Dünya Sağlık Örgütü, Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan korona virüsünü pandemik hastalık olarak ilan etmiş olup ülkemizdeki ilk korona virüs vakası 10 Mart tarihinde görülmüştür.
Av. Bedia Teymur ve Av. Mahide Tuba Doğan, her geçen geçen gün artan vaka sayıları nedeniyle salgının etkilerinin yaklaşık 28 milyon çalışanı olan ülkemizde işçi-işveren ilişkileri kapsamında irdeledi. Av. Bedia Teymur ve Av. Mahide Tuba Doğan yaptığı ortak açıklamada, işçinin korunmasına yönelik düzenlemelerin temeli Anayasa ve 4857 sayılı İş Kanunu'na dayanmakta olup işverenin iş yerinde yönetim yetkisine bağlı olarak birçok yükümlülüğü bulunduğunu belirtti.
Teymur ve Doğan, İşbu sorumlulukların başında ise işverenin gözetim yükümlülüğü kapsamında iş yerinde gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alması gerektiğini belirterek, işveren tarafından alınması gereken önlemleri 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 4 ve 5. maddesinde görmenin mümkün olduğunu ifade etti.
İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde risklerden korunma ilkeleri nelerdir?
İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:
a) Risklerden kaçınmak.
b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.
c) Risklerle kaynağında mücadele etmek.
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.
d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak.
e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.
f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.
g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.
ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek
Av. Bedia Teymur ve Av. Mahide Tuba Doğan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda ise işverenin gözetim borcunun 417. maddede düzenlenmiş olduğunu; işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak yükümlülüğünün olduğunu ifade etti. İşbu hükümde işçiler ise iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlü kılınmışlardır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 19. madde de işçilerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü olduğunu düzenlemiştir.
Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.
ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
Öncelikle işverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri çerçevesinde işyerlerini dezenfekte ederek hijyenik hale getirmesi gerektiğini belirten Av. Bedia Teymur ve Av. Mahide Tuba Doğan, işçilerin koronavirüs ve alınması gereken önlemler hakkında sözlü veya yazılı olarak bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yaptıkları işin niteliği gereği uzaktan çalışma yapması mümkün olan işçiler uzaktan çalışmaya sevk edilmelidir. Uzaktan çalışma ile birlikte gerekli toplantılar işçiye uygun altyapı sağlanarak elektronik ortamdan yürütülmelidir. İş Kanunu 14. maddesinde uzaktan çalışmayı işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı kurulan iş ilişkisi olarak tanımlamıştır. Günümüzde birçok şirket tarafından verilen uzaktan çalışma kararlarının verimli sonuçlar verebilmesi için uzaktan çalışmanın prosedürlerinin belirlenerek işçilerin iş akışlarının nasıl yürütüleceği konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Bununla birlikte işveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.
Uzaktan çalışma yapamayacak olan işçilere ilişkin olarak ise ücretli izin uygulaması gündeme gelmelidir. Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinin 10. maddesine göre işveren, Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonu arasındaki süre içinde, işçilerin tümünü veya bir kısmını kapsayan toplu izin uygulayabilir. İşbu Yönetmelik çerçevesinde Nisan ayı itibariyle toplu izin uygulaması da yapılabilecektir.
İşçiye ücretsiz izin verilmesi planlanıyor ise, İş Kanunu'nun 24 ve 25. maddelerinde belirtilen zorlayıcı sebepler, salgın hastalıklar bu zorlayıcı nedenlerin arasında sayılabilecektir, dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenmelidir.
Uçuş yasağı getirilen ülkelere seyahat etmek mümkün olmasa da, yasaklanmayan ülkelere dahi yurtdışı seyahatleri ertelenmeli ve işçilerin yurtdışına çıkmaları önlenmelidir. Aksi takdirde Yargıtay'ın 2019 tarihli bir kararında (21. HD., E.2018/5018, K. 2019/2931, T. 15.4.2019) da belirttiği üzere; işveren tarafından yurtdışında çalışmak üzere görevlendirilen bir işçiye yurtdışında bulunduğu sırada virüsün bulaşması, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince iş kazası sayılacaktır.
