinde Hediye'den hiç bahsedilmiyor. Demek ki bu ifade sonradan oluşturulmuş. Hediye Güran, Enes'i kurtarmak için getirilen bir tanıktır. Diğer tanıklar da aynı şekilde Enes'i korumaya çalışıyor. Örneğin, 'Enes'i aradık, buluştuk.' diyorlar, ancak aslında Enes'i arayan kimse yok. Enes'in cezaevinde kardeşiyle yaptığı görüşmede dikkat çekici bir konuşma geçiyor. Enes, kardeşine, 'Diş fırçasını kullandım.' diyor. Kardeşi ise, 'Konuşma.' diyerek susturuyor. Enes, Baran'a, 'Babam avukatları gönderirse göndersin, yoksa onlar bilir.' diyor. Bu konuşmalar, saklanmak istenen bir şey olduğunu açıkça gösteriyor. Aile meclisine gelince, ısrarla böyle bir toplantı olmadığını söylediler. Demek ki burada fail araştırılmamış, yalnızca bu olayın nasıl örtbas edileceği tartışılmış. Mecliste sürekli Enes'in adı geçiyor. Bu durum, gerçeklerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını ortaya koyuyor."
Diyarbakır Barosu'ndan Avukat Erdem Kaya konuştu. Kaya, şunları söyledi: "Salim Güran, tam 7 kez beyanda bulunuyor. İfadelerini değiştirdiğini görüyoruz. Sanığın, Mehmet Selim Atasoy ve Ramazan Atasoy ile yaptığı görüşmelerde, 'Senin bir şeyin düşmüş' konuşmasından bahsediliyor. Eğer iddia edildiği gibi mısır tarlasındaki fıskiyeden bahsedilseydi, böyle gizli konuşulmazdı. Ramazan daha sonra Salim'i arıyor ve 'Bir araç girmiş buraya yol üstünde' diyor. Daha sonra 'Gitti mi?' diye soruyor, Salim 'Evet, gitti' diyor. Biz bu konuşmalardan, Mehmet Selim Atasoy ve Ramazan Atasoy'un belki de gözcülük yaptığını düşünüyoruz. Yine, Ramazan Atasoy'un tutuklandıktan sonra Salim'e küfür ettiğini biliyoruz. Ayrıca, 'Üzerinde temiz kıyafetleri vardı, her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı' diyor. Bunu neden söylediğini duymak isterdik ama Ramazan böyle bir şey söylemediğini ifade ederek konuyu kapatmıştır."
Avukat Erdem Kaya'nın ardından konuşan mahkeme başkanı: "Bu duruşma, hukuk tarihinde önemli bir duruşma" dedi.
Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren konuşuyor:
"Ben avukatlık hayatım boyunca, delillerin sosyal medya ve TV programlarında tartışıldığına tanık olmadım. Peki Diyarbakır Barosu bunu hiç yapmadı mı? Yaptık. Zaman zaman kamuoyunda açıklamalarda bulunduk. Ama taraflara ilişkin bir suçlama yöneltmedik. Sosyal medyaya tweet atayım, TV programlarına çıkayım diye düşünüp mahkeme heyetinin bir karar vereceğini beklemedik. Yargı bu değil.
Diyarbakır Barosu üzerinden bu davayla ilgili algı oluşturmaya çalışıldı. Güran ailesini hiç tanımıyorum. Ama Diyarbakır Barosu'nun bir hafızası ve tecrübesi var. Bu cinayetlerden edindiğimiz tecrübe şu: Lütfen aileyle ve köyle hiçbir temas kurmayın. Neden bunu anlatıyorum? Çünkü bu cinayetlerde, maalesef ailelerin kendi sosyal çevrelerinde zaman zaman şüpheli ya da sanık olarak ceza aldıklarını biliyoruz. Televizyonlara çıkıp hala Diyarbakır Barosu'na etiket yapıştırmak isteyenler oluyor. Bir kez daha anlatıyorum: 14 Eylül'de bana geldiler. Ben de sadece baroda görüşebiliriz dedim. Geldikleri zaman dört kişi geldi. Biri dosya şüphelisi, yani tahliye olan. Geldikleri zaman dört saat görüştük. Meslektaşlarıma, Baro Başkanlığı yapmanın nezaketiyle bir şey söylemedim. Bana sitem ettikleri konu şuydu: 'Biz dava dosyasına avukat bulamıyoruz' demişlerdi.
