Kronik ve yıllar geçtikçe ilerleme kat eden deri altı yağ tabakası hastalığı olan 32 yaşındaki öğretmen Seda Diker Uğraş Lipödem'den yıllar sonra ameliyatla kurtuldu.
Sadece kadınlarda görülen ve ergenlik döneminden sonra bir çok genç kızda meydana çıkan bu hastalık genelde vücudun alt kısmında görülüyor. 32 yaşında olan öğretmen Seda Diker Uğraş, 12 yıl boyunca doktor doktor gezdi, çareyi ameliyatta buldu.
Lipödemden dolayı şişen bacaklarının alt bölgesini kendisine ait hissetmediğini ifade eden Seda Diker Uğraş, "1.70 boyunda 52 kilo bir gençtim ama bedenimin üstü çöp gibiyken özellikle dizden aşağı bölümlerim sanki bana ait değil gibiydi. 23-24 yaşıma geldiğimde artık sadece pantolon giyiyordum ve en sevdiğim şey olan yüzmeyi hiç yapamıyordum. Yaz gelecek diye ödüm kopuyordu. Denize gitmek istemiyordum. Şort veya etek hiç giymiyordum. Pantolonumun kenarından otururken bacaklarım balon gibi gözükecek kaygısıyla yaşıyordum. Bir süre sonra kilo almaya ve daha da şişmeye başladım. Sabahtan akşama kadar ayakta durmam gereken bir iş yapıyordum ve sabah işe giderken giydiğim pantolonu akşam eve geldiğimde bacaklarımdan zor çıkarabiliyordum. Evlendiğim gün gelinliğimin altından bacaklarım gözükecek korkusuyla düğünümü kendime zehir ettim. Bacaklarım şiştikçe de kendimi daha da bıraktım" ifadelerini kullandı.
"HER DOKTOR KENDİ BRANŞINDA BİR HASTALIK İSMİ SÖYLEDİ"
Yıllarca kendisine farklı doktorların farklı teşhisler koyduğunu aktaran Uğraş, "Doktorlardan 12-13 yıl boyunca 12-13 farklı hastalık duymuşumdur. Her gittiğim doktor kendi branşında bir hastalık ismi söyleyip gönderdi beni. Kimisi damar tıkanıklığı dedi. Kimisi bu ödem vücudun atamıyor masaj yaptır dedi, ödem sökücü ilaçlar verdi yanına da. Kimisi lenfatik sisteminle alakalı lenfödemsin sen dedi.
"LİPÖDEM SİGORTA KAPSAMINA GİREN HASTALIKLAR KATEGORİSİNDE YERİNİ ALMALI"
Hastalığından psikolojik olarak da çok etkilenen Seda Diker Uğraş, çareyi ameliyatta buldu.
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yener Demirtaş tarafından yapılan ameliyatla, yeniden hayat bulan Uğraş, "Çizmelerime, eteklerime, eski orantılı fiziğime, xs olmasa da "small "bedenime tekrar kavuştum. Bacaklarım artık şişmiyor dolayısıyla acımıyor da. Ameliyat öncesinde taş gibi olan dizlerimin aşağısı şu an pamuk gibi yumuşacık. Tekrar kendi cinsiyetimde var olduğumu hissediyorum. Lipödem bir an önce devletin sigorta kapsamına giren hastalıklar kategorisinde yerini almalı. Çalışma hayatını, aile hayatını, bir insanın psikolojik dünyasını yerle bir eden bir rahatsızlık bu. Farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
DOÇ. DR. DEMİRTAŞ: "LİPOSUCTİON, ÖZEL BİR FORMATTA LİPÖDEM TEDAVİSİNDE DE KULLANILIYOR"
Halk arasında genellikle estetik için kullanılan 'liposuction'ın, özel bir formatta lipödem tedavisinde de kullanıldığını ifade eden Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yener Demirtaş, şu ifadeleri kullandı: "Bu amaçla uygulanacak "liposuction", estetik amaçlı "liposuction"dan farklı olup lipödem konusunda deneyimli merkezlerde ve deneyimli plastik cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Çünkü lipödem tedavisi için yapılacak girişimde, büyük miktarlarda yağ alımı gereklidir ve hastaların olası komplikasyonlardan korunması için bir takım ekstra hazırlıklar gerekir. Tedavide özel 'liposuction' kanüllerinin kullanılması söz konusudur ve hastalar ameliyat sonrasında kişiye özel hazırlanmış korseler giyerler. 'Lenf Koruyucu VASER Liposuction' adını verdiğimiz ultrason destekli bu yöntemde, yağ hücreleri seçici olarak parçalanır ve daha hassas "liposuction" kanülleri ile alınır. Böylece, işlem sırasında başta lenf damarları olmak üzere kılcal damarlara ve sinirlere verilen hasarı minimuma indirmiş oluruz. Lipödem hastalarında lenf damarlarının korunması özellikle önemli, çünkü "liposuction" lenf koruyucu VASER ile yapılmadığında, lenf damarlarına zarar verebilir ve lipödemin, lipo-lenfödeme dönüşerek daha tehlikeli bir hal almasına neden olabilir."
"DİYET VE SPOR TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL"
Lipödemde diyet ve sporun tek başına çözüm olmadığını belirten Demirtaş; "Hastalara genellikle şişman oldukları ve kilo vermeleri gerektiği söylenir. Fakat lipödemin sebep olduğu yağlanmada diyetle belirgin azalma sağlanamaz. "Lipödem, ABD istatistiklerine göre kadınların yüzde 10 ile 15'ini etkilemektedir. Bizim gözlemlerimize göre bu oran ülkemizde daha da yüksektir. Ne yazık ki bu yüksek orana rağmen lipödemli hastalar doğru tanıyı alamamakta ve doğru tedaviye ulaşamamaktadır. Bu durumun iki temel sebebi vardır:
1'incisi kadınlar, ergenlikten sonra, hatta özellikle gebelik ve doğumdan sonra vücutlarının alt taraflarına aldıkları kiloları normal "Kadın Tipi Yağlanma" zannetmekte ve bu durumun bir hastalık olabileceğini düşünmemektedirler.
2'ncisi hekimlerin çok azı lipödem diye bir hastalığın varlığından haberdardır, diğerleri de bu durumu obesite olarak değerlendirip hastalara diyet ve spor önermektedirler. Hasta bu yöntemlerle vücudunun alt tarafından kilo veremediğinde hekimine ve uyguladığı tedaviye güveni sarsılmakta, hatta kilo vermeye çalışmaktan tamamen vazgeçmektedir.
LİPÖDEM NEDİR?
Lipödem, kronik ve yıllar geçtikçe genelde ilerleyen deri altı yağ tabakası rahatsızlığıdır. Sadece kadınlarda görülmektedir ve ergenlik çağından sonra, yani kadınlık hormonları oluşmaya başladıktan sonra meydana çıkmaktadır. Genelde vücudun alt tarafında görülmektedir. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Lipödemden Kurtulmak Yıllarını Aldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?