Kurulduğu günden bu yana "Lösemi Tedavi Edilebilen Bir Hastalıktır" temasıyla yola çıkan, kendi hastanesi LÖSANTE'de başarı oranını %90'ların üzerine çıkaran LÖSEV, kamuoyunun duyarlılığını artırabilmek ve farkındalık yaratıp hastalık süresince yaşanılan zorlukları anlatmak ve çözümler ortaya koymak için Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında "Lösemili Çocuk ve Medya" konulu bir panel düzenledi.
Panelin izleyicileri arasında Tansu Oskay, Deniz Akkaya, Aşkım Kapışmak ve Duygu Canbaş gibi ünlü isimler yer aldı.
İstanbul Sheraton Maslak Oteli'nin ev sahipliğinde gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş yaptı. Güneş aynı zamanda "Yazılı ve Görsel Medyanın Lösemili Çocuk ve Ailesi İçin Kullanımı" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Güneş gerçekleştirdiği konuşmasında "13 ULÇH haftası kapsamında Lösemili Çocuk ve Medya Panelinin önemini vurgulayarak, konuların enine boyuna konuşulması, tartışılması gerektiğinden bahsederek sözü Sayın Üstün EZER'e bıraktı.
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematalog – Onkolog Dr.Üstün EZER'in "Lösemili Çocuğun Medyadaki Yeri"ni anlattığı konuşmasında, "Bundan 15 sene önce bir avuç insan LÖSEV'i kurarken tek amacımız, hemen hepsini kaybettiğimiz lösemili çocuklarımızı yaşatmaktı. O güne kadar ki tecrübelerimiz ve hekimliğin verdiği iç hislerle toplum önüne "Lösemi Tedavi Edilebilen Bir Hastalıktır" teması ile çıktık. Tahmin edeceğiniz gibi meslektaşlarımız tarafından "hayal kurmak ve duygu sömürüsü" yapmakla suçlandık. O yıllarda Türkiye genelinde %20'lerde olan lösemiden iyileşme başarısını bugün %90'ların üzerine çıkarmanın sevincini ve löseminin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu göstermenin gururunu yaşıyoruz." Dedi.
Çocuk, lösemi ve kanser kelimeleri yan yana gelince akla gelen ilk kuruluşun LÖSEV olduğunu söyleyen Ezer , LÖSEV'in 15 yılda 15.000'den fazla hastasına yaptığı yardımlarla, verdiği desteklerle, güvenilir ve bilimsel bir sivil toplum kuruluşu olurken kimsenin "ricasına" gerek kalmadan sığınılacak bir liman oluşturduğunu ifade etti.
Ezer, "Ancak, son zamanlarda, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ve önem kazanması ile hem lösemi hastaları ( özellikle Kemik İliği arayan ) hem de diğer çocuklar için önceleri masum ve haklı arayış ortamı oluştu, mesajlar alındı, sesler duyuldu, birileri "kurtarıldı". Ama sonradan sesler ve çare arayışları çoğaldı, herkesin bir şeyler beklediği ve insanlarımızın "Yine mi? Sana da mı?" tepkileri ile duyarsızlaştığı ve umutların yavaş yavaş tükendiği bir "hayal kırıklığı ortamı" oluştu." Dedi.
"Çalışması gereken sistemler" devre dışında bırakılarak, herkesin medya ve sosyal medya üzerinden ilerlemeye, baskı grupları oluşturmaya ve yardım toplamaya başladığını vurgulayan Ezer "eşit olmayan farklı bir dünya oluştu" dedi.
Bir kısım uyanık insanların medya mensupları içerisinde istismarı, duygu sömürüsü ve etik boyutu da geliştiğine dikkat çeken Ezer, Sahte isimler, raporlarla istenen yardımlar ve verilen banka hesaplarının oluştuğunu söyledi.
Ezer sözlerine şöyle devam etti;
Tüm bu gelişmeler;"Lösemi" konusunda toplumu duyarlılaştırmış, Yardımlarınızla "tedavi edilebilen bir hastalık" olduğunu göstermiş, Tek tek çocuklar üzerinden değil, sorunu bir bütün olarak ele almış, paylaşmış, Kalıcı proje ve eserlerle kalıcı çözümler yaratmış ve bütün lösemili çocuklara hiçbir ayrım yapmadan eşit ve ihtiyacı oranında yardımlar yapmış bu sayede herkesin haklı güvenini ve saygısını kazanmış bir Vakıf olarak bizleri rahatsız etmiş, daha da önemlisi kaygılandırmıştır.