Konuştuğumuz ana husus, avukat bulamamaları ile ilgiliydi. Aileden 20 küsür şüpheli vardı. Avukatların milyonlar istediğini söylediler. Konu bir şekilde buradan çıktı. Arif Bey, biz asla aileyi şeytanlaştırmak gibi bir tutum içerisinde olmadık. 14 Eylül Cuma günü aradılar, 15 Eylül Pazar günü baroyu açtık ve görüştük. 'Çocuklarımız okula gidemiyor' dediler. Kim buna sessiz kalabilir? O çocukların Narin'den farkı nedir? Gerçekten mağduriyet ifade edildi. Ben de kendilerinden rica da bulundum. 'Kamuoyunda bir algı oluştu, ama ben buna sebep vermedim. Kendinizi sorgulamanız gerek' dedim. 'Lütfen biliyorsanız söyleyin' dedim.
Şebnem Korur Fincancı, saygı duyduğum birisi, 'Diyarbakır Barosu işkence için gereğini yapmalıydı' demiş. Size bir telkinde bulunmadılarsa, ben o suç duyurusunu nasıl yapayım? Aile bize gelir ve 'Cezaevinde kötü muamele gördük' der. Ancak bize bu konuda soruşturma ya da suç duyurusu yapmamız konusunda herhangi bir talepte bulunmayacaklarını ifade ettiler.
Cezaevinde akrabalarına işkence yapıldığını söylediler. 'Tamam, kolluk aşamasında anlatırız ama bu cezaevinde çok zor' dediler. Enes'in cezaevinden götürüldüğünü, kendisine işkence edildiğini, dişlerinin çekildiğini iddia ettiler. Şunu da iddia etmiyorum: 'İşkence yoktur' gibi bir şey söylemiyorum, hukukçuyum. 17 Eylül'de şunu söyledim: 'Cezaevinde böyle bir iddia varsa, İnsan Hakları Merkezimiz ile bu sürece dahil olacağız. Ama özel avukatlarınız var.' dedik. Avukatları da bize geri dönüş yapmadı.
Diyarbakır Barosu, eğer işkence iddiasına dair mağdur veya yakınlarından bir talep olursa gereğini yapar. Baran Güran ile 24 Eylül'de yine görüştük. Dertlendi. Şimdi meslektaşlarıma soruyorum: 16, 23, 24 Eylül'de görüştük. Peki beni neden azlettiler, biliyor musunuz? 24 Ekim'de. Hukukçu olarak çıktığım tek program, Armağan Çağlayan'ın programıydı. O programda, 'Maalesef bu dosyada küçük çocukların da alet edildiğini' söyledim. İşte bu sebepten dolayı beni azlettiler.
Saat 15.19'dan önceki Salim Güran'ın GPS kaydına bakalım. 15.16'da Salim Güran'ın telefonu bir bankacılık işlemi yapsaydı, telefonundan herhangi bir internet kaydı bulunmuyor. Yani herhangi bir havale işlemi gerçekleştirmemiş. Salim Güran'ın yakın zamanda, bir hafta önce mahkemenize sunulan telefon verilerine göre—yani şu telefona bir işlem yapıldığında hangi saniyede hangi uygulamanın öne çıktığını görebiliyorsunuz—bu işlemler incelenmiş. İkinci havale işlemi ise 15.28'de gerçekleşiyor. Bu sırada, tam o saniyelerde 71 saniyelik bir GPS bağlantısı bulunuyor. Birden fazla işlem için bağlanmış, telefonun birçok arka uygulaması sisteme bağlanmış. Ben Onur Bey'in yerinde olsam, telefonun imajından bu mesajı alırdım. Lütfen yanlış anlamayın.
