Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, kamuoyunda 'sansür yasası' olarak bilinen kanun teklifine ilişkin, "İnsanlar, seslerini ve taleplerini sosyal medya üzerinden duyurmaya çalışmaktadırlar. Geçmişte birlikte yol aldıkları kimi kişilerin kanıtlı, delilli ifşalarını on milyonlar takip ettikçe, yargının sessizliğine isyan büyüdükçe AKP- MHP iktidar bloğu çılgına dönmüş, sosyal medyayı hedefine koymuştur" dedi.
KESK, bazı maddeleri TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen, basına ve sosyal medyaya yönelik yeni yaptırımlar içeren kanun teklifine ilişkin bugün sendikanın genel merkezinde basın toplanışı düzenledi. Mehmet Bozgeyik, KESK ve Haber-Sen yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, şunları söyledi:
"BASININ YÜZDE 90'INDAN FAZLASI KONTROL ALTINA ALINMASINA RAĞMEN GERİYE KALAN BİRKAÇ MUHALİF GAZETE, İKTİDARIN BASKILARINDAN KURTULAMAMAKTADIR"
"AKP, MHP bloğu otoriter, dikta rejimlerin iktidar ömürlerini uzatmak için kullandığı tüm yol ve yöntemleri hayata geçirmeye devam ediyor. 20 Temmuz sivil darbesi sonrası onlarca muhalif basın kurumu kapatılmış, yüzlerce basın emekçisi tutuklanmış, yandaş medya iktidarın 'resmi gazetesi' işlevi ile görevlendirilmiş, günlük haber başlıkları dahi tek merkezden belirlenir olmuştur. Basının yüzde 90'ından fazlası kontrol altına alınmasına rağmen geriye kalan birkaç muhalif gazete, TV ve sosyal medya kanalı, iktidarın hışmından, baskılarından kurtulamamaktadır. Ardı arkası kesilmeyen davalarla, tutuklamalarla, RTÜK üzerinden sansür ve kapatma cezalarıyla, ilan cezalarıyla vb. her türlü baskı ile susturulmaya, sesi kesilmeye çalışılmaktadır.
"YARGININ SESSİZLİĞİNE İSYAN BÜYÜDÜKÇE AKP, MHP İKTİDAR BLOĞU ÇILGINA DÖNMÜŞ, SOSYAL MEDYAYI HEDEFİNE KOYMUŞTUR"
Halkın medyaya güveni diplerde seyretmeye başlayıp da yandaş/havuz medyası takip edilmez olmaya başlayınca sosyal medya öne çıkmıştır. İnsanlar, seslerini ve taleplerini sosyal medya üzerinden duyurmaya çalışmaktadırlar. Öyle ki emniyet ve yargı, çoğu vakada sosyal medyanın baskısı ve tepkisi sonrası harekete geçmek zorunda kalmaktadır. Sosyal medya çizilen pembe tabloları dağıttıkça; halkın, emekçilerin gerçek sorunları ve talepleri bu tür platformlarda seslendirildikçe, geçmişte birlikte yol aldıkları kimi kişilerin kanıtlı, delilli ifşalarını on milyonlar takip ettikçe, yargının sessizliğine isyan büyüdükçe AKP-MHP iktidar bloğu çılgına dönmüş, sosyal medyayı hedefine koymuştur.
"İKTİDARIN SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ GENEL YÖNELİMİN PARÇASI OLUP, DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKIMIZA PRANGA VURMAYI HEDEFLEMEKTEDİR"
Meclis'te görüşmeleri devam eden ve 28 maddesi kabul edilen düzenleme hangi gerekçe ile sunulursa sunulsun iktidarın niyeti ve hedefi bellidir; düşünce ve ifade özgürlüğüne dair ne varsa, hangi kanal kullanılıyorsa susturulmak, ortadan kaldırılmak istenmektedir.
Sosyal medyada iktidara yakın kesimlerin muhalif kesimlere yönelik yaptığı hakaretler, tehditler yargılama konusu yapılmazken ya da göstermelik tedbirler alınırken iktidara yönelik en ufak eleştirinin dahi 'terör propagandası' kapsamına alınması, sulh ceza hakimlikleri üzerinden cezalar verilmesi, muhalif hesaplara erişimin engellenmesi, trol ordusuyla algı oluşturma vb. baskı ve yöntemler iktidara yetmemiş olacak ki bu kez sosyal medyanın tümüyle denetime alınması istenmektedir. İktidarın sosyal medya düzenlemesi genel yönelimin parçası olup, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkımıza pranga vurmayı hedeflemektedir.
"ÜLKEMİZİN İHTİYACI, SANSÜR YASASI DEĞİL, TAM AKSİNE BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN, HALKIN HABER ALMA HAKKININ EN GENİŞ ANLAMDA YAŞAMA GEÇECEĞİ FİİLİ UYGULAMALARDIR"
İktidardan gidici olduklarına dair işaretlerin artmasıyla korku ikliminin hızla dağılmaya başlaması, iktidarın adeta ödünü kopartmıştır. Düzenleme ve diğer polis devleti vb. uygulamalarla koyu bir korku iklimi yaratmayı hedeflemektedirler. AKP, MHP bloğu; susturulmuş, kıskaca alınmış muhalif basın ve bu düzenleme sonrası kontrol altına alınacak sosyal medya zemini üzerinden tek yanlı kirli propaganda ile seçimi kazanarak iktidarlarını sürdürmeyi istemektedir.
