Macron: Emeklilik reformu şarttı

Fransa'da halkın emeklilik reformuna yönelik öfkesi dinmiyor. Cumhurbaşkanı Macron ise yasanın sene sonuna dek yürürlüğe gireceği görüşünde. İnsan hakları temsilcilerine göre ise durum demokrasi açısından endişe verici.Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde tartışmalı bir biçimde yasalaşan emeklilik reformunun sene sonuna dek yürürlüğe gireceğini düşündüğünü dile getirdi. Bunun için Fransa Anayasa Konseyi'nin kararını beklediklerini ifade eden Macron, "Bu reform şarttı" dedi.

Televizyonda kendi ile yapılan röportajda emeklilik reformunu savunan Macron, yasaya karşı yapılan protestoları saygı ile karşıladığını ancak şiddet olaylarını kınadığı belirterek, "(Yasanın) gerekliliği konusunda ikna etmeyi başaramadık" ifadesini kullandı. "Toplumun çıkarına" olduğu için emeklilik reformunu savunmaya devam edeceğini vurgulayan Emmanuel Macron, birçok Avrupa ülkesinde emeklilik yaşının yukarı çekildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Macron ayrıca, milletvekillerinin bundan böyle daha kısa ve basit yasa tasarıları hakkında tartışmaları gerektiğini, bu doğrultuda, planlama aşamasında olan yeni göç yasası tasarısının tek tek kanun metinleri olarak hazırlanacağını bildirdi.

"Halkın seçilmişlerin üstünde bir meşruiyeti yok"

Ülkede protestoların hedefi olan Cumhurbaşkanı Macron, Salı akşamı yaptığı açıklamada da, tartışmalı tasarının yasalaşmasının ardından, Fransa halkında ortaya çıkan öfkeye "kulak verilmesi" ve bu öfkenin "sakinleştirilmesi" gerektiğini dile getirmiş; ancak aynı zamanda halk kitlelerinin, seçilmiş temsilcilerin üstünde bir meşruiyetinin olmadığını da ifade etmişti.

Bitmeyen protestolar

Fransa'da geçen hafta tartışmalı emeklilik reformunun, meclisin onayı alınmadan hükümet tarafından yasalaştırılmasının ardından başlayan kitlesel protestolar, yer yer şiddetli bir biçimde çok sayıda kentte devam ediyor.

Fransız medyasında çıkan haberlere göre Salı gecesi yapılan eylemlerde, göstericilerin polise taş atıp çöp kutuları ile motosikletleri ateşe vermesinin ardından 46 kişi gözaltına alındı. Ayrıca polisin, yaklaşık 3 bin 500 kişiden oluşan göstericilerden bazılarına biber gazı ile müdahale ettiği bildirildi. Le Parisien gazetesi, Lille, Grenoble, Rennes, Nantes ve Le Mans kentlerinde de binlerce kişinin katıldığı protesto eylemleri gerçekleştirildiğini duyurdu.

Ülkede çapında, atık toplama sektörü ve petrol depolarındaki grevler nedeniyle, bazı benzin istasyonlarında yakıt kalmaması da halkın öfkesini arttırıyor.

Emeklilik yaşı 62'den 64'e çıkıyor

Emeklilik yaşının kademeli olarak 62'den 64'e çıkmasını öngören tasarı, geçen hafta meclis baypas edilerek yasalaştırılmış, ardından hükümet aleyhine yapılan güvensizlik oylamasında, hükümetin az bir farkla da olsa güvenoyu almasının ardından nihai olarak yürürlüğe girmişti. Söz konusu yasa, Cumhurbaşkanı Macron'un en önemli siyasi projelerinden biri olarak nitelendiriliyordu.

Fransız hükümeti, yeni yasa ile emekli olma yaşını yukarı çekme dışında, emekliliği hak etmek için çalışılması gereken süreyi de uzatıyor. Bununla birlikte asgari emekli maaşı bin 200 euroya çıkarılıyor.

Fransa'da "Aksiyon Günü" adı altında Perşembe günü yine kitlesel eylemler planlanıyor. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 5 bini başkent Paris'te olmak üzere ülke çapında yaklaşık 12 bin polisin Perşembe günü güvenliği sağlamakla görevlendirileceğini bildirdi. Söz konusu rakamlar, emeklilik reformuna karşı protestoların başladığı günden bu yana en fazla sayıda polisin göreve çağrılıyor olması anlamına geliyor.

"Demokrasi adına rahatsızlık verici bir durum"

Fransa'da süregelen şiddetli protesto eylemleri, insan hakları savunucularını da endişelendiriyor. İnsan Hakları Ligi adlı örgütün başkanı Patrick Baudoin, France Info isimli radyoya verdiği röportajda, "Günümüz demokrasisi adına oldukça rahatsızlık verici bir durumun içindeyiz ve polis şiddeti bunu daha da kötüye götürebilir" ifadelerini kullandı. Hükümeti "kör ve sağır" olmakla itham eden Baudoin, protestoların büyüklüğünün endişe verici olduğunu dile getirerek, "Ne tarafa gittiğimiz belli değil" dedi.

İzinsiz yapılan gösterilerden çoğunun, polis müdahalesine kadar barışçıl bir hava içinde gerçekleştiğini belirten Baudoin, protestolara katılmasınlar diye bazı kişilerin önceden gözaltına alındığını ve bunu gösteri özgürlüğüne aykırı bir tavır olduğunu vurguladı. AFP,dpa/ ET,EC

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?