Osman Sınav: Müslüman Olmayan Birisi Mevlana Filmi Çekemez

Sinema sektörüne ve yeni projelerine dair açıklama yapan yapımcı ve yönetmen Osman Sınav, "Amerikalılara kaptırmazsak, Türkiye 'Bunu Hollywood çeker' demezse, Mevlana filmini bizim yapmamız lazım." dedi.

Bugüne kadar çok izlenenler arasında birçok film ve diziye imza atan Osman Sınav, sinemanın estetik değerler bütünlüğü olduğunu dile getirerek, "Mevlana projesi üzerinde çalışıyorum. İnşallah yapacağım. Hedeflerimden birisi o. Ömer (Lütfi Mete) ağabeyin Mevlana çalışması vardı ve o çalışmada da bulundum. Önce, 'Mevlana filmi nasıl yapılmalı?' üzerine bir çalışma yapmak ve finansmanını oluşturmak lazım. Yol haritası çıkarıldı. Şimdi ben onun üzerinde çalışıyorum. Amerikalılara kaptırmazsak, Türkiye 'Bunu Hollywood çeker' demezse, Mevlana filmini bizim yapmamız lazım."

"MEVLANA FİLMİ ÇEKMEK İÇİN ÖNCE MÜSLÜMAN, SONRA TÜRK OLMAK LAZIM"

Mevlana'yı iyi anlamanın önemine değinen Sınav, "Mevlana filmi çekmek için önce müslüman olmak sonra da Türk olmak lazım. Yani müslüman olmayan birisi Mevlana filmi çekemez bence. Çekmesi de yanlış olur. Bir oyuncunun gözünde hangi durumda, hangi duruşta, hangi anda nasıl bir ifade olması lazım? Bunu anlamak için Mevlana olmak gerekmiyor ama önce Müslüman olmak gerekiyor. Müslüman olmayan bir insan, o ruhu o tasavvufu nasıl anlayacak? Mevlana dönemin en büyük alimi. Konya'da, Selçuklu başkentinde en büyük üniversitenin rektörü. Şems bilgisiz bir adamı değil, bu alimi irşad ediyor. Bu ne demek? Bilginin ötesinde ne görüyor?" değerlendirmesinde bulundu.

YENİ KONSEPTLERİN PEŞİNDE

Osman Sınav, yeni konseptler üretmeye çalıştıklarını aktararak, "Bizim işimizin esası, hayal kurup fikir üretmek. Topluma ve yeni gidişe doğru ne yapmamız lazım? Toplumdaki gelişen trend nedir? Bu trendlere uygun yeni temalar, yeni hikayeler kurmamız lazım. Yani Türkiye'nin hikayesi nereye doğru gidiyor? Biz bunun için nerede yer alacağız, buna bakmak lazım." şeklinde konuştu.

"DÜNYAYA FORMAT SATMALIYIZ"

Sınav, format üretmenin dünyanın en zor işi olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Bizim, dünyaya format satıyor olmamız lazım. Format arayışını ciddiye almadığımız için maalesef ki format almaya başladık yeniden. Bu, sektör adına kötü bir şey. İnsanları yeni format üretmeye teşvik etmek lazım. Format üretimine odaklanmak için bundan artı bir şey elde ediyor olmak lazım. Türkiye'deki telif hakları doğru çalışmadığı için yapımcı ilave çok fazla bir şey elde edemiyor ve format üretmeye çok önem vermiyor. Hazır format alıp yapmak daha kolay geliyor."

"EN SİNEMATOGRAFİK KÜLTÜR VE TARİH BİZDE"

Dizi ve sinema yapımlarında dönem işlerine ağırlık verilmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:

"Türk tarihinin her sayfasından onlarca dizi çıkar. Dünyanın en sinematografik kültürüne ve tarihine sahibiz. Bunu sinemacı olarak, en iyi 'yapamayan' da biziz. Dünyada, 'kendi tarihinin sinemasını, dramasını yapamamışlar' sıralaması yapılsa, herhalde Türk sinemacılar 1. sırada yer alır. Ruhunu doğru koyarsanız oluyor. 'Diriliş Ertuğrul' dizisi, ruhu doğru koyulduğu için başarılı oldu."