Bu amaçla, bunların önlenmesi, sorun yaşanan her konuda ayrı ayrı uzmanlaşmış ve kalıcı çözümler üreten STK'ların çoğalması ve ihtiyacı olan can ve hak sahiplerinin hakkını arayacakları sistemlerin gelişmesi, eşitsizliğin ve istismarların önlenerek ne medya mensubu ne de kolay ve haksız kazanç sağlayabilecek halkın güveni ile yardımlaşma duygusunu tüketmemek amacıyla "Lösemili Çocuk ve Medya/ Sosyal Medya" başlıklı bir panel düzenlemek istedik. Umuyoruz ki sizler ve halkımız tarafından doğru anlaşılırız ve çığ gibi büyüyebilecek bu sorunu en başından çözerek çağdaş bir ülke olmanın mutluluğunu yaşarız. Çok önemsediğimiz ve "ilk adım" olarak gördüğümüz bu toplantının başarılı geçmesini ve herkesi bir şekilde etkilemesini dileriz."
Panelde "Medyanın Yanlış Kullanımının Lösemili Çocuğun Psikolojisine Etkisi" üzerine bir konuşma yapan Psikolog Aytül Çorapçıoğlu ÖZDEMİR ise "Her canlı ölür ancak öleceğini bilerek yaşayan tek canlı, insandır. Çocuklarının bu kadar ciddi bir hastalık ile karşı karşıya kaldığını bilmek ailelerde/ bireyde çok ciddi yıkımlara neden olmaktadır" dedi.
"Bu hastalık ile mücadele eden bireylerin, ekranlarda bu haber ile karşılaştıklarında farklı tepkiler verebileceğini ve etkilenebileceğini belirten Özdemir, Ailelerin haberi izledikten sonra, bu haber bir yorum mu veya gerçek mi değerlendirmesini kendilerinin yapması gerektiğini belirtti." Gün geçtikçe artan sosyal medya kullanımı ile kişisel kampanyaların çok fazla olduğunu, ancak bu kişisel kampanyaların diğer ailelerin üzerinde öfke, pazarlık ve depresyon sarmalı oluşturduğunu belirtti. Ancak LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Sn Üstün EZER'in ve bir baba şefkatiyle tek bir hasta üzerinden değil bütün hastaları ve yakınlarını kucaklayarak onların yanında olduğunu belirtti. Üstün Bey'in bu çalışması ile münferit kampanyaların ailelerin üzerindeki etkisini de görebildiğine dikkat çekti"
Panelin bir diğer konuşmacısı olan gazeteci İrfan DEĞİRMENCİ "Medyanın Löseminin Tanıtımı ve Önlenmesi İçin Verilen Savaştaki Rolü ve Önemi" değinerek"Bu hastalık her an herkesin başına gelebilir. Bundan yıllar önce henüz daha çok genç bir muhabirken LÖSEV'in Lösemili çocuklara moral vermek amacıyla gerçekleştirdiği yılbaşı partisine gitmiştim. Orada benim gibi bir meslektaşımla karşılaştım. Ona sen de haber yapmaya mı geldin dedim. Ancak o haber yapmaya gelmemişti, kızını getirmişti. LÖSEV'den önce tedavi sürecinde başarı oranlarının ne kadar düşük olduğunu gördüm. Bu hastalık herkesin başına gelebilir. Ben başkalarının adına söz veremem ancak kendime şunu söyleyebilirim ki ekranda olduğum sürece LÖSEV demeye devam edeceğim" dedi.
Panelin son sunumu gazeteci Fatih Portakal'a aitti. Portakal "Rating mi Yoksa Önce Çocuk Mu?" başlığı taşıyan konuşmasında "Medyanın da kendini terbiye ettiğini, medyanın da yaşananlardan ders aldığını" belirterek, rating kaygısı gütmeden LÖSEV'in yanında olduğunu, duygusal bir millet olduğumuzu ve haberleri sunarken kendilerinin de oldukça etkilendiğini ekledi. Ayrıca bir hafta boyunca Lösemili gençlerin yapmış olduğu el emeği nazar boncuklu rozeti takarak haberleri sunduğunu ekledi.
Son Dakika › Güncel › Lösev Lösemili Çocuk Ve Medya Paneli Düzenli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?