Salim Güran'a ait telefonun ödeme günü, ayın 21'i. Peki, Salim Güran o an resmî bir işlem yapma ihtiyacı mı hissetti? Meslektaşım şunu söyledi: Salim Güran'ın telefonda inanılmaz bir veri akışı var. Bu durumda, 'Telefonda temizlik mi yapılıyor?' diye şüphe duyarım. Şimdi gelelim, yine sosyal medya üzerinden yayınlanan bir videoya
Ruhi Kaya'nın video kaydını açar mısınız? O beyaz araç bu. 15.41'de geçiyor. Onur Bey'in gösterdiği saate göre, bu araç 15.41'de oradan geçiyor. Ancak bu araç Salim Güran'ın aracı değil. Baz verisini çürütmek üzere bir video paylaşıldı
Ulusal Kriminal de Onur Bey'in düştüğü hataya düşmüş. Ulusal Kriminal, 15.34 diyor, ancak 6 dakika ileri alınca durum değişiyor. Önceki araç bir traktör. Ruhi Kaya, kamera görüntülerinden geçiyor ve oradan 1 dakika sonra gelen bir otomobil var. Bunu niye anlatıyorum? Herkes şu hataya düştü: Nevzat'ın aracının yukarıdan aşağıya indiğini göremiyoruz. Ama iddiası doğruysa, Salim'in aracının geldiğini görebiliriz. Ancak göremeyeceğimiz bir yol da var.
Eğer bu adımsayar, tespit ettiğiniz gibi doğruysa, kız çocukları iş yapıyor, alışveriş yapıyor, hatta çocukları ödeme için kendisini çağırıyor ve kendisi gidiyor. Ben mutfakta iki kez dolandım, 45 adım oldu. 19.00-20.00 arasındaki 2 bin küsurluk adım. Narin'in kaybolma haberini alıyor. Asıl kritik soru şu: Narin kaybolduktan sonra 20.00-24.00 arası adımlarını saydığınızda, camiye gitmek, okula gitmek gibi bir hareketlilik var mı? Yani neyi ifade etmek istiyorum: Bu olay örgüsüyle örtüşmeyen bir telefondaki uygulama var.Şimdi saat 16.10'da Arif'in evinin önünden ayrılış anını göstereyim. Salim'in aracı, 16.18'de köyde. Şimdi bana 'Bu nokta araba mı?' demeyin. 16.13'te burada, kavşakta şu an devam ediyor. Ruhi Kaya'nın tabelasına geçiyoruz. 16.10'da Arif'in evinden ayrılıyor. Baz verisi hepimizin önünde.
Ruhi Kaya'nın kamera kayıtları… Bu görüntüler silinmiş. Bu görüntüler sonradan getirilen görüntüler. Mehmet Selim Atasoy kaçta geliyor biliyor musunuz? 16.23. Motosikletini görüyor musunuz? Salim'in girdiği yerden tarlaya giriyor. Tam Mehmet Selim Atasoy 16.23'te geçerken, meşhur elektrikçilerin görüntüsü var. Onların mavi arabası. Bunu niye anlatıyorum? Bugün Ramazan Atasoy'a bir soru sordum: 'Siz orada gün içerisinde Salim ve babanız dışında kimseyi gördünüz mü?' diye. 'Hayır' dedi. Sonra tekrar sorduk, 'Hatırlamıyorum' dedi. Yani neyi ifade etmeye çalışıyorum? Bize bu dosyada hiç kimse gerçeği anlatmıyor.
Salim Güran'ın geri getirilen WhatsApp görüşmeleri dosyada var. 22 Ağustos'tan itibaren telefonundaki ses kaydı kapatılıyor. 23 Ağustos'ta ise geriye dönük arama kayıtları siliniyor. Hepsinin bir sebebi var. Şunu sormak istiyorum: İlk bize şunu söyledi. Tanımlaması neydi? Eskort ile görüştüm dedi. Peki, biraz sonra gözaltına alınma riskim varsa ben kayıtları silerim. Narin'in kaybolması ile bağın yoksa neden sildin? Dosyamızın ilk şüphelisi Muhammet Kaya'dır. 22 Ağustos'ta o meşhur terlik nedeniyle bir şüpheli oluştu. 25'inde Enes gözaltına alındı. Enes İstanbul'a götürüldü. Ben de sordum. Asıl kritik mesele şu: Ben hala bulamadım. 15.40 gibi bir telefon ile görüşmesi var. Kim olduğunu bilmiyoruz. Bunun dışındaki tüm kişileri tespit ettik. En son şüphelendiğim şey ise 19.36'da bir WhatsApp görüşmesi ve 19.45'te telefon üzerinden yapılan bir görüşme. Eğer bu telefonda ses kaydı varsa açık. Birazdan size çok önemli birkaç kaydı dinleteceğim.
