Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) tarafından oda üyelerine yönelik olarak "Şirketlerde Kurumlaşma ve İnovasyon" eğitimi düzenlendi.
19 Mart Salı günü saat 10.30'da Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu'nda düzenlenen, KTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri ile Oda Üyelerinin katıldığı 'Şirketlerde Kurumlaşma ve İnovasyon Eğitimi'ni Kobi Eğitim Uzmanı Rahim Aladağ verdi.
İnovasyonun hem bir süreci hem de bir sonucu ifade eden Aladağ, "İnovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamaktır. İnovasyon, şirketlere, yeni iş fırsatları, yeni ürün, yeni müşteri, yeni pazar, yeni maliyet düşürme olanakları yaratmaya olanak verir. Aslında inovasyonu en temel şekilde 'Para Kazandıran Özgünlük ve Yenilik' olarak tanımlayabiliriz. İnovasyon türleri; Ürün İnovasyonu, Hizmet İnovasyonu, Süreç İnovasyonu, Pazarlama İnovasyonu, Organizasyonel İnovasyon'dur. Toyota, Wal-Mart ve Dell'in başarılarının altındaki temel neden süreç inovasyonu, Amazon.com'un ya da e-Bay'in işlem etkinlikleri pazarlama inovasyonu, Starbucks'un kahvehane modeli, Gilette firmasının 'ustura' üretmekten 'jilet bıçağı' üretmek şeklinde değer zincirindeki rolünü yeniden tanımlaması iş modeli inovasyonlarına örnek gösterilebilir. Kurumsallaşma; bir işletmenin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturmasıdır. Şirketin kuralları, standartları ve prosedürlerinin tanımlanması, kişilerden bağımsız hale getirilmesidir. Kurumsallaşmak sadece kural koymak demek değildir. Kurumsallaşmak, sadece biçimsellik ya da yazılı kuralların iş yerinde uygulanması da değildir. Kurumsallaşma patronların işi tamamen profesyonellere bırakması demek değildir. Aksine, patronların işin başında olması, diğer çalışanlarla kolektif bir çalışma ruhu ve ortamı oluşturulması gerekir. Kurumsallaşmanın şirketin başarılı olmasıyla doğrudan ilgisi yoktur, sadece başarının sürekliliğini sağlar. Kurumsallaşmanın temel amacı; firmanın (patron, yönetici, kritik personel vb.) kişilerden ve onların "kendi becerilerine bağlı icra yöntemlerinden" bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında patronun olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Cesur bir girişimcinin, kısıtlı bir sermaye ile kendi fiziksel gücünü de katarak kurduğu; tek kişi veya onun ortağı ile birlikte başlayan, daha sonra aile üyelerinin de katıldığı ve plansız olarak (şartlar gerektirdikçe) büyüme gerçekleştirmiş bir yapıdadır. Belirli bir büyüklüğe kadar kurucu/kurucular ve çevresindeki kısıtlı sayıda çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüme arttıkça sorunlar yaşamaya başlarlar. Sorun ortaya çıktıkça tek tek çözülür, işletme yoluna devam eder. Bütüncül bir yaklaşım olmadığından, işletme zamanla şişmanlar ve kontrolü zorlaşır. Bunun yanında, kurucuya bağlı olarak hayatını sürdüren işletme, ondan uzaklaştığında veya onu kaybettiğinde krize girer. Bir kısmı da krizden çıkamaz ve hayatı sona erer. Karar verme, örgütün belirli amaçlara ulaşması için veya örgütte karşılaşılan sorunları çözmek için belirlenen alternatifler arasından birini seçmektir. Karar vermede örgütün her düzeyinde bulunan çalışanlar yer almalıdır. Ancak karar vermeyi üst yöneticiler yerine getirmektedir, orta ve alt düzeydeki yöneticiler faaliyetlerini üst yönetimin verdiği kararlar doğrultusunda yerine getirirler.Her (aile) şirketin kendine has özellikleri vardır. Her şirket kendi yapısına göre yönetim ve denetim anlayışı geliştirmiştir. Ancak, her ne kadar özellikli olursa olsun bazı temel öğeler bütün şirketlerde aynıdır. Örneğin bütün şirketler gelir ve giderlerini bilmek ister. Doğru satış, hizmet ve üretim politikası uygulamak ister. Önemli olan bunları evrensel standartlarda yapmak, başarılı örneklerden ve tecrübelerden yararlanmaktır. Bir şirketin sahibinin işinin başında olması, asker gibi ön cephede savaşmasını gerektirmez, ancak iyi bir komutan gibi ordusunu yönetmesini gerektirir. Patronlar günlük faaliyetlerde çekilmeli, stratejik konulara odaklanmalıdır. Aileyi ilgilendiren konulara ile içinde, şirket faaliyetleri ile ilgili konular şirkette konuşulmalıdır. Bunun en doğru yolu, şirketin bir yönetim kurulunun oluşturulması ve düzenli yönetim kurulu toplantıları yapılmasıdır. Yönetim kurullarını oluşturan ve düzenli yönetim kurulu toplantıları yapan şirketler, kurumsal yönetime geçiş yolunda en büyük adımı atmış demektirler. Özellikle küçük ve orta ölçekli aile şirketlerinde her konuda Uzman bulunması mümkün olmayabilir. Şirketin gereksinim duyduğu konularda danışmalarla çalışılması doğaldır. Danışmanlarla çalışılması, şirketin kurumsallaşmasına katkıda bulunur. Ancak unutulmamalıdır ki danışmanlar, danışıldıkları konularda fikirlerini söylerler ve belirli sürelerle şirkette bulunurlar. Aile şirketleri aile olmanın getirdiği avantajdan yararlanmalı, ancak aile bireyleri yetkinlikleri ölçüsünde profesyonel bir anlayışla çalışmalıdırlar. Ayrıca şirkette çalışmayan ama hissedar olan diğer aile fertlerinin hakları da korunmalıdır. Aile anayasasının yazılı olması şart değildir ancak, şirkette çalışan ve çalışmayan bütün aile fertleri tarafından kabul edilmesi, benimsenmesi ve uygulanması önemlidir" dedi. - KIRKLARELİ
Son Dakika › Güncel › Ktso'da 'Şirketlerde Kurumlaşma ve İnovasyon' Eğitimi Düzenlendi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?