TBMM Genel Kurulu'nda dört eski Bakan ile ilgili Soruşturma Komisyonu Raporu'nun görüşmeleri sürüyor.
HDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, kendisinin de Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi olduğunu, ancak komisyonun bir aklama komisyonuna dönüştüğünü görerek, ayrıldığını belirtti.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya olunduğunu ileri süren Yıldız, "Muhalefet partilerinden herhangi birisi CHP, MHP veya HDP, geçmişte hükümet olup bakanlarından herhangi birisi eğer bu iddiaların yüzde 1'i ile itham edilseydi herhalde 40 tane komisyon kurulur, 40 sefer Yüce Divan'a sevk edilirdi" diye konuştu.
Meclis Soruşturma Komisyonu'nun çalışma usullerini ve Komisyon Başkanı Hakkı Köylü'nün tutumunu eleştiren Yıldız, kurulan komisyonun yargısal bir faaliyet gösterdiğini, üyelerin bağımsız ve tarafsız olmaları gerektiğini, ellerini vicdanlarına koyarak ve dosyalara bakarak karar vermelerinin beklendiğini vurguladı.
Rüşvetin sistemsel ve kalıcı bir olay olduğunu, tüm iktidarlar döneminde iddiaların yaşanabildiğini, ancak önemli olanın bunları araştırmak ve gereğini yapmak olduğunu vurgulayan Yıldız, kurulan Meclis Soruşturma komisyonunda yer alan üyelerin de hangi partinin mensubu olduklarını önemsemeden, çalışmalarının arzu edildiğini söyledi.
Komisyon divanının oluşturulmasında, objektifliğin sağlanması ve güvenilirlik için muhalefet partilerinden üyelerin de yer alması gerektiği görüşünü dile getirdiklerini, ancak bunun dikkate alınmadığını, başkan ve diğer divan üyelerinin AK Parti'li üyelerden seçildiğini aktaran Yıldız, Komisyon Başkanı'nın tutumuna ilişkin Meclis Başkanına müracaat ettiklerini, "komisyon yargısal faaliyet gösterdiği için işine karışamam" yanıtı ise bir kaç gün sonra basından aldıklarını anlattı.
Yıldız, Komisyon Başkanı Köylü'nün, Meclis'e gelen dosyaların bir nüshasını komisyon üyelerinden önce avukatlara verdiğini, şahitlerin şüphelilerin akrabalarından seçildiğini, böylece ifade vermekten çekilebilmelerinin önünün açıldığını, komisyona konu eski bakanlara da en olmayacak günlerde çağrıda bulunulduğunu ileri sürdü.
Köylü'nün kararları komisyon üyelerine danışmadan aldığını da savunan Yıldız, "Bizim komisyondan çekilmemize sebep olan bardağı taşıran son olay, komisyon üyelerinden hiçbirisiyle toplantı yapmadan mahkemeden yayın yasağı getirildi. Bu gerçekten artık bizim orada kalamayacağımızı, işlevsiz olduğumuzu bize gösterdi" diye konuştu.
"OPERASYON YAPILMASA NEREDEYSE BAKANLAR KURULU'NA BAŞKANLIK YAPACAKMIŞ"
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan da konuşmasının başında MHP Konya Milletvekili Faruk Bal'ın komisyonun oluşturulması aşamasındaki iddialarına dikkati çekerek, "Sayın Faruk Bal'ın açıklamasından sonra gerçekten kuşkuya düşmedim değil. Bu Komisyonda olmayı çok istiyordum, partimin yetkilileri de çok istiyordu. Tam dört kuradan çıkamadım. Yani, basiretsizlik var diyordum ama umarım başka bir şey yoktur bu işin içinde" ifadelerini kullandı.
Bazı kişilerinin kendisine bugüne ilişkin "Meclis tarihi bir an yaşıyor" dediklerini aktaran Aldan, şöyle devam etti:
"Meclis tarihi bir an falan yaşamıyor. Çok sıradan bir gün. Sebebi, yolsuzluğu kanıksadık. Yolsuzluk yol oldu artık bu ülkede. Son derece sıradan. Acaba iktidar partisinin milletvekilleri umursamadıkları için mi bu sıralar boş, gelmiyorlar yoksa buradan bazı sözcükleri duymak mı istemiyorlar? Aslında çok önemli şeyler olmuş. En basitinden şöyle söylemek lazım; İran kökenli, sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuş, 30'lu yaşlarda, bir sanatçıyla evlenerek ünlenmiş bir kişi yani bu operasyon yapılmasa bir sene sonra neredeyse Bakanlar Kuruluna başkanlık yapacak, öyle bir tablo oluşmuş. Hediyeler almış yürümüş. 'Efendim, bu ayakkabı kutusunun içinde 500 bin dolar yoktu, elbise için de para yoktu'. Peki, elbise bedava mıdır? Vakko'dan bir elbise kaç liradır acaba?
Bir polis memuru trafikte 15-20 lira para aldı, çorba parası diye, rüşvetten yargılanırken bu ülkede, bunları görmezden geliyoruz, piyanolar, geziler, paralar pullar, kasalar… Ama ne yazık ki bu 17-25 Aralık soruşturmasını yürüten savcı da görmüyor, Komisyon da görmüyor, görmek istemiyorlar"
Soruşturmaya konu olan eski bakanlardan bazılarını tanıdığını ifade eden Aldan, Gerçekten bir hukuk adamı olarak söylüyorum, bir siyaset adamı olarak söylemiyorum; bu işin içinde büyük bir hırsızlık var. Bunu örtmek, kapatmak artık mümkün değildir" diye konuştu.
