Mısır'daki Darbenin 100. Günü

İhvan İstişare Kurulu Üyesi Eşref Abdulgaffar, "Hürriyeti, özgürlüğümüzü, hakkımızı, Cumhurbaşkanımızı geri alana kadar meydanlarda mücadele etmeye, direnmeye sonuna kadar devam edeceğiz" dedi.

Rabia Platformu'nun öncülüğünde Fatih Camisi'nde bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşu üyeleri, "Demokrasiye Yapılan Darbenin 100. Günü" adı altında Saraçhane Parkı'na yürüyüş düzenledi.

Burada gazetecilere açıklama yapan İhvan İstişare Kurulu Üyesi Abdulgaffar, Mısır'da yaşananların sadece Sisi'nin, liberallerin çıkardığı bir savaş olmadığını, bütün dünyada İslam'a karşı açılmış bir savaş olduğunu söyledi.

Mısır'da kadınları, çocukları öldürenlerin göğüslerinde kalp taşıdığına inanmadığını vurgulayan Abdulgaffar, aynı şekilde bu kişilerin Müslüman olduklarını, İslam'a riayet ettiklerini de sanmadığını kaydetti.

Mısır ordusunun çocukları, kadınları katletmenin yanı sıra hastaneleri bile ateşe verdiğini bildiren Abdulgaffar, şöyle devam etti:

"Hatta yaralıları bile öldürdüler. Bu zulmü yapanların insan olduklarını, Müslüman olduklarını ve ayrıca Mısırlı olduklarını kesinlikle düşünmüyorum. Sisi, bütün bunları yaptıktan sonra bizlerin korkacağını ve evlerimize geri döneceğimizi zannetti. Sisi ve yandaşları, 80 kadın ve erkeği sabah namazı kılarken katlettiler. Bunun üzerine protestocuların sayısı arttı. Şehitlerin sayısı arttıkça orada direnen insanların sayıları azalmadı, daha da fazla arttı."

Abdulgaffar, Rabia ve Nahda'daki insanların Allah'ın rızasını almak için direndiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu darbeciler mescitlere saygı göstermediler. Fetih mescidini ateşe verdiler. Mescitlerdeki Kur'an'ları ateşe verdiler. Bu darbeciler aynı şekilde Müslümanların kanlarına da saygı göstermediler. Bizim Peygamberimiz, bir Müslümanın kanının Kabe'den daha değerli olduğunu ifade etmiştir fakat buna rağmen bu darbeciler Müslümanların kanlarına hürmet göstermediler."

"Bizim şehitlerimiz cennettedir"

Abdulgaffar, darbecilerin katliam yaparak kendilerine geri adım attıracaklarını sandıklarını belirterek, "Fakat bizim şehitlerimiz cennettedir. Bizim öldürülenlerimiz şehittir. Merhaba şehadet, merhaba cennet" diye konuştu.

Mısır'da gençlerin silahların önünde durduğunu ifade eden Abdulgaffar, bu gençlerin "Selam olsun cennet" dediklerinin altını çizdi.

"Biz meydanlarda kalmaya devam edeceğiz. Yaşlılarımızla, çocuklarımızla, kadınlarımızla meydanlara çıkmaya, meydanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz" diyen Abdulgaffar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Göğüslerimizi açacağız ve barışçıl direnişi, barışçıl mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Onlar bizi uluslararası devletlerin yasakladığı silahlarla öldürüyorlar. Biz de onları bu barışçıl direnişimizle, bu barışçıl mücadelemizle öldüreceğiz, yok edeceğiz ve asla bize karşı zafer kazanamayacaklar. Bizim Rabbimizden nasıl güç ve kuvvet aldığımızı İslam'ın düşmanları anlayamıyorlar. Hürriyeti, özgürlüğümüzü, hakkımızı, Cumhurbaşkanımızı geri alana kadar meydanlarda mücadele etmeye, direnmeye sonuna kadar devam edeceğiz."

