Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Araştırmalar net bir şekilde ortaya koymuştur ki televizyon ve sosyal medya bağımlılığı öğrencilerin okul başarılarını olumsuz etkilemektedir. Okuldan ve arkadaşlarından kopan öğrenciler çareyi ne yazık ki medyada ortamlarında kurdukları ağlarda aramakta ve giderek toplumdan uzak düşmektedirler" dedi.
Bakan Avcı, Başkentte bir otelde düzenlenen Medya Okuryazarlığı Dersi Tanıtım Toplantısı ve Yenilikler Paneli'nde yaptığı konuşmada, medyada, çocukların karakter oluşumunu menfi yönde etkileyecek, onların sağlıklı gelişmelerini bozabilecek pek çok unsur bulunduğunu ifade etti.
Medyanın sınırlarını sürekli genişletmesinin, gücünü gelenekten alan ilişki biçimlerini değişmeye zorladığını, toplumun temel dinamiklerini, kendisi üzerinden gelişen bir zihniyetle yeniden biçimlendirdiğini belirten Avcı, ailenin, okulun, akrabalık ilişkilerinin kişiler üzerindeki olumlu etkisi azalırken, medya araçlarının dayattığı yaşam tarzlarının, ilişki biçimlerinin yaygınlık kazandığına dikkati çekti.
İletişim araçlarının yaygınlaştığını fakat insandan insana ulaşan yolların azaldığını dile getiren Avcı, bireylerin sanal bir alemin güvensiz zemininde yalnızlaştığının altını çizdi.
Medyanın, zamanın bir gerçeği olduğunu anımsatan Avcı, medyanın bilgi akışının, haberleşmenin, kültürler arası etkileşimin ve öğrenmenin de bir yolu olduğuna işaret etti.
Medyanın özgürlüğünün düşünce ve ifade hürriyetinin en önemli göstergelerinden olduğunu ifade eden Avcı, "Medyanın mümkün ve muhtemel zararlarını öngörürken, onun varlığını tehlikeye düşürecek tartışma ve anlayışlara da meydan vermemek zorundayız. Gazeteler, televizyon kanalları ve diğer yayın araçları ile birlikte gelişen bilme, tartışma ve fikir beyan etme biçimlerine ihtiyacımız var" diye konuştu.
Meselenin, medyanın var olma hakkını savunurken, medya araçlarının kontrolsüzlüğünden ve özdenetim yoksunluğundan doğacak zararları önlemek olduğuna işaret eden Avcı, "Medyasız olmaz evet ama medyanın zararlı etkilerine de mahkum değiliz" dedi.
Medyanın, özellikle internet medyasının, şiddeti ve cinselliği acımasızca kullanmasının aslında herkesi bir saldırı altında tuttuğunu ifade eden Avcı, çocuklar, bu maruz kalma karşısında ne yazık ki daha savunmasız olduğunu belirti.
Avcı, şunları kaydetti:
"Yapılan araştırmalar net bir şekilde ortaya koymuştur ki televizyon ve sosyal medya bağımlılığı öğrencilerin okul başarılarını olumsuz etkilemektedir. Okuldan ve arkadaşlarından kopan öğrenciler çareyi ne yazık ki medyada ortamlarında kurdukları ağlarda aramakta ve giderek toplumdan uzak düşmektedirler. Toplumdan, arkadaştan ve aileden kopan bireylerin varlığı ise psikolojik bozulmanın yanı sıra sosyal bozulmayı da tehlikeli bir şekilde beslemekte, huzursuz, mutsuz ve sağlıklı iletişim kuramayan fertler, çareyi çatışmada, kavgada, bencillikte, çıkarcılıkta ve giderek ait oldukları dünyadan kopmakta bulmaktadırlar. Bu kopuşun birçok kötü alışkanlığı beslediğini malumunuz."
Avcı, çocukların ve gençlerin medya karşısındaki konumunu belirlerken de diğer başka eğitim çalışmalarımızda da temel felsefenin "Çocukların masumiyetini korumak" olması gerektiğine işaret etti.
