Müftüoğlu: İslam, Gösteriş Kabul Etmiyor

İnfak-Der'in davetlisi olarak Urfa'ya gelen, Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda 'Tevhidi gözün çağa şahitliği' adlı konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı yazar Atasoy Müftüoğlu, İslam hizmette gösterişin, reklamın ve riyanın olmadığını söyledi. Devasa camilere para veren insanların büyük fikirlere kuruş harcamadığını kaydeden Müftüoğlu, Müslümanların her şeyden önce öğrendikleri bilgiyi eyleme dönüştürmeleri gerektiğini ifada etti.

'BİRİ ÇIKIP SİZİN UFKUNUZU KAPATIYOR'

Kur'an tilavetiyle başlayan konferansta Müslümanların sürekli geçmişteki fetihlere atıfta bulunduklarını vurgulayan Müftüoğlu, hiç kimsenin eleştiriden muaf tutulamayacağını belirtti. Müftüoğlu, "Geçmişte fetihlerine getirenler sorumluluklarını yerine getirmişlerse kendilerini bahtiyar edebilirler. Geçmişteki fetihleri gerçekleştirenlerin bugüne ilişkin yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Bu nasıl bir kültürdür ki, bu kültürün mensupları ölü özledikleri ve takip ettikleri için bir türlü yaşayan özneler haline gelemiyorlar. Bir insan çıkıyor sizin ufkunuzu yüz yıl kapatıyor. Burada sorun üstatlık sorunu değil. Sizin ufkunuzu kapatıyor. Siz yeryüzünde, Allah'ın mülkü ve saltanatı üzerinde ortaya çıkan bütün gerçeklikleri takip etmek durumundayken, hiçbirini takip etmiyorsunuz. Yalnızca sizin ufkunuzu kapatan kişinin nesini takip ediyorsunuz? Yaklaşımını takip ediyorsunuz. Sonra tevhit terbiyesi alan insan şunu öğreniyor. Hiç kimse eleştirilen muaf değil. Neden sormuyorsunuz, kitabı kerim, kitabı mübin referans kaynağı değil, mübarek zat referans kaynağı. Bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsunuz. Sokrat'ın bir sözü var. 'İyi insan olmak yetmez aynı zamanda iyi ayakkabıcı olacaksınız' diyor. Bizde iyi insan çok…" dedi.

'SAKAL ÜZERİNE YÜZLERCE KİTAP YAZILMIŞ'

Müslümanları toplumsal düzeni inşa üzerine kafa yormamakla suçlayan Müftüoğlu, "Batılı toplumlar aydınlanma mutlakıyetçiliği tarafından üretilen ve tahakküm edilen din aracılığıyla hizaya getirilmişlerdir, baskılanmışlardır. Ve en büyük terör, iflah ve acımasız terör bu uygarlık misyonu terörüdür. Bu uygarlık terörüyle bir cümle bile olsa hesaplaşan bir mübarek zat yoktur. Böyle birisi yok. Sakallarımızın nasıl keseceğimize dair yüzlerce kitap yazılmış. Ama bir toplumu nasıl düzeltileceğimiz üzerine bir kitap yazılmamış. Misvak kullanmanın önemine dair 300 tane kitap yazılmış, küfürle, mübahla, şikakla, fesat sistemiyle nasıl yüzleşeceğimize dair bir tek kitap dahi yazılmamış. Bu Anglosakson kültürüyle nasıl mücadele edeceğimize dair bir şey yok. Müslümanlar bu gerçekliğe müdahale edemiyor diye neden sormuyoruz" diye konuştu.

'BÜYÜK FİKİRLERE BİR KURUŞ VERENİ HATIRLIYOR MUSUNUZ?'

"Cami inşa etmeyelim, bilinç inşa edelim diye bir yazı yazdım" diyen Müftüoğlu, "Geçenlerde Maraş'taydım. Orada çok olağanüstü bir cami yapılmış. Misafirleri oraya götürüyorlardı. 'Ben bu cami ziyaretini yapmayacağım' dedim. Sordum, bu olağanüstü camileri yapan, büyük paralar veren hacı efendiler arasında büyük fikirler için bir kuruş veren bir tanesini tanıyor musunuz? Size soruyorum Urfalılar. Büyük fikirler için bir kuruş veren birini hatırlıyor musunuz? Ama o büyük camiler için büyük paraları verenlerin adı o mermerlere tespit ediliyor. Mermerlerde yaşıyor onlar" dedi.

Kanadalı küreselleşme karşıtı bir gruptan beş kadının Refahiye Sınır Kapısında yaşadıkları olayı anlatan Müftüoğlu, İslami çabanın reklam, gösteri ve nümayiş kabul etmediğini söyledi. Gazze'ye yardım götüren Türkiyeli yardım kuruluşlarının kendi logolarını dünya televizyonlarına göstermek için canla başla mücadele verdiklerini aktaran Müftüoğlu, "İslami hizmet, çaba, formu, dikkat ve yoğunluk yalnızca bir tek amacı kabul ediyor. Allah'a ait olmak. Onun dışında başka bir amacı kabul etmiyor. 'Bizim derneğin namı yürüsün, bizim örgütün namı yürüsün, bizim partinin namı yürüsün, bizim başkanın namı yürüsün, bizim mübarek zatın namı yürüsün' diye bakıyorsanız. Yapmayın daha iyi" dedi.

'BİLGİYİ ETE, SÜTE, YÜNE ÇEVİRİN'

Epiktetos'un öğrenmeye ilişkin sözlerinden alıntılar yaparak konuşmasını bitiren Müftüoğlu, "Epiktetos 'Yeni bir şey öğrendiğinizde hemen ortaya çıkıp, şunu öğrendim, bunu öğrendim demeyin. Benim keçilerim var. Size keçilerimden örnek vereyim. Ben keçilerimiz çobana emanet ediyorum. Onlar kırda, bayırda yiyorlar, içiyorlar. Onlar bu kadar ot yedik, bu kadar saman yedik, bu kadar su içtik, hava teneffüs ettik demiyorlar. Yediklerinden yün yapıyorlar, süt yapıyorlar, et yapıyorlar. Siz de eğer bir gün bir şey öğrenirseniz et yapın, süt yapın, yün yapın' diyor. Türkiye'de insanlar bu kadar Kur'an okuyor insanlar. Neden ete, süte dönüşmüyor bunlar" dedi. Konferans daha sonra soru-cevaplarla sona erdi.
(Kaynak: Gazeteipekyol)