Aralarında gazetecilerin de bulunduğu 22'si tutuklu 46 sanığın yargılandığı KCK davasının 19. duruşması görülmeye başlandı.
Silivri Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya Nahide Ermiş dışındaki 21 tutuklu sanık ile 21 tutuksuz sanık katıldı. BDP milletvekillerii Pervin Buldan ve BDP Sabahat Tuncel ile, İngiliz parlamenter Sajjad Haider Karim, Polonyalı parlamenter Jaroslaw Leszek Walesa ile Avrupayı Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Ricardo Gutierrezn de duruşmayı izliyor. Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yaşar Güven, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) temsilcisi Özgür Öğret, PEN üyesi Aslı Erdoğan da duruşmaya izleyici olarak katıldı.
"VİCDANIM SIZLAMADAN TÜRKÇE KONUŞABİLİYORSAM BU ARKADAŞLARIM SAYESİNDEDİR"
Adalet Komisyonu listesinden seçilen bir Kürtçe tercüman da duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına geçileceğini belirtti. Tutuksuz sanık Dicle Haber Ajansı Muhabiri Çağdaş Kaplan, Türkçe yaptığı savunmasında Şırnaklı Kürt bir baba ile Tokatlı Türk bir annenin çocuğu olduğunu olduğunu, ailesinin kamuda çalıştığı için batı illerinde büyüdüğünü, Kürtler'e yönelik asimilasyon yapılmasının da etkisi ile evinde Kürtçe'nin çok kullanılmadığını belirtti. Kaplan, bu nedenle Kürtçe konuşamadığını ifade etti. Yargılandıkları dava ilk başladığında ana dilde savunma hakkının yasak olduğunu belirten Kaplan, "Mesai arkadaşlarımın ana dilleri yasaklanıyorsa benim Kürtçe konuşmam vicdani kararımdı. Anadilleri için arkadaşlarım bedenlerini ölüme yatırarak açlık grevine başladı ve daha sonra bu yasak kalktı. Vicdanım rahatladığı için şu an huzur içinde kendimi ana dilim olan Türkçe ile ifade ediyorum. Vicdanım sızlamadan Türkçe konuşabiliyorsam bu arkadaşlarım sayesindedir" diye konuştu.
"BU OPERASYON KÜRT ÖZGÜR BASININI KRİMİNALİZE ETMEKTİR"
KCK davalarında hazır bulunan Kürtçe tercüman giderinin sanıklardan talep edilmesinin ana dilde savunma temeline ters olduğunu, bu ülkenin Kürt yurttaşlarının da para ödemeden kendisini savunması gerektiğini belirten Kaplan, bu durumun devletin Kürtlere bakış açısının tam olarak değişmediğinin göstergesi olduğunu öne sürdü. Kaplan, "Bir gazeteci için silahı olan fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı ve haber arşivlerimize el konuldu. Haber merkezlerimizde saatlerce arama yapıldı. Arkadaşlarla aramızda bu operasyona 'Sansür operasyonu' dedik. Bu durum basın ve gazetecilik mesleğinin suçlanmasıdır. Bu operasyon Kürt özgür basınını kriminalize etmektir." dedi. Kaplan, yapılan aramalar ve gözaltıların hukuka aykırı olduğunu iddia etti. Duruşma, Kaplan'ın savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
(BB) - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Kck Davası / Duruşmayı BDP'li Vekiller ile Avrupalı Parlamerterler de Takip Ediyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?