Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde, üzüm bağına yaprak toplamaya giderken 15 tarım işçisinin katliam gibi kazada hayatını kaybetmesinin üzerinden sadece 24 saat bile geçmeden hayat, kaldığı yerden aynı şekilde, aynı tehlikeyle devam etti. Tarım işçileri yine, traktörlerin römörklarında, motosikletlerin sepetlerinde, kamyonet kasalarında çalışmaya gitti. Kazada can veren 15 yaşındaki Burak Kaya gibi aynı yaştaki Mehmet Balcı, bayramlık kıyafet alabilmek için araziye girdi. İşçiler ve çiftçiler açık kasa araçlardan vazgeçmelerinin mümkün olmadığını, minibüs almaya, ulaşımda kullanmaya güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.
Gölmarmara İlçesine bağlı Hacıveliler köyü yakınlarında süt tankeri ile bağa asma yaprağı toplamaya giden tarım işçilerini taşıyan kamyonetin, dün çarpışması sonrasında, 13'ü kadın 15 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. Salihli'den Gölmarmara'ya yaprak toplamak için giderken hayatlarını kaybeden Seydi Aydın (52), eşi Ayşe Aydın (47), Nesrin Aydın (27), Kezban Uysal (67), Fadime Orhan (48), Zeynep Uysal (32), Ümmühan Uysal (30), Durdane Kaya (40), Burak Kaya (15), Ümmühan Demirkol (38), Zeynep Zengin (35), Azize Kars (52), Ayşe Yaşar (40), Zekiye Çetin (54) ve Yıldız Öztürk'ün (41) memleketi Çökelek Köyü'ne ölüm sessizliği çöktü.
HAYAT KALDIĞI YERDEN
Tüm Türkiye'yi yasa boğan kazanın üzerinden henüz 24 saat bile geçmeden, hayatın kaldığı yerden devam ettiği bir kez daha ortaya çıktı. Tarım işçileri yine bağlara yaprak toplamaya gitti, bunun için de yine açık kasa kamyonetleri, traktör römorklarını ya da sepetli motosikletleri kullandı. Kazanın olduğu yere sadece bir kaç kilometre uzaklıkta olmasına rağmen, tarım işçileri acı olaydan bilgileri olduğunu ama geçinmek için de yapacak bir başka iş olmadığını söyledi.
Bağda, yaprak toplayan işçilerden Necmiye Balcı, evlerinin geçimini sağlamak için ailece çalışmak zorunda kaldıklarını söyleyip, "Kazayı duydum çok acı yaşadım. Üzüldüm ama bizim de yapacak çok fazla tercihimiz yok. Biz mecburuz bu işi yapmaya. Ben de eşim ve oğlumla gelip burada çalışıyorum. Günlük 20 - 30 kilo yaprak topluyorum. Bunu da kilosunu 1.5 TL'den satıyorum. Zor oluyor ama geçinmek için çaremiz yok" dedi.
Kazada can veren 15 yaşındaki Burak Kaya'yla aynı yaşta olan onun gibi bağlarda yaprak toplayan Mehmet Balcı da, bayramda yeni kıyafet giyebilmek için, tarlada ailesiyle çalışmaya geldiğini söyledi. Mehmet Balcı, "Ben 8 yaşından beri bağlarda yaprak toplarım. Buradan kazandığım parayla da kıyafet alırım, ya da çeşitli ihtiyaçlarım için kullanırım. Aileme böyle katkı sağlıyorum. Ben de, arkadaşlarım gibi tatil yapıp eğlenmek isterim ama çalışmak zorundayım" dedi.
Bağdaki çalışmanın bitmesinin ardından Niyazi Balcı, ailesini ve arkadaşını motosikletinin sepetine bindirip evlerine gitmek üzere yola çıktı. Tehlikeli yolculuk sırasında konuşan Niyazi Balcı, "Bu şekilde çalışmak zorundayız. Böyle kasalı araçlarda kullanmamız lazım. Çünkü hem biz kendimizin ulaşımını sağlıyoruz, hem de topladığımız ürünleri taşıyoruz. Başka türlü yapamayız. Bu araçları kullanmak bizim için zorunluluk. Kaderimiz. Minibüse binmek isteriz ama onu alacak kadar da paramız yok zaten" dedi.