Çocukluğun saf ve temiz dünyasının en önemli zırh olduğuna inandığını dile getiren Avcı, "Çünkü çocukların deforme olmamış vicdanları ve sevgi üretebilen yürekleri var. Ders saatlerini ayarlamamız, teneffüs vakitlerini uzatmamız, merkezi sınavların baskısını azaltmamız, oyunu mümkün olduğunca derslere sokmamız ve bütün bu düzenlemeleri çocuklarımızı hayatla buluşturacak daha fazla alan açmak için yaptığımızı hatırlatmak istiyorum" diye konuştu.
Çocukları medya karşısında daha korunaklı kılmanın bir diğer yolunun da onlara medyadan doğru faydalanmanın yollarını öğretmek olduğunu aktaran Avcı, "Medya okuryazarlığı dersi bu amaca hizmet için okutulmalı. Yazılı ve görsel bütün araçlara doğru yaklaşımı temin edecek bir kültürü ve alışkanlığı çocuklarımıza kazandırmalıyız. Medya Okuryazarlığı dersi, öğretim programıyla, ders araçlarıyla, hizmet içi eğitim seminerinden geçmiş öğretmenleriyle daha etkili olarak okutulacak ve inşallah çocuklarımızdan başlayarak ailelere ve oradan bütün topluma yayılan bir bilincin çekirdeğini oluşturacaktır. Bu bakımdan ben bu dersi seçen 4 milyonu aşkın öğrencimize ve onları yönlendiren ailelerine özellikle teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
-"İlköğretim çağındaki çocuk 100 bin şiddet sahnesi izliyor"
RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun da Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan çocukların günde ortalama üç saat televizyon izlediklerini söyledi.
Çocukların büyük bir oranını izleyecekleri programa kendilerinin karar verdiğini anlatan Dursun, "Ortaokul öğrencilerinin boş zaman etkinliklerine bakıldığında birinci sırada televizyon izleme karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
Dursun, 16-17 yaşlarındaki çocuk ve gençlerin okul dışındaki birinci etkinliğinin yine televizyon izlemek olduğunu belirterek, "Dolayısıyla ilköğretim çağında bulunan bir çocuğun bu çağdaki televizyon izlemeleri dikkate alındığında yaklaşık 100 bin kadar şiddet sahnesini izlediği söylenebilir. Belki bunun 8-9 bin kadarı öldürme, cinayet gibi şiddet ya da öldürme sahneleridir. Bütün bunlar gelişim çağında bulunan çocuklar üzerinde ciddi etkiler meydana getirmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
İnternetin sadece bilgi edinme amacıyla kullanılmadığı gibi doğası gereği her zaman denetlenemediğini söyleyen Dursun, şunları dile getirdi:
"Buna karşılık internette doğru bilgiye ulaşmak, güvenilir gruplar içinde yer almak, karşılaşılan kişilerin güvenilirliği garanti edilememektedir. RTÜK tarafından 2013 yılında gerçekleştirilen Türkiye'de Çocukların Medya Kullanma Alışkanlıkları Araştırmasına göre, öğrencilerin yüzde 97,9'unun evinde televizyon, yüzde 73,7'sinde bilgisayar/tablet, yüzde 63'ünde internet erişimi, yüzde 44,6'sında sabit telefon, yüzde 38,3'ünde radyo bulunuyor. Öğrenciler günde ortalama 2 saat 39 dakikayı cep telefonuna, 1 saat 55 dakikayı televizyona, 1 saat 48 dakikayı internete, 1 saat 34 dakikayı bilgisayara/tablete, 1 saat 32 dakikayı ders haricinde kitap, gazete, dergi okumaya, 58 dakikayı ise radyo dinlemeye ayırıyor."
Dursun, çocukların yayınların olumsuz etkilerinden korunması için RTÜK tarafından Akıllı İşaretler Sembol Sistemi, çocuk web sitesi ve İyi Uykular Çocuklar Uygulaması gibi çalışmaların hayata geçirildiğini de anlattı. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Medya Okuryazarlığı Dersi Tanıtım Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?