"Lizbon Stratejisinin Yaygınlaştırılmasına Yönelik Kurumlararası İşbirliği ve Eğitim Projesi"

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın Global Fırsatlar Kurulu tarafından sağlanan fonla uygulanan "Lizbon Stratejisinin Yaygınlaştırılmasına Yönelik Kurumlararası İşbirliği ve Eğitim Projesi" kapsamında Mersin'de bölgesel yaygınlaştırma semineri düzenlendi.

European Policy Information Centre, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve İngiltere Büyükelçiliği Proje Bölümü işbirliğinde Mersin Hilton Oteli'nde düzenlenen seminere, Vali Yardımcısı Ahmet Hikmet Şahin, TEPAV Dış Direktörü Derya Sevinç, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanvekili Şerafettin Aşut başta olmak üzere çok sayıda ekonomist ve öğretim üyesi katıldı. İzmir, İstanbul, Antalya ve Gaziantep'ten sonra Mersin'de gerçekleştirilen seminerin açılışında konuşan TEPAV Dış Direktörü Derya Sevinç, Lizbon gündeminin yaygınlaştırılması ve Türkiye genelinde farkındalık yaratma olarak tanımlanan bu projenin aslında AB sürecinde bir fili yerinden oynatmak ve günlük hayata geçirmek olarak tanımlanabileceğini söyledi. AB'nin bununla ilgili uzun bir süredir çalışma yaptığını ifade eden Sevinç, "Biz de bunu Türkiye'nin bir ayağı olarak gündeme getirmeye çalışıyoruz. Projemiz İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın Global Fırsatlar Kurulu tarafından finanse ediliyor" dedi.

2000 yılından beri AB'nin Lizbon Ajenda çerçevesinde belirlediği proje ile uğraştığına işaret eden Sevinç, şöyle konuştu:

"Bu strateji AB için çok önemli, çünkü amacı AB ekonomisini dünyanın en rekabetli ekonomisi haline getirmek. AB artık rekabetle ilgili problemlerini tepeden bağlayıcı olarak öne çıkardığı politikalarla değil, katılımla, eşgüdümle, koordinasyonla, değişik kesimlerin görüşlerini almak suretiyle yerel olarak üreteceği çözümlerle başarıya götürmeye çalışıyor. Bu, Türkiye açısından da çok önemli. Biz de rekabet gücümüzü artırmaya çalışıyoruz. Türkiye-AB ilişkisinde bazı yerlerde siyasi ilişkilerimizin nasıl görüşüldüğünü tartışıyoruz, ama çok önemli bir konuyu unutuyoruz. 2004 yılı bilgilendirme raporunda Türkiye'nin AB ekonomisine kişi başına düşen gelirine uyum sağlayabilmesi için aşağı yukarı 10 yıl kadar bir süreç içinde yüzde 7.5 büyümesi gerekiyor. Ekonomik entegrasyon açısından çok büyük bir hedefimiz var. Sadece AB süreci içinde değil, aslında dünyada rekabetçi duruma gelebilmek için Türkiye'nin önünde de Lizbon gibi büyük bir hedef var." MTSO Başkan Yardımcısı Şerafettin Aşut ise, bu projenin Türkiye ile AB arasındaki işbirliğine katkı sunacağına inandığını belirterek, "AB 2010 yılı için iddialı bir hedef ortaya koymuştur. AB, 2010 yılında dünyanın en rekabetçi bölgesi olma hedefini, bu hedefe de ulaşmak için Lizbon stratejisini ortaya koymuştur. Lizbon kavramlarını AB gündemi için geçerli konular olarak görmek yanlış olmayacaktır. Evrensel kaygılardan yola çıkarak her bir vatandaşın hayatına olumlu etkiler yansıtmaya çalışan bu stratejileri iyi anlamamız gerekir" diye konuştu.

Lizbon stratejisine Haziran 2005'te başlandığını hatırlatan Aşut, "Mersin'in 2016 vizyonunu; yüksek yaşam kalitesi, bilgi ve inovasyona dayalı sürdürülebilir ekonomiye sahip bir bölge haline gelmek olarak belirlemiş olduğunu biliyoruz. Anadolu'ya inavosyon kavramını soktuk. Mersin inavosyon stratejisinde tarım-gıda, lojistik ve turizm sektörleri olarak belirlemiştir. Bu sektörlerin küresel rekabetteki yerlerini almaları için kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirliğiyle Haziran 2007 tarihinde platformları kurmuş olduk. Mersin, ülkemizde standartları uygulayan değil, standart koyan bir pozisyona yükselmiş bir il olma bilinciyle artık inovasyon politikaları konusundaki tecrübesini diğer illerimize aktarmaya başlamıştır. Şimdi görevimiz Lizbon gündemini daha geniş kitlelerle yayarak donanımlı insan gücü sayımızı artırmaktır" şeklinde konuştu.

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özyurt ise, Lizbon stratejisi sürecinin en az Roma, Madrid veya Kopenhag kadar önemli olduğunu belirterek, "Amacı küreselleşen dünyanın rekabete dayalı ekonomi anlayışına uygun bir AB oluşturmak. Projede bu amaçla yola çıkılmış ve özellikle öne çıkan başlıkları istihdam, eğitim, çevre, sürdürülebilir bir kalkınma. Bunlar bütün dünya için olduğu gibi Türkiye için de önemli konulardır" dedi.

(ÖT-MT-HE-ÖZ-Y)