DEDE TORUN TRAKTÖR KASASINDA
Çökelek köyü yakınlarında traktörün kasasında tarlaya çalışmaya giden işçiler de benzer konuşmaları yaptı. Hasan Civelek de traktör kasasında 15 yaşındaki torunu Elif Nur Civelek'le, tehlikeli olmasına rağmen yolculuk yaptı. Böyle bir ulaşıma mecbur olduklarını söyleyen Hasan Civelek, "Tehlikeli olabilir ama dikkatli olmazsan tehlikeli. Yoksa dünyada insan kalmaz. Köy yerde çiftçi nasıl gidecek? Çiftçinin başka çaresi yok. Motoru kullanıyoruz. Bu zaten çiftçi için çıkmış. İşin doğrusu amelenin, açık arabayla götürülmemesi gerekiyor ama yıllardır böyle olmuş. Devlet yok ki. 'Çiftçi ölmüş' diyorlar. Zaten evvelden de ölmüştü çiftçi" dedi.
15 yaşındaki torunu Elif Nur Civelek ise, "Dünkü kazada da bir çocuk ölmüş. O da çalışmak zorundaymış. Ben de çalışmak zorundayım. İsteklerimi yapabilmek içini bunu yapmam lazım" dedi.
BİTMEYEN YOL ÇALIŞMALARI YENİDEN BAŞLADI
Bu arada kaza sonrasında en çok eleştirilen konulardan birisi ise, 1998 yılından beri kazanın olduğu, ağır tonajlı araçların vızır vızır çalıştığı Akhisar-Salihli yolunun bitirilememesi oldu. Kazadan sonra, yolda çalışmalarını yeniden başladığı gözlendi. Yolda, ilk olarak orta çizgi çalışmalarının gece yapıldığı gözlendi. Ayrıca, yol genişletme çalışmalarının da bugün sabah saatlerinden itibaren başladığı açıklandı. Karayollarında çalışan ekiplerin sorumlusu ise, soruları yanıtsız bıraktı.
ACILI AİLELERE PSİKOLOJİK DESTEK
Manisa Aile ve sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ekipleri de, köyde çalışma yaptı. Yakınlarını kaybedenlerin evlerini tek tek dolaşan görevliler, bu kişilerin hem acılarına ortak oldu, hem de onlara psikolojik destek verdi. İl müdürlüğü görevlilerinin önümüzdeki günlerde de belli aralıkla köye gelip bu tür çalışmalarını sürdürecekleri açıklandı.
Öteyandan 15 canı toprağa veren Çökelek Köyü'na tam bir ölüm sessizliği çöktü. Dışarıdan gelenler dönerken, acılarıyla başbaşa kalan köylüler birbirlerine başsağlığı ziyareti yaparak acılarını paylaştı. Bir yandan zorunlu işlerine devam eden köylülerin kazayla ilgili konuşmak istemedikleri görüldü. Kızılay'ın bir ekibi de köyde kalmaya devam etti.
Öteyandan ölenlerin tamamına yakınının "mevsimlik tarım işçisi" değil, çiftçi olduğu da belirtildi. Kendi bağ ve arazilerindeki işleri bitiren köylülerin geçinemedikleri, ek gelir sağlamak için komşu köylere yaprak toplamaya gittikleri öğrenildi.
ÖZEL DE KÖYDE
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, milletvekilleri ve partinin il yöneticileriyle yine köye geldi. Bu kez başsağlığı ziyaretleri için evleri dolaşan Özgür Özel, "Geçen sene Yalvaç'ta tarım işçileri diri diri yandığı zaman 'bu milat olsun' dendi ama görüldü ki milat olmamış. Biz bugün teklifte bulunduk. Parlamentodaki 4 parti, siyaset üstü bu konuda bir araya gelmeli ve genel görüşme yapmalıdır" dedi.
Son Dakika › Güncel › Manisa'da Yitip Giden Canlara Rağmen Değişen Bir Şey Yok - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?