Mardin - Müslüman Din Adamlarından İsrail'İn Kudüs'Ü Başkent

ABD'de katıldığı toplantıda, "Kudüs bir yerleşim alanı değil, İsrail'in başkentidir" diyen İsrail Başbakan'ı Benyamin Netanyahu'ya 700 yıl önce verilen, 'Cihat fetvası'nı yeniden yorumlamak üzere Mardin'de toplanan dünyanın önde gelen din adamları da sert tepki geldi.

El Kaide gibi aşırı dinci örgütlerin eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı 700 yıllık, 'Cihat Fetvası'nı barışçı söylemle yeniden yorumlamak için Mardin'de toplanan din adamları İsrail'e karşı Filistin'lileri cihat yapmaya davet etmesi dikkat çekti.

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve diğer İslam ülkelerinden 20'ye yakın tanınmış din aliminin katılımıyla Mardin'de gerçekleştirilen, 'Barış Diyarı Mardin Konferansı'na katılanlar, İsrail'in Kudüs'ü başkent yapmak istemesi ile ilgili karara tepki gösterdi. DHA muhabirine konuşan Dünyadaki Müslüman Azınlıkların Başkanı Dr. Ali Al-Karadağı, İsrail'in Kudüs ile ilgili aldığı kararın hiç bir şeyi ifade etmeyeceğini belirterek, şöyle dedi:

"Bu kararın uluslar arası hukukta hiç bir yeri yok. Hiçbir zaman Müslümanlar Filistin'den vazgeçmez. 2'nci Abdulhamid bunu 100 yıl önce de dile getirmişti. Yahudiler'in başkanı Herez Abdulhami de geldiği zaman Abdulhamid, hiç bir zaman ecdadına ihanet etmeyeceğini ve Filistin'den hiçbir zaman vazgeçmeyecekleri cevabını almıştı. Ben şeyhimiz Yusuf El Kardavi'nin İsrail'e karşı vermiş olduğu cihat görüşü doğrultusunda aynı görüşleri belirtmek istiyorum. Müslümanların bu konuda Cihatlarını sürdürmesi için ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapmaları konusunda görüş belirtiyorum."

İsrail'in aldığı kararın BM kararlarına aykırı olduğunu söyleyen Karadağı, şöyle devam etti:

"Böyle bir kararın alınması maalesef Müslümanlar'ın içinde bulunduğu durumdan kaynaklanıyor. Libya'da yapılan toplantıda bu konu İslam alemi için en büyük gerekçe olmalıdır. İsrail'in bu kararı İslam alemi ve dünya ülkeleri tepki göstermesi gerekir. Bu konuda Müslüman ülkelerine büyük işler düşmektedir."

Suudi Arabistan'dan konferansa katılan din adamı Nasri El-Suud ise, Yahudiler'in hırs ve tamahkarlıklarının hiç bir zaman bitmeyeceğini söyledi. El Suud, "Biz Müslümanlar'dan Kudüs'ü her zaman savunmaları ve Yahudiler'den arındırılması için çabada bulunmalarını istiyoruz. Tüm tarih şahittir ki bu topraklar Müslümanlar'ındır. Yahudiler, Müslümanlar'ın egemenliği altında yaşadığı sürece hep barış egemen olmuştur. Hatta bütün dinler aynı şekilde İslam dinin altında barış içinde yaşamıştır. Bu yöndeki saldırılar hiçbir zaman onları hiçbir şekilde yıldırmayacaktır. Allah mazlumların galip geleceğini müjdelemiştir. Filistinlilere yapılan haksızlıklar dünyanın gözü önünde yapılmaktadır. Allah adildir. Bu günlerin hesabını mutlaka vereceklerdir" dedi.

Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi Kurucu üyesi ve Direktörü Şeyh Abdullah Bin Bayah da, İsrail'in Kudüs'ü başkent olarak ilan etmesinin Müslümanlar tarafından geçerliliğini olmadığını söyledi. Bu konuda Müslümanlar'a büyük bir görev düştüğünü söyleyen Bayah, "Müslüman devletlerin bir araya gelip İsrail ve Filistin meselesine kalıcı çözüm bulunması konusunda ellerini taşın altına koyması lazım. Bugün Türkiye'nin Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kadar diğer ülkelerin de başbakan ve liderleri bu konuda gerekli hassasiyeti gösterseydiler. Bu sorun çoktan çözülmüş olacaktı" dedi.

Bosna Başmüftüsü Mustafa Çeriç ise, İsrail'in Filistin'deki uygulamaları yanında verdiği son kararın da ateşe körükle gittiğinin göstergesi olduğunu, bu kararın büyük infiallere yol açabileceğini söyledi. Dünya genelindeki uluslararası hukuka saygınlığı olmayan bir ülkeden her şeyin beklenebileceğini söyleyen Çeriç, Türkiye'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki gayretlerine diğer Arap liderlerinin de destek vermesini istedi.

Toplantıya ev sahipliğini yapan Mardin'deki Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedii Omay ise, İsrail'in Küdüs'ün başkent olması konusundaki yaklaşımının çok üzücü olduğunu ifade ederek, "Yıllar boyunca kalbimizi acıtan meselenin bir halkası olarak aslında beklenmeyecek bir şey değildir. Biz Müslümanlar olarak ilim ve irfan yolunda birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi hakiki bir şekilde yürütemezsek daha çok sıkıntılar çekeriz. Aslında bu mesele kaderimizi belirleyen bir kilometre taşı olarak mütaala etmemiz gerekir. Çok ibret almamız gereken bir hadisedir. Bundan sonra sanırım aramızdan başka Selahaddin Eyyübiler'in çıkmaması gibi bir sebep yoktur. İsrail'in bu karının kınıyorum" dedi.