Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Kurum Danışmanı Prof. Dr. Filiz Ercan, mesleki eğitimin dinamik ve sektörün ihtiyaçları doğrultusunda olması gerektiğini belirterek, "Bu okullarda okuyan öğrencilerimizin mezun olmadan önce istihdam ofisleri, kariyer merkezleri aracılığıyla online sistemine kaydedilmesi, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda bu ara bağlantının yapılması gerekiyor." dedi.
Ercan, Milli Eğitim Bakanlığınca "Eğitimden Üretime Sektörle İşbirliği" temasıyla düzenlenen 2. Eğitim Kongresi'nde, "Meslek Yüksekokullarının Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri" konulu panelde, bu kurumlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
YÖK Kurum Danışmanı Prof. Dr. Ercan, panel sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, meslek yüksekokullarının sanayi bölgesine yakın yerlerde kurulması yönünde bir hükmün bulunduğunu ancak bu hükme uyulmadan bazı bölgelerde okullar açıldığını belirtti.
Bu kapsamda YÖK'ün, son yıllarda özellikle organize sanayi bölgelerinde (OSB) meslek yüksekokullarının kurulmasına izin verdiğini bildiren Ercan, "Meslek yüksekokulları, iş yeri beceri eğitimine dayalı ve sektörün ihtiyaçları doğrultusunda kuruluyor. 2011 İŞKUR verilerine göre, istihdam oranlarına bakılırsa meslek yüksekokul mezunlarının, diğer mezunlara oranla istihdamının yüzde 36,1 olduğu görülüyor." dedi.
"Ara elman demiyoruz, aranan eleman diyoruz"
TÜİK'in son istatistiğine göre, eğitim durumuna göre iş gücü istihdamına katılma oranına bakıldığında, 2015'de mesleki ve teknik liselerden mezunların istihdam oranının yüzde 57,1, 2016 verilerine göre ise yüzde 58,9 olduğunu vurgulayan Ercan, yükseköğretimden gelenlerin istihdam oranlarının ise geçen yıl yüzde 71,8, bu yıl ise yüzde 71,6 düzeyinde bulunduğunu söyledi.
Ercan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu da bize neyi gösteriyor? Aslında mesleki eğitim yapan kişilerin, oldukça fazla sayıda istihdam oranı var. Sektör buna ihtiyaç duyuyor. Biz buna zaten ara elman demiyoruz, aranan eleman diyoruz. Dolayısıyla, mesleki eğitimin dinamik, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda olması gerekiyor ve bu okullarda okuyan öğrencilerimizin mezun olmadan önce istihdam ofisleri, kariyer merkezleri aracılığıyla online sistemine kaydedilmesi, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda bu ara bağlantının yapılması gerekiyor."
Mevcut rakamlara göre, iki lise öğrencisinden birinin meslek liseli olduğunu aktaran Ercan, meslek yüksekokullarının diğer fakültelere oranının ise üçte bir olduğunu söyledi.
Ankara'da Hacettepe Üniversitesi ve ASO'nun iş birliğiyle kurulan bir meslek yüksekokulun verilerine bakıldığında, iş yeri beceri eğitimi temelli eğitimin 2 yılının, sanayi işletmelerinde geçtiğini belirten Ercan, "Bu çocuklar daha öğrenciyken zaten iş yeri beceri eğitimi sırasında teklif alıp direkt işe yerleşiyorlar." dedi.
"Dört işlemde sıkıntılar yaşanmakta"
Meslek lisesi öğrencilerinin, tümünde olmasa bile genel olarak dört işlem matematikte sıkıntılar yaşadığına işaret eden Ercan, bu nedenle bu öğrencilerin meslek yüksekokullarında da sıkıntılar yaşadığını bildirdi.
Ercan, "Bu dört işlem eksiği meslek yüksekokullarında değil, o okullara gelmeden giderilmeli çünkü bu öğrenciler, meslek okullarında 2 yılı bitirdikten sonra DGS ile ilgili fakültelere geçebiliyorlar. Yani buna iki taraflı bakmak lazım. DGS fırsat eşitliği açısından iyi mi? Evet iyi ama gidilen yere bakarsanız bu öğrencileri direkt 3'ten devam ettirme yapamıyorsunuz. Öncelikle matematikte eksiği gidermeniz gerekiyor ve DGS ile geçen öğrencilerin incelenmesi lazım." diye konuştu.