Ülkemizin ihtiyacı, sansür yasası değil, tam aksine basın ve ifade özgürlüğünün, halkın haber alma hakkının en geniş anlamda yaşama geçeceği; demokratik standartları yüksek, çağdaş hukuk normlarına uygun, dünyada hızla değişen ve gelişen iletişim ve haberleşme süreciyle uyumlu, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı davalar, tutuklamalar gibi mağduriyetleri giderecek bir yasal düzenleme ve bu paralelde fiili uygulamalardır. Buradan iktidar bloğu partilere sesleniyoruz; toplumun özgürlük talebini hiçbir güç, yasalarla baskılarla engelleyemez. Tarih, bunun örnekleriyle doludur. Bunun en somut ve yakın örneği bugün İran'da yaşanmaktadır.
"FEDERASYONUMUZ, TEME HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN BU TÜR DÜZENLEMELERLE ORTADAN KALDIRILMAK İSTENMESİNE KARŞI FİİLİ VE MEŞRU MÜCADELESİNİ DEVAM ETTİRECEKTİR"
Unutmamalı ki 21. yüzyılda ne tür baskı yöntemi uygulanırsa uygulansın özgür ve bilimsel düşünce, kendi yolunu bulur ya da kendisine yeni yollar açar. Geç kalınmış değildir. Tekçi, faşizan zihniyetin ürünü olan düzenleme tümden geri çekilmeli, antidemokratik uygulamalardan medet umulmamalıdır. Konfederasyonumuz, düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere, ülkemizde ve dünyada emekçilerin, ezilenlerin, kadınların bedeller ödeyerek kazandıkları temel hak ve özgürlüklerin bu tür düzenlemelerle ortadan kaldırılmak, kısıtlanmak istenmesine karşı fiili ve meşru mücadelesini devam ettirecektir."
Haber Sen Genel Başkanı Mesut Balcan ise şöyle konuştu:
"ÖZELLİKLE DEMOKRASİLERDE VE ANAYASAL DÜZLEMİN OLDUĞU ÜLKELERDE BÖYLE YASALARIN ÇIKMASININ İMKANSIZ OLDUĞUNU İFADE ETTİK"
"Özellikle bu yasa, ilk gündeme geldiği günden beri medya dayanışma grubunun dayanışması içerisinde KESK Haber-Sen olarak yer alarak, o günden bugüne kadar bu maddenin, sansür yasasının ne kadar tehlikeli olduğunun ilk günden beri mücadelesini veriyoruz. O dönemde de ifade ettik; özellikle demokrasilerde ve anayasal düzlemin olduğu ülkelerde böyle yasaların çıkmasının imkansız olduğunu ifade ettik. Ama gelinen noktada, 28. maddeden sonra ve en tehlikeli olarak nitelendirdiğimiz madde, 29. madde Meclis gündemine gelecektir. Peki bu madde neyi anlatmaktadır? Bu madde, özellikle herhangi bir haber çıktığında, bunu yayan kişinin de suçlanabileceği ve cezalandırabileceği madde niteliğinde. 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası verilebileceği öngörülen bir tasarıyı kapsıyor.
"EKONOMİK KRİZİN BU KADAR DERİN OLDUĞU SÜREÇTE 10 BİN ARKADAŞIMIZIN İŞSİZ KALINMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL"
Aynı zamanda güçlü demokrasilerin en büyük özelliklerinden biri, yerel gazetelerin ve yerel basının susturulması ile de ilgilidir. Yüzde 75 oranında gelirlerinin BİK tarafından sağlandığı ve aynı zamanda 913 tane gazetenin 200'lere ineceği öngörülmektedir. Bu alanda çalışan 8 bin, 9 bin, 10 bin kadar gazetecinin ya da basın mensubunun işsiz kalacağı öngörülmektedir. Özellikle ekonomik krizin bu kadar derin olduğu süreçte 10 bin arkadaşımızın işsiz kalınması kabul edilebilir bir durum değil. Bununla ilgili tabi ki mücadele edilecektir.
Özellikle iktidarın oy kaybettiği ve seçime 8 ay kala bu yasanın çıkmasının tamamen şaibeli olduğu ve yarın kendilerinin bundan yargılanacağını unutmamak gerekir. Aynı zamanda RTÜK'ün verdiği cezalarla karşı karşıya kalan muhalif basın, yarın BİK'in kime ceza vereceği ile ilgili objektif olmayan bir sopa haline gelecektir."
Son Dakika › Güncel › Kesk'ten 'Sansür Yasası' Açıklaması: 'Geçmişte Birlikte Yol Aldıkları Kimi Kişilerin İfşalarını On Milyonlar Takip Ettikçe Akp-Mhp İktidar Bloğu... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?