CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer iktidar yalakalığına bir medya patronu soyunursa o gazeteleri alıp okumamakta herhalde bizlerin görevidir. "Kamudan ihale alacağım, devletten ihale alacağım, kendimi ona mahkum hissediyorum' diye yola çıkanların yanında biz olmayacağız" dedi.
"GAZETELERE ÜRKEREK BAKIYORUZ"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlenen "Bilişim Sorumluları Toplantısı"nda konuştu.
Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "Sabah gazeteleri aldığımızda biraz ürkerek bakıyoruz. Acaba bugün ne oldu diye? Bir vesayetten bir başka bir vesayete doğru savrulan bir Türkiye görüyoruz. Başbakan'ın gitmediği illere gitmeden önce adeta sıkıyönetim uygulandığını görüyoruz. "Şunlar eylem yapacaklardır' diye, olası eylemler yapılacaklardır diye gözaltına alınıyorlar. Adeta sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Baskıyı toplum damarlarına kadar hissetti" dedi.
"NASIL BİR TÜRKİYE BURASI ?"
CHP lideri konuşmasında özetle şunları söyledi:
"İleri demokrasi olarak tanımlanan bu süreçte gazeteciler hapiste, milletvekilleri hapiste, avukatlar hapiste, belediye başkanları hapiste, askerler hapiste, akademisyenler hapiste. Ve insan gayri ihtiyarı düşünüyor, nasıl bir Türkiye burası? Hadi onlar hapiste, dışarıda olanların durumu nasıl? Onlar da kendilerini yarı açık cezaevinde hissediyorlar. Telefonları dinleniyor, izleniyorlar, konuşamıyorlar, korkuyorlar.
"BİR VESAYETTEN BİR VESAYETE SAVRULUYORUZ"
Sahte delillerle insanlar aylarca, günlerce, yıllarca hapislerde tutuluyor. O kadar ki adeta bunlar olağanlaştı. Tepki veremez bir toplum haline süratle Türkiye dönüştürülmek isteniyor. Bir askeri dikta dönemi yaşamıyoruz. Bir vesayetten bir başka vesayete doğru savrulan bir Türkiye görüyoruz.
"TALİMATLAR BİZZAT BAŞBAKAN'DAN GELİYOR"
Yargı tümüyle siyasallaştırıldı. Yargıya talimatı bizzat Başbakan veriyor. Belli davaların savcılığını üstleniyor. Yargı gereğini yapacaktır diye talimat veriyor ve biz buna güçler ayrılığı ilkesi diyoruz, güçlerin tekleştiği bir Türkiye, her şeyin bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak bir sözcüğe bağlandığı bir Türkiye.
Gazetecilik yapmanın giderek cesaret işi olduğu bir Türkiye'de yaşamaya başladık.
"O GAZETELERİ ALIP OKUMAMAKTA HERHALDE BİZLERİN GÖREVİDİR"
Türkiye hapisteki gazeteci sayısı itibarıyla dünyada bir numara. İktidarı övmek yaratılan yeni medyanın temel görevi oldu. Eskiden yandaş medya diye bir kavram yoktu. Şimdi yandaş diye geniş bir yelpaze var. Açarsanız o gazeteleri, televizyonlar iktidar övgüsüyle doludur. CHP'yi eleştirmek ise zaten onların temel görevidir. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer beğenmeyip iktidarı eleştiriyorsanız herhangi bir uygulaması nedeniyle, patronun ilk yaptığı iş o gazetecinin işine son vermektir. Son örneği Ruhat Mengi kardeşimizdir. Onun da işine son verildi.
Eğer iktidar yalakalığına bir medya patronu soyunursa o gazeteleri alıp okumamakta herhalde bizlerin görevidir. Kamudan ihale alacağım, devletten ihale alacağım, kendimi ona mahkum hissediyorum diye yola çıkanların yanında biz olmayacağız. Biz özgür ve bağımsız Türkiye'nin yanında olacağız. Bizim görevimiz budur."
Son Dakika › Güncel › Kılıçdaroğlu : Erdoğan'a Mahkum Hissedenin Yanında Değiliz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?