İşçinin sağlık raporunun olmadığı ve fakat korona virüs taşıyıcısı olma ihtimali bulunduğu durumlarda, işverenin işçiyi işyerine almama hakkı bulunmakta olup; bu durum İş Kanunu anlamında zorunlu neden olarak değerlendirilebilecek ve işçiye telafi çalışması yaptırılabilecektir. İşveren korona virüs riskinin ortadan kalkmasıyla birlikte iki ay içerisinde işçilere günde üç saatten fazla olmamak şartıyla telafi çalışması yaptırabilecek ve fazla çalışma ücreti ödemek zorunda kalmayacaktır. Telafi çalışmasının ancak işçinin sağlık raporu olmaması halinde mümkün olduğunu belirtmek isteriz.
İş Kanunu'nun 25. maddesi gereğince işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından doğacak bir hastalığa yakalanması durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi halinde iş sözleşmesi işverence, sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. Bu nedenle özellikle yurtdışına çıktığı için 14 günlük izolasyon uygulayacak kişilerin SGK ile anlaşmalı bir hekime başvurarak istirahat raporu almaları ve bu raporu işverene sunduktan sonra devamsızlık yapmaları gerekmektedir.
İşçi zarar doğurabilecek durumlarda işvereni bilgilendirme yükümlülüğü altında olduğundan korona virüs taşıdığını öğrendiği durumda işvereni uyarmalı ve önlem alması için bilgilendirmelidir.
İşçilerin korona virüs bulaşma riski olan yerlere seyahat etmeyi reddetme hakkı bulunmakta olup; işveren, işçilerin bu yerlere gitmediği için, işçinin görevini yerine getirmemesi gerekçesiyle iş sözleşmesini feshedemeyecek veya herhangi bir yaptırım uygulayamayacaktır.
İş Kanunu'nun 24. maddesine göre, işçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı bir hastalığa tutulursa işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecektir. Bu çerçevede işçi, işyerinde çalışırken korona virüs riski taşıyan diğer işçiler nedeni ile sağlığı için ciddi bir tehlike bulunması durumunda iş sözleşmesini derhal feshedebilir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca işçinin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakkı bulunmakta olup; işçinin haklı nedenlerle çalışmaktan kaçındığı bu sürece ilişkin işverenin ücret ödeme borcu devam etmektedir. Kurul kararına veya işçinin talebine rağmen işveren gerekli önlemleri almamakta ısrar ederse, işçi iş sözleşmesini derhal feshedebilecektir.
İşçilere ücretli izin verilecekse bildirim yapmak yeterli iken, işverenler ücretsiz izin yöntemini seçer ise buna ilişkin bilgilendirmeyi yazılı olarak işçilere tebliğ etmeleri gerekmektedir. İşçi, ücretsiz izni 6 iş günü içinde kabul ederse ücretsiz izin başlar. Ancak işçi ücretsiz izni reddederse bu durumda işveren geçerli fesih hakkını kullanabilir. Ücretsiz iznin reddedilmesi üzerine işverenin iş sözleşmesini feshetmemesi halinde ise işçi haklı nedenle feshedebilecektir.
Faaliyetin durması nedeniyle ücretsiz izin süresi 4 haftayı geçerse, işverenin İŞKUR'a başvuruda bulunması ve İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu işyerinin korona virüsten etkilendiği tespit edilirse işsizlik ödeneğine hak kazanmış işçilere 3 ayı geçmemek üzere kısa çalışma ödeneği verilecektir.
Tüm bu açıklamalara ek olarak il, ilçe veya ülke çapında karantina kararı alındığı durumlarda bireysel işyeri tedbirleri dışında devlet tasarrufundaki tedbirler de uygulamaya konabileceğini belirtmek isteriz.
www.teymurhukuk.com
Instagram: teymurhukuk
Instagram: av.bediateymur
Son Dakika › Güncel › Koronavirüs tehlikesi karşısında işveren ile işçi neler yapmalıdır? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?