Bizim, Enes'in telefonunun kapanmasının gerekçesini oluşturmamız lazım. Osman Güran dosyada hiçbir zaman şüpheli olmadı. Şüphe uyandırmak adına konuşmuyorum. Diyarbakır'da merkezde kafede çalışan Osman, bize diyor ki: 'Ben saat 19.50'de duydum.' Narin'in kaybolduğu biliniyor. Anne Osman ile görüşüyor ama bize, 'Ben işteyken haber aldım' diyor. Peki, Osman önümüze bir daha nerede çıkıyor? Baba Arif Güran anlatıyor: O gece, oğlunun telefonu paramparça, olaydan duyduğu üzüntüden dolayı. Ancak 19.27'de Osman Güran, Arif Güran'a bir mesaj atıyor ve bu mesaj siliniyor. Ve bu mesaj o gece siliniyor. Sonra Osman diyor ki, 'Ekran desenini unuttum.' Güran ailesi, bize bu algının izahını yapsın. Biri bana bunu izah etsin. Biz şüphe duymayalım da kim duysun Enes'in telefonu ertesi sabah açılıyor. Sabahın 5'inde hareketlilik başlıyor. Baran Güran, Enes'i 05.32'de arıyor. Yaklaşık 14 görüşme kaydı var. Hukukçuyum ve bu durumu yorumluyorum."
"Hiç magazinleştirmedim. Kimse bizden bu konuda bir cümle duyamaz. Komutan, net bir şekilde Salim'e soruyor. Salim, 'Vallahi bilmiyorum, komutanım' diyor. 'Kuran kursundan geliyor' diyor. Eğer 15.11'den sonra evine giderken kaybolduğunu biliyorsak, komutan da biliyor. Şakir Başçavuş izinde. Başka bir komutana Salim Güran, '15.00-15.30'da kayboldu' diyor. Arif Bey'in bahsettiği Dara-2'ye gidiyorlar, ama 18.00'den sonrasını izliyorlar. Niçin? Kolluğu savunmak adına değil ama siz nasıl o verilen saate göre izleme yapmazsınız? İzlemiyorlar. Eğer Dara-2'ye o saatler izlenseydi ve Şahingöz görüntüleri incelenseydi...
PSA… ilk celsede ısrarlı şekilde Nevzat'a şunu sordum. Çanta neredeydi? dedim daha önce 'kapalıydı' dedi. Ben de soruyorum, eleştirebilirler. PSA hangi numunelerden cıktı? Vajen dış kilot iç yüz. Nereden cıktı? Narin'in çantasından! Özür dilerim burada Enes ve annesi var. Rapor şunu söylüyor, cinsel istismarı tespit edemem diyor. Yazma ve etek çantanın içerisinde ise vajen 2 de yok, kilot ön yüzde de yok, dış yüzeyde var. PSA testi nasıl yapılır? Şu şekilde kartla. Olay örgüsünde şunu oturtamıyorum, Cinsel ilişki sıradındaki şahıslardan bunlara geçtiyse… Ve ben şunu anlıyorum, o zaman bu eşyalara biri temas etti. Anneden de bulamış olabilir bilemeyiz? Nevzat cinsel istismarda mı bulundu? Bilemeyiz.
Bu aile bireyleri, Narin bulunca yas tutacaklarına kavga ediyorlar. Ben bütün bunları anlattığım zaman, Arif Güran'ın acısını hissediyorum ama uydurulmuş bir delil ile konuşmadım. O gün orada bir şey yaşanmadı mı? Bir şey yaşanmış. Nevzat'ın silik olduğunu söyleyen aile bireyleri var. Benden önce şüphe duyan bir Arif Güran var.
Diyarbakır Barosu katılan taraf olarak 4 sanığın cezalandırılmasını talep ediyor. "
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'inde görülen Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada savcılık, esas hakkındaki mütalaasında şu taleplerde bulunmuştu.
Son Dakika › Güncel › Narin Güran davasında savcı mütalaasını açıkladı, duruşma salonu karıştı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (17)