Lodos'un Getirdikleri Urla da ziyarete açıldı

Tübitakta Mikrobiyoloji ve Mikroloji ile iş yaşamına başlayan, mikroskop altında mücevher gibi görünen su canlılarından çok etkilenen sanatçı, doğan oğluna da buradan esinlenerek "Ege" adını verdi.

İnsan gibi gördüğü su canlılarının çizimlerini yapan sanatçı, Sevan Bıçakçı'nın yönlendirmesiyle objeleştirmeye başladığı çizimlerini, emekliliğin ardından Zaman ve Nefes koleksiyonu olarak tamamladı. Yeşim Mançe'nin küratörlüğünü üstlenmesiyle sudan topladığı ağaç ve taşları suyla ilişkili hikayelerle birleştirip Symbiosis'i meydana getirdi. Şile ile Riva arasında insanların kullanmadığı sarp bir koyda Lodos'un sahile attığı salıntılardan oluşturduğu koleksiyonla dikkat çeken sanatçı, kelime anlamı olarak ortak yaşamı anlatan Symbiosis'in, su ve ağaç olarak hikayenin temelini oluşturduğunu söyledi. Ağaçları toplarken ilk anda hikaye gibi geldiğini ve etkilendiğini daha sonra sadece atölyeye girip onları bu şekle getirdiğini belirtti.

Küratörlüğünü Yeşim Mançe'nin yaptığı Arzu Tanlası Erkan, "Bu koleksiyonu sergileyelim, insanların tepkilerini bir görelim dediler.Gelen arkadaşların tepkileri inanılmaz mutluluk verici oldu. Çünkü herkes bir şey hissediyor, hikayeyi dinlemekten hoşlanıyor. Kendimi şu an sanatçı olarak tanıtamıyorum, öyle bir deneyime henüz sahip olmadığımı düşünüyorum ama ben hikaye anlatıcısıyım diyorum. Gerçekten ben bir hikaye anlatıyorum insanlar bu hikayeyi paylaşmaktan çok hoşlanıyorlar. Symbiosis ile önceki sergim Zaman ve Nefes birbirlerini tamamlayan sergiler, aynı konseptte olduğu için bunları birleştirip bütünsel bir sergi oluşturacağız. Orada dünyanın varoluş hikayesini de anlatıyoruz, 4 milyon beşyüz bin yıl önceden başlıyor bu hikaye. Kor halindeki genç dünyanın suyla tanışmasıyla başlayan hikaye bugüne kadar geliyor, hatta devamında da daha geri dönüşümle ilgili bir çalışma yapmak istiyorum. Eski plastikler, metaller, atık olan şeyleri kazanmak ile ilgili bir koleksiyonla bunu devam ettirmek istiyorum" şeklinde konuştu.