Kılıçdaroğlu İşçileri Meydanlara Çağırdı - Son Dakika
Güncel

Kılıçdaroğlu İşçileri Meydanlara Çağırdı

Kılıçdaroğlu İşçileri Meydanlara Çağırdı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21.Olağan Türk-İş Genel Kurulu'nda işçilere seslendi.

08.12.2011 14:17  Güncelleme: 14:39

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21. Olağan Türk-İş Genel Kurulu'nda işçilere seslendi. "Siz işçisiniz. Gücünüzü salonlarda kullanırsanız, kusura bakmayın yarın gazetelerde haber bile olamazsınız" diyen Kılıçdaroğlu, "Gücünüz meydanlarda göstermelisiniz. Bedel ödemeyi göze alacaksınız. Bedel ödeyeceksiniz ki birileri size hakkınızı versin. Oturduğunuz yerden size kimse hak vermez. Ağlamayan çocuğa kimse mama vermez" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türk-İş'in 21. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı açılış konuşmasında, burada olmaktan büyük bir "onur" duyduğunu ifade ederek, "Bu onuru bana verdiğiniz için de hepinize yürekten teşekkür ediyorum" dedi. Kısa konuşacağını ancak biraz da "iğneleyeceğini" belirten Kılıçdaroğlu, "Çünkü siyasete atılırken söz verdim, her yerde bildiğim doğruları söyleyeceğim" dedi. "Sizin güzel bir sloganınız var; Susma sustukça sıra sana gelecek, slogan çok güzel" diyen Kılıçdaroğlu, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'nun konuşmasında özelleştirmelerden bahsettiğini anımsatarak, "Bütün dünyada özelleştirmeler var ama Allah Aşkına insanı yok sayan, işçiyi yok sayan bir özelleştirme anlayışı olabilir mi? Ne oldu, özelleştirme yapıldı. Özelleştirme yapılmayan kurumdaki arkadaşlarımız seslerine çıkarmadılar. Öbürleri bağırdı çağırdı bir süre sonra yoruldu. Sıra öbürlerine geldi, anladılar ki sıra bizde. Önümüzdeki süreçte göreceksiniz, ihalelere de çıkılıyor, sıra Şeker-İş'e geldi. Haydi gözünüz aydın" dedi.

-"GÜCÜNÜZÜ MEYDANLARDA GÖSTERMELİSİNİZ"-

Demokrasi ve özgürlüğün tek varlık nedeninin insan olduğunu, özgürlüğün temelinde kişinin ekonomik güvencesinin yattığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Özgürlük seyahat etmektir, tiyatroya sinemaya gitmektir, Kurban Bayramı'nda kurban kesmektir. Özgürlük ekonomik güvencedir. Karnı doymayan bir adama özgürlüğü nasıl anlatacaksınız? O halde yapmamız gereken, düşünmemiz gereken şudur; şikayet böyle salonlarda yapılamalı. Siz işçisiniz. Gücünüzü salonlarda kullanırsanız, kusura bakmayın yarın gazetelerde haber bile olamazsınız. Gücünüz meydanlarda olmalı, meydanlarda göstermelisiniz gücünüzü" diye konuştu.

-"SİZ O ÖZGÜRLÜĞÜ BENİM KÜLAHIMA ANLATIN"-

Anayasa'da sendikalı olma özgürlüğü ilkesinin olduğunu, işçi isterse ikinci sendikaya da üye olabileceğinin belirtildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Buyurun gidelim sendikası olmayan bir iş yerine, bakalım bir işçi sendikaya üye olsun başına ne geliyor. Ne özgürlüğünden bahsediyorsunuz? Anayasal güvencesi olmayan bir sendikacılıktan mı söz edeceğiz. Ben biliyorum, sendikaya üye olacak ve kapının önüne koyacaklar. ve Anayasa diyecek ki; herkes sendikalı olabilir, sendikaya üye olma özgürlüğü vardır. O özgürlüğü siz benim külahıma anlatın. Kusura bakmayın, hayat öyle değil" dedi.

