Kendi Partisinden Eleştiri Geldi

Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşmasında "Türkiye’de Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor" sözlerine, partisi AKP’den bile tepki geldi.

AKP’li Reha Çamuroğlu, ’Artık bıktık’ dediği, ’inanç üzerinden siyasetin’ Türkiye’yi ciddi çatışmalara sürükleme endişesi taşıdığını söyledi. Babacan’a muhalefetten de iki sert eleştiri geldi: "İnanç bağlamında ayrımcılık yapıyor ve din kurallarını kamuya taşımaya çalışıyor."

DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada "Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor" sözlerine sadece muhalefetten değil, partisinden de tepki geldi. AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu, farklı yaşam tarzları, inançlar ve etnik kökenler üzerinden siyaset yapılmasından bıktığını, bu anlayış terkedilmezse, Türkiye’yi çok daha ciddi çatışmaların beklemesinden korktuğunu söyledi. Çamuroğlu, "Zamana bırakılarak çözülecek bazı problemler dışında, inananların inançlarını yaşamları konusunda bir zorlukla karşılaştıkları düşünmüyorum" dedi. İsminin yazılmasını istemeyen bir AKP milletvekili ise, ufak tefek istisnalar dışında müslümanların dini yaşamalarının önünde bir engel olmadığını belirterek, "Türkiye islam dünyası içinde dini inançlarıın en geniş ve en mükemmel şekilde yaşayan tek ülkedir" dedi.

Devlet adabı bilmiyor

Aynı AKP’li, Babacan’ın sözlerinin ’devlet adabını’ bilmemekten kaynaklandığını söyledi. Muhalefet partileri ise Babacan’ı sert bir dille eleştirerek şunları söylediler:

Mehmet Şandır (MHP): "Türkiye’de eğer Dışişleri Bakanı’nın söylediği gibi bir sorun varsa, çözüm sorumluluğu üyesi olduğu hükümete aittir. MHP olarak, Türkiye’de özgürlük sorunu olduğunu söylüyoruz. Meseleyi müslümanlar ve gayrimüslimler ayrımına tabi tutmadan, Türk toplumunun daha demokratik daha özgür olmasını istiyoruz. İnanç bağlamında ayrımcılık yapmak doğru değildir. Toplumda ayrımcı tanımlar yapmak doğru değildir."

Ezberlerini bozmuyorlar

Atilla Kart (CHP): "Babacan’ın sözleri, AKP iktidarının her ne olursa olsun ezberini bozmayacağını, amacından vazgeçmeyeceğini gösteriyor. İnsaf ve vicdan sahibi olan, sorumluluk sahibi olan herkes, müslümanlığın en güzel yaşandığı ülkenin Türkiye olduğunu kabul ediyor. Bu kadro dini değerlerimizi, kutsal değerlerimizi istismar etme anlayışından vazgeçmeyecek. Babacan, ’Ben din kurallarını işlevsel mekána ve kamu yönetimine taşımak istiyorum, bunu engelliyorlar’ demek istiyor."

Tayfun İçli (DSP): "Türkiye’yi azınlıklar ve çoğunluklar diye bölmek gibi sakat bir yaklaşımları var. Alt kimlik, üst kimlik yaratmaya çalışıyorlar. AKP’nin yaklaşımı Türkiye’yi çok tehlikeli noktaya götürüyor. Siz bu ülkede 6 yıldan beri hükümet ediyorsunuz, orası şikáyet makamı mı? Türkiye’de müslümanların dini yaşamalarında ne sorun var? Hangi konularda baskı var? Aksine, belirli tarikatların baskısı var. Acemi insanların ülke yönetmesi böyle olur."

Cemaatten olmayan ateist mi?

Soru önergesi bombardımanı

DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın sözleri sadece tepkiyle kalmadı. Çok sayıda milletvekili konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine getirdi. CHP’li Mustafa Özyürek, Rahmi Güner, DSP’li Hüseyin Mert ve Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Babacan’ın sözlerine açıklık getirmesini ve Müslüman çoğunluğun yaşadığı sorunların neler olduğunu sıralamasını istediler. Önergelerde "Cemaatten olmayanlar ateist mi?" diye soruldu. ANKARA

İlahiyatçı tepkisi

DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan’ın sözlerine ilahiyatçılardan da şu sert tepkiler geldi:

Şahin Filiz (Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Profesörü): "Hem gayrimüslimlere hem de Müslümanlara baskı yapan kimmiş? Babacan tarikat ve cemaatlerin dinsel baskısından söz ediyorsa, kendisine katılıyorum. Ancak Atatürk’ün kurmuş olduğu din özgürlüğünde, böyle bir kısıtlama söz konusu olamaz."

Mehmet Nuri Yılmaz (Eski Diyanet İşleri Başkanı ve DP Genel Başkan Yardımcısı): "Diyanet İşleri Başkanlığı ibadet ve din konusunda halkı aydınlatma görevini yerine getirmektedir. Bakan, nasıl ve neyi kast ediyor? Dine müdahale söz konusu değil. Dini özgürlüklerden neyi kast ediyor, neler yaşanamıyor onu sayın Bakan anlatacak."