Muazzez Orhan Işık'tan Bakan Bozdağ'a: "10 Ekim Katliamı'nda Sanıkların 7 Yıldır Yakalanamamasının Gerekçeleri Nelerdir"

HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a "10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nda yakalanamayan sanık sayısı kaçtır? Bu sanıkların yargılamasına nasıl devam edilmektedir? Sanıkların 7 yıldır yakalanamamasının gerekçeleri nelerdir" diye sordu.

Muazzez Orhan Işık, terör örgütü IŞİD'in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde düzenlediği bombalı saldırıya ilişkin yargılama sürecinde yaşananları Meclis gündemine taşıdı. Işık, Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye verdiği soru önergesinde şunları kaydetti:

"ANKARA KATLİAMI, ÜZERİNDEN GEÇEN 7 YILA RAĞMEN HENÜZ AYDINLATILAMAMIŞTIR"

"Türkiye tarihinde sivillere yönelik katliamların en büyüklerinden biri olan 10 Ekim 2015 Ankara katliamı, üzerinden geçen 7 yıla rağmen henüz aydınlatılamamıştır. Dönemin sorumlu kamu görevlileri ve başbakanı başta olmak üzere kamusal sorumluluk taşıyanların kendi beyanları, süreç içerisinde yakalanan IŞİD militanlarının ifadeleri ve bu katliamın ortaya çıkardığı kolektif toplumsal travma hakkında, yanıtlanmamış ve açıklanamamış birçok boyut bulunmaktadır.

"100'E YAKIN YARALININ BEDENİNDE KALICI HASARLARA YOL AÇAN KATLİAMIN İZLERİ HALA DEVAM ETMEKTEDİR"

Bölge genelinde devam eden savaşlara, emeğin haklarının gasp edilmesine ve anti-demokratik eğilimlere karşı 81 ilden gelen on binlerce yurttaşın taleplerini demokratik bir yolla dile getireceği mitinge Ankara'nın merkezinde vahşi bir şekilde saldırılmış, 100 insan alanda yaşamını yitirmiş ve 500'e yakın insan yaralanmıştır. 10 Ekim yaralarıyla ve etkileriyle Esfet Duran 5 Kasım 2015'te, Mustafa Budak katliamın 20. ayında, Ağa Bayar 22. ayında, Piro Yıldırım ise katliamın 5. yılında 10 Ekim Katliamı'na bağlı sağlık sorunları sebebiyle yaşamlarını yitirdiler. Bu katliam sonucu Türkiye'nin 42 iline cenaze gönderildiği ifade edilmektedir. 100'e yakın yaralının bedeninde kalıcı hasarlara yol açan katliamın izleri hala devam etmektedir. Yakınlarını kaybeden aileler, kalıcı uzuv kaybı yaşayan yaralılar ve o gün o alanda olan 10 binlerce kişi başta olmak üzere adalet arayışı devam etmektedir.

"KATLİAMIN SANIKLARININ YARGILANDIĞI MAHKEME HALA DEVAM ETMEKTEDİR"

Katliamın sanıklarının yargılandığı mahkeme hala devam etmektedir. Ancak mahkemede yargılanması gerekenlerin çok önemli bir kısmına ulaşılmamış ve kamunun siyasal ve hukuki sorumluluğu gereği yargılanması gerekenler hesap vermemiştir. Yaş, etnisite, yaşam tarzı ve kimlik farkı gözetilmeden, 'insanlığa karşı işlenen bu suçun' adil bir şekilde tüm sorumluları kapsayacak biçimde yargılanması sağlanmalıdır. Adalet Bakanlığı'nın, konu hakkında kamuoyuna ve 10 Ekim Barış Ailelerine hukukun ve adaletin gereği olan bilgilendirmeyi ve tazmin çalışmalarını yerine getirmesi gerekir. Ancak aradan geçen 7 yıla rağmen devam eden ağır bir adaletsizlik, hukuksuzluk ve ağır insan hakları ihlali durumu mevcuttur.

"AİLE BİREYLERİNİ ANMAK İSTEYEN YURTTAŞLAR YİNE POLİS ŞİDDETİ VE KAMUSAL ZORBALIKLA KARŞI KARŞIYA KALMIŞTIR"

Kamusal bir ihmal sonucu yaşanan bu katliamda yaşamını yitirenlerin anmasının yapılmasının 6 yıldır engellendiği bir ülkede adaletten söz edilmesi çok güçtür. Böyle bir katliamda yaşamını yitirmiş insanları, yurttaşları, arkadaşlarını ve aile bireylerini anmak isteyen yurttaşlar, yine polis şiddeti ve kamusal zorbalıkla karşı karşıya kalmıştır. Adaletin gereği olan saygı içerisinde bir anma için tedbir alınması gerekirken 10 Ekim Barış Ailelerine yönelik fiili, fiziki saldırılar yaşanmaktadır. 10 Ekim anmalarına katılan yurttaşlara yönelik fişleme, sorgulama ve soruşturma faaliyetleri yürütülebilmektedir. Dünyada bu katliamın benzerleri olduğunda kamusal bir politika ile toplumun acısı onarılmaya çalışılmaktadır. Bu ve benzeri günlerde onarıcı bir yaklaşımla resmi anma günleri ilan edilmektedir. Yaşamını yitirenlerin hatıralarının yaşatılması ve ailelerinin rehabilitasyonu için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak Türkiye'de, 10 Ekim Katliamı da dahil yaşanan bu durumlara ilişkin toplumsal bir yaklaşım ve politika söz konusu değildir."

Işık'ın Bakan Bozdağ'a yönelttiği sorular şöyle:

"10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin yakınlarından, yaralılardan ve kalıcı olarak engelli kalanlardan resmi bir özür dilenecek midir?

10 Ekim Ankara Gar Katliamı'ndan önce gerekli tedbirlerin alınmaması, katliam anında ve sonrasında ise ilkyardım hizmetlerinin etkin bir şekilde verilmemesi nedeniyle açılan bir soruşturma var mıdır? Bu kapsamda yaptırım uygulanan kamu görevlisi sayısı kaçtır?

10 Ekim Ankara Katliamı'ndaki sorumluluğu gereği yargılanan, görevden uzaklaştırılan veya hakkında idari veya adli soruşturma açılan kişi sayısı kaçtır?

10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nda yıl dönümü anmalarına kitlesel katılım neden engellenmektedir? Anmaların kitlesel yapılmamasını kimler istemektedir? Bu anmalara katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınan, soruşturma geçiren, tutuklanan, hüküm giyen veya ihraç edilen kişi sayısı kaçtır?

104 kişinin yaşamını yitirdiği, 493 kişinin de yaralandığı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin yakınlarına ve yaralılara yönelik verilen maddi ve manevi tazminat miktarları 2022 yılı itibariyle ne kadardır?

10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nda yakalanamayan sanık sayısı kaçtır? Bu sanıkların yargılamasına nasıl devam edilmektedir? Sanıkların 7 yıldır yakalanamamasının gerekçeleri nelerdir?

Katliamın 'insanlığa karşı suç olarak tanımlanması' ve katillerin zaman aşımından yararlanmaması amacıyla bir çalışma başlatacak mısınız?

Katliamda yaşamını yitirenlerin hatıralarının yaşanması ve ailelerinin rehabilitasyonu için hangi tedbirleri alacaksınız?

Ankara'da katliamın yapıldığı yerde 10 Ekim Barış Anıtı yapılması için bir girişim başlatacak mısınız?

10 Ekim gününün resmi olarak 'Emek, Barış ve Demokrasi Şehitlerini Anma Günü' olması için bir girişim başlatacak mısınız?"