Siirt'in Şirvan ilçesinde 3 yıl önce meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 16 işçiye ailelerinin duyduğu özlem dinmedi.
Şirvan'da 17 Kasım 2016'da özel bir maden ocağında meydana gelen heyelanda yaşamını yitiren Mehmet Kasım Tari, Murat Ant, Nusret Beyazalma, Reşit Can, Savaş Kızılkan, Sedat Bulut, Şefik Tuncer, Yavuz Yıldız, Mahmut Batumak, İbrahim Kılınç, Kerem Arat, Bedrettin Caylı, Abdurrahman Sönmezsoy, İsmail Tekin, Abdulbaki Aydın ve Halil Başer için yakınlarının matemi sürüyor.
Yitirilen 16 can için ilk günkü acıyı yaşayan aileler, sık sık mezarlarını ziyaret ediyor, dua ediyor, gözyaşı döküyor.
"'Belki bu son görüşmemiz.' dedi"
Abla Songül Ant, 3 yıl önce Murat'ı, bir ay önce de babası Mirza Ant'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
Ant, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşinin hayat dolu, herkes tarafından sevilen biri olduğunu söyledi.
Ölmeden önce kardeşiyle arasında geçen diyaloğu anlatan Ant, "Kardeşim 20 günlük evliydi. İşe giderken 'Kendinize iyi bakın, hakkınızı helal edin.' diye birkaç defa tekrarladı. Birkaç sefer kapıya gidip, geldi. Ona 'Niye gidip, geliyorsun?' deyince 'Belki bu son görüşmemiz.' dedi. Sanki içine doğmuştu. Gitti ve göçük oldu. Acımız çok büyük. Allah bu acıyı bir daha yaşatmasın." dedi.
"Bu acının tarifi olamaz"
Ant'ın eniştesi Beşir Korkutan da Murat Ant'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını aktardı.
"Murat ve maden ocağında hayatını kaybeden tüm işçilere Allah rahmet eylesin." diyen Korkutan, ölümünün 3. yılında kabri başında ona dua ettiklerini belirtti.
Ant'ın yakını Tahin Korkmaz böyle faciaların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.
Murat Ant'ın vefatının, ailesi ve yakınlarını derinden üzdüğünü anlatan Korkutan, "Gencecik insanları toprağa verdik. Ne diyelim? Bu acının tarifi olamaz." diye konuştu.
"Gitti, bir daha da geri gelmedi"
Kamyon şoförü Reşit Can'ın merkez Yağmurtepe köyünde yaşayan ailesi, evlatlarının anılarıyla ayakta kalmaya çalışıyor.
Anne Muhlise Can, oğlunun biri kız, 2 çocuğunun yetim kaldığını söyledi.
Oğlu Reşit'in daha önce de madende çalışırken kaza geçirdiğini anlatan Can, şöyle devam etti:
"Kendisini hastaneye kaldırmıştık. Madenin tehlikeli olduğunu söylüyordu. Ben de ona 'Bir daha gitme.' dedim. O da 'Anne ne yapayım? Herkes burada çalışıyor, ben de mecburum. Başka ne iş yapayım? Çocuklarıma bakmak için çalışıyorum.' dedi. 15 gün gece 15 gün de gündüz çalışıyordu. Gitti bir daha da gelmedi." ifadelerini kullandı.
Reşit Can'ın amcası Yasin Can, yeğeninin her zaman ailesine ve akrabalarına çok iyi davrandığını, çevresinde sevilen bir kişi olduğunu söyledi.
Maden faciasının derin üzüntüsünü yaşadıklarını aktaran Can, "Yeğenim madenin tehlikeli olduğunu söylüyordu ama başka işi yoktu. Göçükten 2 gün sonra cenazesine ulaştılar. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun." diye konuştu.
"Acımız hiçbir zaman bitmez"
Maden faciasında kamyon şoförü eşi Abdulbaki Aydın'ı kaybeden Mukadder Aydın ise 3 çocuğuna hem annelik hem babalık yapıyor.
Sık sık eşinin mezarını ziyaret ederek, Kur'an okuduklarını belirten Aydın, "Acımız hiçbir zaman bitmez. Yükümüz çok ağır. Vefatının üçüncü yılında bu acıyı bir daha yaşadık. Allah eşime ve hayatını kaybeden diğer madencilere rahmet eylesin." dedi.
Son Dakika › Güncel › Maden faciasında yaşamını yitirenler unutulmadı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?