Abdulgaffar, asla ve asla kaçmayı, geri adım atmayı düşünmediklerini vurgulayarak, "Allah şu anda bizim sabırlarımızı, fedakarlıklarımızı ve kardeşliğimizi deniyor ve bize yakında inşallah büyük bir zafer hazırlıyor" diye konuştu.

Özgür-Der Başkanı Kaya

Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya ise Mısır'daki darbenin üzerinden 100 gün geçtiğini anımsatarak, bu süre içerisinde 3 bin 500'den fazla Müslüman'ın katledildiğini söyledi. Kaya, şöyle devam etti:

"Burada darbecilerin ortaya çıkardıkları tabloyu net görmek lazım. Bugün için Mısır bir açık hava hapishanesine dönmüş durumdadır. Burada bu vesileyle TRT çalışanı Metin Turan'ın durumunu da hatırlatmakta yarar görüyorum. Metin Turan iki aya yakındır cezaevindedir. Bir kere daha şunu vurguluyoruz; darbeciler işledikleri insanlık suçuyla tarihe kaydolmuşlardır. Mısır'da kardeşlerimizin tümü darbeye karşı onurla, şerefle, izzetle direnmektedirler. Bizler de onlarla iftihar ediyoruz."

Kaya, küresel egemenlerin tutumlarını da çok net bir şekilde gördüklerine vurgu yaparak, "Bakın 100 gün geçti, darbeye 'darbe' demediler, katliamlara 'katliam' diyemiyorlar. Adeta üç maymunu oynuyorlar" diye konuştu.

Anadolu Platformu yöneticilerinden Hüseyin Özhazar da Türkiye'de Müslümanların Suriye ve Mısır'da yaşananlara karşı duyarsız kalmayarak, iyi bir dayanışma örneği ortaya koyduğunu söyledi.

Müslümanların, tarihin hiçbir döneminde zalime ve zulme boyun eğmediğini anlatan Özhazar, "Bundan sonra da İslam hassasiyetini taşıyan tüm müminler, zulme ve zalimlere boyun eğmeyecekler" diye konuştu.

Özhazar, Mısır direnişinin 100. gününde olunduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

"Akan kan bizim kanımız, bir başkasının değil. Öldürülen bizim kız kardeşimizdir, babalarımız, amcalarımız, dayılarımız, kardeşlerimizdir. Mümin asla zulüm karşısında susmadı, bundan sonra da susmayacak. Bundan tam 100 yıl önce bir savaşa girdik ve bu savaşı kaybettik. Emperyalistler İslam coğrafyasında gecekondu devletler inşa ettiler. Ama bu gecekondu devletler tek tek yerle bir oluyor. Bu emperyalist hesapların boşa çıkacağına şahitlik etmekteyiz."

Gazeteci-yazar Dilipak

Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak ise Mısır'daki Müslümanlara, ümmete cihat ve şehadeti öğrettikleri için müteşekkir olduklarını söyledi.

Suriye, Filistin ve Mısır davasının Müslümanları yeniden cumayla, Kunut dualarıyla, teheccüdlerle buluşturduğuna vurgu yapan Dilipak, "Onun için yeniden iman ederken, yeniden Müslümanca sorumluluklarımızı da kuşanmamız gerekiyor. Bu anlamda bu bayram namazını Avrupa yakasında Sultanahmet'te, Anadolu yakasında ise Mimar Sinan Camisi'nde kılacağız. Herkesi bekliyoruz" diye konuştu.

Konuşmacıların sözleri sık sık atılan sloganlarla kesilirken, Saraçhane Parkı'ndaki anıtın üzerine Rabia ve Mısır bayrağı ile Muhammed Mursi'nin fotoğraflarının asıldığı görüldü.

Bu arada, basın açıklamasının sonunda bir grup Mısırlı genç, direniş ve Rabia sloganları atarak, ilahi okudu. - İstanbul