Kut'ül Amare Zaferi'nin 100. Yılı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Erzurum Necip Fazıl Kısakürek salonundan görüntü

Detaylar

Erzurum Büyükşehi Belediye Başkanı Sekmen konuşması

Detaylar

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Özcan'ın konuşması

Detaylar Kut'ül Amare Zaferi'nin 100. yılı

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan:

"Kendi varlık nedenimizle, kimliğimizle ve millet olarak duruşumuzla alakalı olan bu kavram, yüzyıldır hep yaban ellerde başkaları tarafından yazılmış, bize dayatılmış"

"Eğer biz yıkılırsak, aslında insanlık yıkılmış olacak. Aslında bizler, tarih boyunca sadece adına 'Türkler', 'Müslümanlar' dediğimiz dünya nüfusunun bir kısmını değil, insanlığın onurunu ve namusunu temsil eden ve muhafaza eden bir huzur ve güven adası olmuşuz"

" İspanya'dan Yahudisi kovulmuş buraya sığınmış. İsveç, Macar buraya sığınmış. Polonyalılar, Kafkasya, yani günümüzde bütün İslam alemi burada. Eğer bu ada da giderse, hem bizim hem insanlığın gideceği bir yeri yok"

Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Özcan, Osmanlı ordusunun 1. Dünya Savaşı'ndaki en büyük zaferlerinden Kut'ül Amare'nin yıllardır unutturulmak istendiğini ifade ederek "Kendi varlık nedenimizle, kimliğimizle ve millet olarak duruşumuzla alakalı olan bu kavram, yüzyıldır hep yaban ellerde başkaları tarafından yazılmış, bize dayatılmış" dedi.

Osmanlı ordusunun 1. Dünya Savaşı'nda İngiliz kuvvetleri karşısında elde ettiği Kut'ül Amare Zaferi'nin 100. yıl dönümü, Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneğince (Şehirder) düzenlenen "Büyük Savaş ve Yeni Dünya Düzeni" adlı programla anıldı.

Özcan, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Kut'ül Amare Zaferi'nin tarih örselendiği için hak ettiği değeri alamadığını belirtti.

Başkaları tarafından yazılan tarihin millete dayatıldığını, Osmanlı ordusunun 1. Dünya Savaşı'ndaki en büyük zaferlerinden Kut'ül Amare'nin yıllardır unutturulmak istendiğini ifade eden Özcan, şöyle konuştu:

"Kendi varlık nedenimizle, kimliğimizle ve millet olarak duruşumuzla alakalı olan bu kavram, yüzyıldır hep yaban ellerde başkaları tarafından yazılmış, bize dayatılmış. Bu millet, aslında bir definenin üzerinde oturuyor. Hem maddi anlamda dünyanın en kıymetli coğrafyasında oturuyor hem de tarih anlamında bir hazinenin üzerinde oturuyor."

"Eğer biz yıkılırsak insanlık yıkılmış olacak"

Özcan, Kut'ül Amare'nin unutulan, unutturulan destansı bir hikaye olduğunu vurguladı. Bu zaferin ve sonrasındaki gelişmelerin, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin önemini de ortaya koyduğunu dile getiren Özcan, şunları kaydetti:

"Eğer biz yıkılırsak aslında insanlık yıkılmış olacak. Aslında bizler, tarih boyunca sadece adına 'Türkler', 'Müslümanlar' dediğimiz dünya nüfusunun bir kısmını değil, insanlığın onurunu ve namusunu temsil eden ve muhafaza eden bir huzur ve güven adası olmuşuz. İspanya'dan Yahudisi kovulmuş buraya sığınmış. İsveç, Macar buraya sığınmış. Polonyalılar, Kafkasya, yani günümüzde bütün İslam alemi burada. Eğer bu ada da giderse hem bizim hem insanlığın gideceği bir yeri yok. Herkes evcilleşecek, herkes köleleşecek ve herkes kendi mülkünde yabana hizmet edecek. Eğer insanlık buna hazırsa ve buna 'Evet' diyecekse bizim diyecek bir şeyimiz yok. Sadece bizimle ilgili bir hadise değil. Tarihin izzeti ve şerefiyle alakalı bir duruş. Bu duruşta ihmal kesinlikle olmamalı. Bu duruş kesinlikle gayrete, bilgiye, imana ve irfana dayanmalı."

Sonraki iki oturumda, tarihçi akademisyenlerin katılımıyla Kut'ül Amare Zaferi ele alındı.