İtalya'nın başkenti Roma'da, 'Bölgesel gelişmeler ışığında Kürt meselesi' başlıklı bir seminer düzenlendi. Çözüm sürecinde olan Kürt meselesi, Roma'da masaya yatırıldı. Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği ve İtalyan'ın en önemli düşünce kuruluşu olarak bilinen Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (İAİ) organizasyonuyla düzenlenen seminerde, Radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar ile ekonomi ağırlıklı İl Sole 24 Ore gazetesi yazarlarından, Orta Doğu ve Türkiye uzmanı Alberto Negri konuşmacı olarak yer aldı. İAİ Başkan Yardımcısı Nathalie Tocci'nin moderatörlüğünde, kuruluşun başkentin merkezinde yer alan binasında gerçekleştirilen seminerde konuya ilişkin bilgilerini katılımcılarla paylaşan Çandar, henüz çözüm sürecinin çok başında olunduğunu söyledi. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Orta Doğu'da dengelerin değişmesiyle bölgede başta Kürtler olmak üzere yeni aktörlerin ortaya çıktığını dile getiren Çandar, 'Dolayısıyla bu konuda Türkiye'nin attığı adımlar önemli. Artık Sykes Picot bitti. ve bildiğimiz Suriye de. Artık Suriye diyeceğimiz bir ülke olacaksa bunun şekli şemali ne olur belli değil. Arap devlet miti de bitti. Böyle bir ortamda Kürt sorununu çözmekten daha akıllıca bir iş olamaz. Geleceğin Türkiye'si daha geniş bir Türkiye olacak. Bunu sınır olarak söylemiyorum ama nasıl bir Türkiye' Buna olumlu cevap vermek için tek bir şart var: tam anlamıyla özgür ve demokratik bir rejim yaratmak? diye konuştu.
KÜRTLER BAĞIMSIZLIĞIN GERÇEKÇİ OLMADIĞININ FARKINDA
İmralı Adası'nda hükümlü olan terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan'ın serbest kalıp kalmayacağı ve Kürtlerin bağımsızlığının mümkün olup olmayacağı yönünde sorular yöneltilen Çandar, 'Koşulları şimdiden kestirmek mümkün değil. 10 yıl sonra ne olur bilinmez. Kürtler ise kendileri için bağımsızlığın gerçekçi olmadığının farkında' dedi. Orta Doğu'nun acılardan geçtiğini belirten Alberto Negri ise, çözüm sürecinde Türkiye'nin başarıya ulaşması halinde bölgede dengelerin artık eskisi gibi olmayacağını söyledi. Daha sonra kısa bir süre söz verilen Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil de, bu süreçte entelektüel düşüncelere önem verdiklerinin altını çizerek, ancak Türkiye gibi kendisine güvenen bir ülkenin böyle bir süreci gerçekleştirebileceğini belirtti.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE TREN KATARININ RAYDAN ÇIKMASI İHTİMALİ KORKUTUYOR Seminerin ardından edindiği izlenimleri Türk basınına aktaran Cengiz Çandar, İAİ'nin İtalyan'ın dış siyasetinin belirlenmesinde çok etkili ve önemli bir kuruluş olduğunu ifade ederek, İtalya'da Türkiye'ye ve çözüm sürecine olan ilginin ve merakın yoğun olduğunu gözlemlediğini söyledi. Çandar, 'Suriye'yle birlikte Orta Doğu'da meydana gelen kanlı manzaradan sonra bir umut ışığı olarak Türkiye'nin, sorunların üzerinden gelmesi beklentisinin İtalya'da çok kuvvetle siyasi ve düşünce çevrelerinde bulunduğu görülüyor' dedi. Kendi içinde alt başlıklara bölünecek olsa da bu sürecin, silahların susması ile PKK'nın silahlı güçlerinin ülke topraklarını terk etmesi, yasal değişiklikler ve normalleşme diye 3 aşaması olacağını hatırlatan Çandar, 'Daha birinci aşamanın 1buçuğuncu bölümündeyiz diyebilirim. İkinci aşama ilkinden, üçüncüsü ise ilk ikisinden daha uzun sürecek' diye sözlerini sürdürdü. Bu süreçte tren katarının raydan çıkması ya da devrilmesi korkusunun da yaşandığını anlatan Çandar, 'Bu felaket olarak düşünülüyor. Ancak tüm taraflar, toplum ve ülke için bu süreç kazançlı olduğundan kimse de bunun raydan çıkmasını istemiyor. Çok başlangıç istasyonlarında olmakla birlikte, bu tren katarının yol alacağı ve son istasyona ulaşacağı konusunda iyimser bir duygu var toplumda ve her birimizin içinde' diye konuştu.
TÜRKİYE BU SÜREÇTE BAĞDAT VE TAHRAN'LA ANLAŞAMAZDI
Çandar, Irak'taki Bağdat Hükümetinin, çözüm süreci çerçevesinde Kuzey Irak'a çekilen örgüt üyelerinden rahatsız olması ve İran'ın da 'PKK Kuzey Irak'a çekilmeden önce Ankara Bağdat ve Tahran yönetiminin rızasını almalıydı' yönündeki açıklamalarını ise şöyle değerlendirdi: 'Orta Doğu'daki bazı ülkeler, bazı rejimler açısından nerede doğru söylüyorlar nerede söylemiyorlar ayırt etmek her zaman çok kolay olmuyor ve herhangi bir ülke bir şey söylediği zaman onu gerçeklik olarak algılamak yerine, 'niye söyledi", 'bunun arkasında ne var" demekte yarar var. Türkiye'de silahlı çatışmalar can aldığı sıralarda PKK'nın bu faaliyetlerinin, Irak Hükümeti ve İran tarafından üstü kapalı açık bir şekilde desteklendiği kanısı vardı. O zaman öyle bir kanı hakim olduğu için de gidip Irak Hükümeti'ne ve İran'a 'sizinle anlaşalım' diye bir dürtü Türk Hükümeti'nde elbette ki oluşmadı. Irak Hükümeti kağıt üzerinde uluslararası hukuk açısından doğru bir şey söylemiş gibi görünüyor ama Türkiye-Irak sınırına Irak Hükümeti değil, Irak Kürdistan Yönetimi hükmediyor. Dolayısıyla o sözlerin yani Maliki Hükümetinin fazla bir değeri yok. Irak Kürdistan yani Erbil yönetimi bu sürece evet dedikçe ki önceki gün Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Brüksel'deki Kürt toplantısına gönderdiği mesajda da, Türkiye'de başlamış olan süreçten dolayı memnuniyet duyduklarını ve ne destek istenirse vermeye hazır olduklarını belirtmesi bence tam bu noktada Bağdat'ın söylediğinden daha önemli, elle tutulur ve daha işlevsel.?
ERBİL YÖNETİMİNİN ÇIKARLARI FAZLA
Alberto Negri ise çözüm çabalarını önemli bulduğunu ifade ederek Türkiye'nin, özellikle Esad'ın ardından Suriye'nin muhtemel parçalanması ve bölgenin istikrarına ciddi ilgi gösterdiğine dikkat çekti. Negri, çözüm sürecinin sonucunda ekonomik kazançların da beraberinde geleceğini söyleyip, bilhassa Irak Kürdistan'ının fazla çıkarları olduğuna değinerek, onların da Türkiye'yi petrol gazı dağıtımı konusunda bir liman olarak gördüğüne değindi.
Son Dakika › Güncel › Kürt Meselesi Roma'da Masaya Yatırıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?