Dünyada "meslek edinmek için üniversiteleri bitirmek gerekmediği, belli sertifikasyon merkezlerinden belgelerle iş gücüne daha kalifiye eleman olarak katılabildiği" yönünde eğilimler bulunduğuna işaret eden Ercan, "Biz de çağa ayak uydurmak durumundayız. Hem üniversite bazında hem de sertifikasyon merkezleri üzerinde yapabiliriz. Bunu kabul etmek, teknik bilimlerde biraz zor gibi geliyor ama bu sertifikasyon merkezleri yeterince denetlenir, gerekli yeterlilik belgelerini çok sıkı aşamalardan sonra alırlar ve verirlerse bir problem olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
İhtiyaçlar doğrultusunda kurulması daha doğru
YÖK'ün son yıllarda kalite ile ilgili sıkı çalışmalar yaptığını, meslek yüksekokullarının da bu kapsamda olduğunun altını çizen Ercan, "Kaliteden söz edebilmek için önce eğitimin, sonra eğitimi veren öğretim elemanlarının, öğretmenlerin profiline bakmak gerekiyor." dedi.
Kurulun bu konuları ciddi olarak ele aldığını vurgulayan Ercan, "Eğiticilerin eğitimi, denetleyenin denetimi gibi kapsamda çalışmalar var. Meslek yüksekokullarındaki öğretim elemanları eğer akademik ilerleme yapacaklarsa bu ilerlemeler kendi alanlarıyla ilgili kriterler neyse ona uygun yapılmalı. Yani alanlara standartları ve akademik kriterleri farklı olabilir ama aynı alan içindeki öğretmenler, aynı kriterlerden geçerek akademik yükseltilmeleri yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Ercan, "Alana, bölgeye sektörün ihtiyaçları doğrultusunda meslek yüksekokulları kurulup iş yeri beceri eğitimi temelli kurulursa daha doğru ve daha uygun istihdam elde edilecek diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Meslek yüksekokulları paneli
Kongrede, meslek yüksekokullarının temel sorunlarının ele alındığı panelin moderatörlüğünü YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman yaptı.
Şişman, meslek yüksekokullarının açılması konusunda yeni talepler geldiğini, YÖK olarak merkez kampüse uzaklık, nüfus yoğunluğu gibi bazı kriterler getirdiklerini anlattı.
Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık ise meslek yüksekokullarında temel sorunun, uygulama becerisine sahip nitelikli iş gücü eğitimi olduğunun her kesim tarafından kabul gördüğünü ifade etti.
Üniversitelerinde öğrencilere uygulama becerisinin kazandırılması için "3+1" modelini uyguladıklarını belirten Sarıbıyık, bu kapsamda öğrencilerin 3 dönem okullarda teroik, bir dönem de işletmelerde beceri eğitimi aldığını kaydetti.
"Şu an sektörün talebini karşılayamıyoruz"
Eğitim modellerinde sektörle iç içe olan öğrencilerin daha kolay iş bulduklarını, iş hayatının şartlarını daha erken öğrendiklerini, kariyer planlaması yaparak yeteneklerinin farkına vardıklarını dile getiren Sarıbıyık, ayrıca öğretim görevlilerinin de işletmelerle ortak Ar-Ge faaliyetlerini yaptıklarını söyledi.
Not ortalaması en az 1,8 olan öğrencilerin, beceri eğitimi için işletmelere yönlendirildiğini aktaran Sarıbıyık, değerlendirme puanlarının yarısının işletmeden, yarısının da öğretim görevlilerinden geldiğini ifade etti.
Üniversitenin internet sitesi üzerinden bir portal oluşturduklarını ve işletmelerin 45 bölümden öğrenci talep edebildiğini dile getiren Sarıbıyık, "Beceri eğitimine katılabilecek 3 bin 130 öğrencimiz, öte yandan 5 bin 50 firmamız var. Talep edilen öğrenci sayısı ise 3 binin üzerinde. Şu an sektörün talebini karşılayamıyoruz." diye konuştu.
Öğrencileri sadece Sakarya'da değil, Düzce, İzmit, Gebze İstanbul Bursa gibi başka illere de beceri eğitimi için gönderdiklerini anlatan Sarıbıyık, öğrencilerin memnuniyet anketi sonucunun yüzde 90 dolayında olduğunu bildirdi.
Çukurova Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Neslihan Boyan da, tüm Türkiye'deki sağlık meslek yüksekokullarını temsilen kongreye katıldıklarını belirterek, çeşitli dönem toplantılarında dile getirilen sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin görüşlerini paylaştı.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Onur Uzun ise meslek yüksekokullarındaki en önemli problemin sınavsız geçiş hakkı olduğunu kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Meslek Yüksekokullarının Sorunları Masaya Yatırıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?