-TAŞERON İŞÇİYE SENDİKALI İŞÇİLER SAHİP ÇIKACAK-

Taşeron işçiliği de değinen Kılıçdaroğlu, "en büyük taşeron işverenin devlet" olduğunu ifade etti. Devlette 1 milyon taşeron işçi çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Taşeron 21. yüzyılın kölelik rejimidir, bunu alsa unutmayın. Taşeron işçi olan arkadaşlarınız var mı bilmiyorum, benim hem arkadaşlarım, hem akrabalarım var. Öyle sekiz falan hikaye, ne 8 saati, 18 saat çalıştırırlar. Öyle izin falan yok öyle bir şey. Şimdi diyoruz ki, taşeron işçilere; 'efendim haklarınıza sahip çıkın'. Buyurun bir taşeron işçi gitsin bir yerde, "ben sendikalı olayım' desin. Ertesi gün kapının önündedir. Türk-İş'e bir sözüm var. Bütün işçi arkadaşlarıma; taşeron işçilerin haklarına, sendikalı işçiler sahip çıkacak. O taşeron işçilerin haklarına sahip çıkın, onların haklarını seslendirin ki sendikalı olarak sizin yanınızda yer alsınlar. Onlara saygı göstereceğiz. Ama bugün onlar, konuşamazlar, eylem yapamazlar, sokağa çıkmazlar. Çünkü çıktıkları zaman aldıkları asgari ücret de ellerinden alınır. Öyle yüz karası olaylar var ki; aldığı asgari ücretin bir kısmını dahi geri alıyorlar. Çocuğuna mı bakacak, yoksa bu haksızlığa karşı sessiz mi kalacak? Yüreğine taş basıyor. Bu haksızlığa sessiz kalıyor. İşte onların sesi siz olacaksınız. Siyasette biz oluyoruz. Vaadimiz var, o vaadimizin arkasındayız. CHP iktidarında taşeron işçiliği tarihe gömeceğiz. Herkes sendikalı, herkes toplu sözleşmeli, herkes grev hakkına sahip olacak. Sanıyor musunuz ki bu ülkede grevler oluyor, geçiniz onları. Sanıyor musunuz ki bu ülkede işçiler haklarını alıyor, geçiniz onları. Hakem heyeti var değil mi, oturdunuz pazarlığa hakem heyeti bir kara verecek. O karar için siz mahkemeye gidebiliyor musunuz? Bu karar haksızdır diyebiliyor musunuz? Diyemiyorsunuz, çünkü kesin. Nerde hak aramak? Birbirimizi kandırmayalım."

-"BEDEL ÖDEMEDEN HAK ALINMAZ, AĞLAMAYAN ÇOCUĞA KİMSE MAMA VERMEZ"-

Türkiye'de çalışanların yarısının kayıtdışı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kayıtdışının; "bir insanın eşinin ve çocuklarının geleceğini elinden almak" demek olduğunu söyledi. Salondaki işçilere "Buna itiraz etmeyecek misiniz" diye soran Kılıçdaroğlu, "Örgütlü toplum, hak arayan toplumdur. Yoksa örgütlülüğün hiçbir anlamı yoktur" dedi. Kendilerinin uygulanamaz, altı üstü, sınırları olmayan bir hakkın peşinde olmadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bizim savunduğumuz uygar dünyanın kabul ettiği, Uluslararası Çalışma Örgütünün kabul ettiği normlardır. Hem uygar ülke diyorsun, hem bu normları getirmiyorsun, buna evet mi diyeceğiz? Hayır. Eğer İLO'da yer alıyorsak, BM İnsan Hakları Sözleşmesine saygılıysak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin altına imza atmışsak, o zaman İLO normlarının Türkiye'ye gelmesi lazım. Bu normların olmadığı bir ülkede demokrasi her zaman tartışmalıdır. Az önce söylediniz, 1 Mayıs'ta eylem yaptık, Taksim'i açtık. Bedel ödenmeyen hak alınmaz arkadaşlar. Bedel ödemeyi göze alacaksınız. Bedel ödeyeceksiniz ki birileri size hakkınızı versin. Oturduğunuz yerden size kimse hak vermez. Ağlamayan çocuğa kimse mama vermez. Kusura bakmayın doğruları söyleyeceğiz. Hakkımızı demokratik yollardan, yasaların uygun olarak, yasaların verdiği hakları sonuna kadar kullanacağız" dedi.

-NE OLDU TEKEL İŞÇİLERİ?

"Ne oldu TEKEL İşçileri" diye soran Kılıçdaroğlu, "Ankara'da kışın soğuğunda havuza atıldılar, coplandılar, haklarını alabildiler mi alamadılar. Ben Türk-iş Genel Kurulunda 4-C'li işçilerin haklarının alındığını ve teslim edildiğini duymak isterdim. Tıpkı Taksim Meydanı'nın alındığı gibi. O işçiler sizin arkadaşlarınız. Onlar sendikalıydı ve onlara o kadar ağır suçlamalar yapıldı ki, toplu sözleşmeyle aldıkları haklar için dahi "siz kul hakkı yiyorsunuz' dediler. Onlar yolsuzluk mu yaptı, devleti mi dolandırdı? Onlar fakir fukarayı dolandırıp aldıkları paralarla gemiler mi aldılar? Onlar alın teri döktüler. Bu ağır suçlamalara karşında dahi eğer onlara haklarını teslim edemediysek bu sorun hepimiz sorunudur" dedi.

-YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR-

İşsizlik sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, önümüzdeki en büyük tehlikenin işsizlik olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Hiç sormadınız mı kendinize, ye bu ülke büyüyorsa bu işsizlik niye var? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. İşsizlik meydanda, gidin Ulus'a, gidin işsiz kahvelerine. İşsizlik yüzde 22. Bu düzen değişmedikçe, herkesin karnı doymadıkça bu ülkede toplumsal düzen sağlanamaz" dedi.

İş kazaları ve meslek hastalıklarında da Türkiye'nin Avrupa'da birinci olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yer altına inersiniz, çalışırsınız. Grizu olur ölürsünüz, gelir birisi der ki; "güzel öldüler'. Siz buna tepki bir tepki verdiniz mi, arkadaşlar? Birisi gelir; "yer altında çalışıyorsa bunun kaderi ölmektir' der. Siz buna tepki verdiniz mi? Birbirimiz kandırmayacağız" dedi.

-"İŞÇİ SINIFININ ÜZERİNE ÖLÜ TOPRAĞI SERPİLMİŞ"-

Salondaki işçiklere, "Ekonomik Sosyal Konsey en son ne zaman toplandı" diye soran Kılıçdaroğlu, "Hatırlayan var mı? Ses çıkmıyor ki, isteyen yok ki toplansın. Ölü toprağı serpilmiş işçi sınıfınızın üzerine? Böyle bir olabilir mi? Ben hakkımı Başbakanın, Bakanların olduğu yerde söylemezsem, nerede söyleyeceğim. İşçisi de orada olacak, esnafı da olacak, işçi sendikası başkanı diyecek ki, "arkadaş bizim işçilerin şu derdi var.' Ekonomik Sosyal Konsey budur. Lakin şunu söyleyeceksiniz, umudumuz yok ki oradan bir şey çıksın. Orada haklısınız" diye konuştu.

-"30 BİN LİRAYA ASKERLİĞİ SATIN ALMAMALIYIZ, AYIPTIR"-

Kılıçdaroğlu, konuşmasında bedelli askerliği de değinirken, "Şehitlerimiz var. "Onlar bizim onurumuzdur' diyoruz eyvallah, en yüce mertebe. Yeni bir kanun çıktı, bastır 30 bin TL'yi al teskereyi. Hiç askere maskere gitmeye gerek de yok, 21 güne bile gerek yok. Kim askere gidecek, fakir fukaranın çocuğu, sizin çocuklarınız yani. Bilmiyorum aranızda 30 bin lirayı bastırıp çocuğu askere göndermek isteyen kaç kişi vardır? O zaman yapmamız gerek şu, eğer şehitlik mertebesiyse, şehitlik bu kadar yüceltiyorsa, 30 bin liraya askerlik satın almamalıyız, ayıptır" dedi.

-"SESİ DAHA GÜÇLÜ ÇIKAN BİR TÜRK-İŞ İSTYİYORUM"-

Kılıçdaroğlu, "Ben sesi daha güçlü çıkan, işçinin hakkını arayan, ülkenin sorunlarını daha güçlü haykıran bir Türk-İş istiyorum. Sayın Başkan orada. Uzun tutukluluk sürelerinden şikâyetçiyiz, demokrasi istiyoruz, isteyeceğiz. Özgürlük istiyoruz, isteyeceğiz. Emeğin alın terinin karşılığını isteyeceğiz. Bu yaptığınız zaman göreceksiniz ki, herkes size kulak kabartacak. Ankara'da Türk-İş var diyecekler, bunu istiyorum ben. Taşeron işçinin hakkını savunan Türk-İş itiyorum ben. Onun için sizlere bu genel kurula katılmaktan onur duyduğumu söyledim. Sizden bir isteğim daha var, sendikacılık ücret sendikacılığı değildir. Bu ülkenin sorunlarına sahip çıkan, ülkenin sorunlarının çözülmesi, için mücadele eden yeri geldiğinde eylem yapmaktan çekinmeyen bir Türk-iş" diye konuştu. - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Kılıçdaroğlu İşçileri Meydanlara Çağırdı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement