Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak'ın yanı sıra Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde önceki gün başlayan duruşmaya, aralarında Boydak Holding eski yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa, İlyas ve Şükrü Boydak'ın da yer aldığı 26'sı tutuklu 50 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya iştirak etti.
Tutuklu sanıklardan Mehmet Fındık, gizli tanık Ayaz'ın 17 yıl yanında çalıştığını, sonra kendi isteğiyle işten ayrıldığını ve kendisine iftira attığını söne sürdü.
Ayaz'ın psikolojisinin bozuk olduğunu iddia eden Fındık, "İddianamede benimle ilgili bu adamın dediklerinin dışında bir suçlama yok. Bedüizzaman'ın zamanın mahkemelerine yaptığı savunmada ifade ettiği gibi 'Hukuk ele bakar, kalbe bakmaz'. Kınaş İnşaat'a ait vergi borcunda usulsüzlüklerle indirim yaptırdığım iddia ediliyor. 12 milyon liralık vergi borcunu 50 burs karşılığında indirdiğim söyleniyor. Bu niyette biri olsam 50 bursa bu işi yapmam" diye konuştu.
FETÖ'ye üye savunan belirten Fındık, örgütün hiçbir faaliyetine katılmadığını ve örgüt adına para toplamadığını ifade etti.
15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberi olmadığını vurgulayan Fındık, "O gece oğluma 23.40 uçağına bilet aldım. Saat 22.00 civarında ailece havaalanındaydık. Darbe girişimini bilsem bu saatte bilet alır mıydım? Oğlum İstanbul'dan da ABD'ye gidecekti. Silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum ama iddianamenin hiçbir yerinde silahtan söz edilmiyor" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Adem Çelik ise suçlamaları kabul etmediğini belirterek, iddianamede kendisi hakkında ceza isteminin bile olmadığını savundu.
Tutuklu sanıklardan İsmail Tuna da hakkındaki tanık ifadelerinin asılsız olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Ben daha önce tutuklandım. Daha sonra adli kontrolle serbest bırakıldım. Yurt dışına çıkış yasağım olmadığı halde 7 ay ülkede kaldım. ABD vizem olmasına rağmen gitmedim. İddianamede Panama'da düzenlenen bir fuarda Rızanur Meral'le çektirdiğim bir fotoğraf suç delili olarak gösteriliyor. Suçlamaları kabul etmiyorum."
Tutuklu sanık Mehmet Karakaya ise yönetimine 2007 de girdiği Kılıçaslan Eğitim Vakfının, birçok devlet adamı tarafından takdir gördüğünü, yönetime girmesinde bu takdirlerin etkili olduğunu söyledi.
Vakfın programlarına, temel atma törenlerine birçok siyasetçi ve bürokratın katıldığını öne süren Karakaya, şunları söyledi:
"Vakıf faaliyetlerinin terör suçuna delil olacağını bilseydim bu işlere hiç girer miydim? Bundan sonra bir yolun ortasında taş görsem almam. 2 tane öğrenciye burs verdik, şimdi terör suçundan yargılanıyoruz. Bana ne, kim okursa okusun. Ben neymişim ki terör örgütünü yönetmişim, hükümeti devirmeye kalkışmışım. Ben hapis yatıyorum, yönetiminde olduğum vakfın başkanı dışarıda. Başkan Yılmaz Akansu bizi yılan gibi soktu. Uğruna canımı vermeye hazır olduğum devletimin şefkatli kanatlarını bekliyorum. Yalan söyleyip beraat etmek istemiyorum."
Ayrıca tutuklu sanıklar Nurullah Sarıöz, Osman Büyükata, Arap Ali Aksoy, Mustafa Ahi ve Mahmut Alak da haklarındaki iddaları reddederek, tahliyelerini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Kayseri'deki Fetö Davası (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?