"HİÇ VİCDANLARINA HİTAP ETMEYECEĞİM"
Teknik açıdan bakıldığında, "Soruşturma sırasında yasak delil elde edildi. Madem başlangıçta delil yasaksa sonraki deliller de yasaktır" anlayışının doğru olmadığını savunan Aldan, teknik takip yapıldıktan sonra asıl yapılması gerekenin işin mali boyutunu araştırmak olduğunu, ancak bunun yerine olayların üzerinin örtülmeye çalışıldığını söyledi.
"Altın ticareti yapılmış, koskoca Türkiye Cumhuriyeti maskara haline dönüştürülmüş" diyen Aldan, iddialarda Gana'dan Türkiye'ye getirilen 1,5 ton altından bahsedildiğini hatırlattı. Aldan, bunların soruşturma dosyasında açıkça yer aldığını, ancak görmek istemeyenlerin bunları görmediğini kaydetti.
Bazı arkadaşlarının kendisine konuşmasında vicdanlara hitap etmesi önerisinde bulunduklarını belirten Aldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç vicdanlara hitap etmeyeceğim çünkü bir yıldan bu yana vicdan üzerine zaten bir baskı altında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu. Bundan bir yıl önce şu anda Komisyonda görevli bir Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşım bana aynen şunu söylemişti; 'Ağabey, vallahi bizim de içimize sinmiyor ama ne yazık ki patron gidiyor'. Bu bakanlar gerçekten itibarsızlaştı. Muhalefet bir yıldan bu yana bir kum torbası gibi onlara vuruyor. Basında aleyhlerinde yazılan pek çok yazı var. Bu insanların özel yaşamları bir anda kayboldu gitti, siyasi yaşamları bitti bu bakanların, bundan sonra yalnızlaşacaklar. Şimdi yanında olan insanlar bir dönem sonra yanlarından uzaklaşıp gidecekler ve kahırlı bir hayat onları bekliyor, aileleriyle üzüntülü bir yaşam onları bekliyor. Bu bakanlar kimsenin umurunda değil aslında.
Aslında bu bakanlar yargılanmış olsalar, gerçekten Yüce Divana çıkmış olsalar belki kendilerine yeni bir dünya, yeni bir yaşam yaratmaları anlamında önemli bir şansları olacak. Ben isterim ki bu eski bakanlar gelip burada savunma yapsınlar bir kere, onları dinlemek istiyor millet. İkincisi, Yüce Divan'da yargılanmayı kendileri istesinler. Sadece biri için onların yargılanmasının ve aklanmasının önüne geçiliyor."
AK Parti sözcülerinin " Anayasa Mahkemesi'ne güvenmiyoruz" yönünde açıklamaları olduğunu hatırlatan Aldan, bu sözlerin yalan olduğunu savundu. Aldan, Anayasa mahkemesi'nin mevcut üyelerinden 8'ini 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 1'ini ise 12. cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın atadığını hatırlattı.
"EY YÜCE MİLLETİM, LEYLEK HACI LEYLEK DEĞİL, ÇIYAN YİYOR, KURBAĞA YİYOR" ,
Her seçimin ardından milletvekillerinin yüzde 70'inin tekrar seçilemediğini ifade eden Aldan, şöyle konuştu:
"Ben akıllara seslenmek istiyorum. Partinizi seviyorsanız, kendinizi seviyorsanız, ülkenizi seviyorsanız şöyle bir şey düşünün; Vaktizamanında Tansu Çiller'le Mesut Yılmaz birbirlerini akladılar. Şu anda partileri ortada yok. Akılcı davranın lütfen, akılcı bir karar verin ve bu kararı verirken şu kapalı yere girip açıktan pusulaları göstermeyin, koskoca adamlarız. Bunu bütün Meclise belirterek söylemek istiyorum, o kapalı yere gidip vicdanımız neyi elverirse o pusulayı oraya koyup gelip buraya atalım ve biz bunları izleyeceğiz. Vakti zamanı gelince bu işlerin muhasebesi yeniden yapılacak. İşte o zaman TBMM tarihi bir gününü yaşayacaktır, şimdi değil. Şimdi sıradan bir gün. Şimdi yolsuzluğun kanıksandığı, çoğunluğun egemen olduğu bir anı yaşıyoruz"
Çocukluğunda leyleklerin mübarek hayvanlar olduğunu, Mekke ve Medine'yi gördüklerinin, Kabe'nin üzerinden geçtiklerinin anlatıldığını, "hacı leylek" ifadesinin kullanıldığını, ancak büyüdüklerinde izledikleri belgesellerden leyleklerin kuru iklimlerin leyleği olmadığını, Kabe'nin üstünden geçmediklerini ve hatta yılan, çıyan, kurbağa yediklerini öğrendiklerini anlatan Aldan, sözlerini "Ey yüce milletim, Leylek, hacı leylek değil, leylek, çıyan yiyor, kurbağa yiyor" diye tamamladı.
CHP'Lİ MİLLETVEKİLİ KOLU SARGILI GELDİ
Öte yandan AK Parti milletvekillerinin oturduğu bölümde iki sıraya "Hoşgeldin Torinolu..." yazan kağıtlar kondu.
Kısa süre önce trafik kazası geçiren CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş de Genel Kurul Salonu'na kolu sargılı olarak geldi.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, önergeler için 15 dakika ara veren Başkanvekili Bahçekapılı, birleşimi 50 dakika sonra açtı. Bahçekapılı, birleşime yeniden yarım saat ara verdiğini ifade etti.
Son Dakika › Güncel › CHP'li Aldan: Bu İşin İçinde Büyük Bir Hırsızlık Var - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?