Yusuf Hatip - Suriye'nin başkenti Şam'da 21 Ağustos'ta kimyasal silah saldırısı yapıldığının Birleşmiş Miletler (BM) raporuyla da doğrulanmasının ardından, saldırının kim tarafından yapıldığının araştırılması ve failin bulunması halinde nasıl cezalandırılacağı tartışılıyor. ABD ve Rusya'nın saldırganın tespiti için araştırma yapılıp yapılmayacağı konusunda nasıl bir karar alacakları, olayın insanlığa karşı suçlar kapsamında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) ele alınabilmesi açısından belirleyici olacak. UCM'nin harekete geçebilmesi BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile mümkün.
Şam'ın Doğu Guta kırsalında 21 Ağustos'ta Beşşa Esed'e bağlı güçlerce yapılan kimyasal silah saldırısının ardından rejime yönelik askeri müdahale planı, ABD'nin Rusya ile 14 Ağustos'ta Cenevre'de Suriye'nin kimyasal silahlardan arındırılmasına dair bir mutabakata varmasıyla geri plana düşmüştü.
Planın BMGK kararı haline getirilmesi için taraflar New York'ta çetin pazarlıkara devam ederken, kimyasal silah saldırısını önceki gün açıklanan raporla doğrulayan BM incelemesinin ardından şimdi failin tespiti konusunda da yeni bir araştırma başlatılıp başlatılmayacağı sorusunun yanıtı merak ediliyor.
Son gelen haberlere göre ABD ve Rusya, BMGK kararının Esed'in taahüttlerini yerine getirmemesi halinde güç kullanımıyla yanıt verilmesine imkan tanıyar BM Şartı'nın 7. Bölümü'nü de kapsaması konusunda görüş ayrılığı yaşıyor. Tarafların görüş ayrılığı yaşadığı konulardan biri de, özellikle Fransa'nın vurguladığı, olayın UCM'ye taşınması konusu.
Savcı soruşturma başlatsa da dava açılmasına BMGK karar verecek
Suriye, Lahey'de bulunan UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf olmamasına rağmen aleyhinde insanlığa karşı işlenen suçlar dolayısıyla dava açılabiliyor. Ancak bu zorlu bir süreci öngörüyor.
UCM savcısının tahkikat başlatabilmesi üç şekilde mümkün. Birinci yol, BM Güvenlik Konseyi'nin talebi üzerine tahkikat başlatılabilmesi. İkinci yol, Roma Statüsü'ne taraf 120 devletten herhangi birinin başvurusu üzerine savcının tahkikat için harekete geçmesi. Üçüncü seçenek ise savcılığın kendisine gelen belgelerden ve yapılan suç duyurusundan hareketle bir tahkikat başlatabilmesi. Ancak Suriye, Roma Statüsü'ne taraf olmadığı için her üç seçenekte de savcının tahkikat raporunu BMGK'ya sunması ve buradan dava açma izni verilmesi gerekiyor.
Dolayısıyla UCM savcının yetkisi tahkikatla sınırlı. Savcı suçun işlendiğine kendisinin kanaat getirmesi halinde, tahkikatın derinleştirmesine izin vermesi için UCM'nin ön inceleme dairesine müracaat ediyor. Ön inceleme dairesi tahkikatın derinleştirilmesi yönünde karar alırsa savcı tahkikatı ilerletiyor. Ancak savcı son aşamada dava açabilmesi için elindeki dosyayı BMGK'ya sunuyor ve buradan olumlu karar çıkması halinde davayı açabiliyor.
UCM'de en azından savcıyı harekete geçirmek için geçtiğimiz günlerde Av. İsrafil Kahraman tarafından Beşşar Esed aleyhine suç duyurusunda bulunuldu. AA muhabirine bilgi veren Kahraman, bu sayede UCM'de bir dosya açılmasını sağladıklarını belirterek, "Bundan sonra gelecek tüm şikayet dilekçeleri de bu dosyada toplanacaktır. Biz de girişimde bulunup Suriye aleyhinde UCM'de dosya açılmasını sağlayarak dünyada ilk olduk" dedi.
AA muhabirine konuşan uzmanlar sürecin farklı yönlerine dikkat çektiler.
"Dava izni çıkması ihtimalinin düşük"
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Dalar, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Suriye'de yaşananları savaş suçu olarak nitelendirmesini hatırlatarak, kimyasal silah kullanımının sadece bir savaş suçu değil aynı zamanda bir insanlık suçu olduğunu belirtti. Dalar, Suriye'de işlenen savaş suçunun sadece kimyasal silahlardan kaynaklanmadığını, konvansiyonel silahların kullanımı sonucunda da sorumluluğun söz konusu olduğuna dikkati çekti.
BMGK'dan, Rusya'nın veto ihtimali gerekçesiyle dava izni çıkması ihtimalinin düşük olduğunu söyleyen Dalar, "Diyelim ki BM Güvenlik Konseyi UCM'ye yetki verdi. Ama bu durumda da ilgili devletlerin işbirliğine gitmesi gerekiyor. Aksi takdirde yargı yetkisinin işletilmesi de oldukça güç olacak" değerlendirmesini yaptı.
"Rusya UCM'de dava açılmasına karşı çıkmayabilir"
California Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nden, Charles Anthony Smiths, BM raporunun sarin gazınının bir çok kez kullanıldığına açık biçimde yer verdiğini belirterek, faillerin henüz belli olmaması nedeniyle uluslararası toplumun bunun üzerine giderek bir tahkikatın başlatılmasının, mümkünse soruşturma açılması gerektiğinin altını çizdi.
Siyasi gerçeğin ise pek de öyle olmadığını çünkü BMGK üyesi Rusya'nın veto etmesi sonucu, savcının sunduğu rapor sonucunda dava açılamayacağını belirten Smiths, "Yine de eğer Esed yönetimi kimyasal silahları teslim edeceğine dair sözünü tutmayarak Rusya'yı utandırırsa, Rusya UCM'de bir dava açılmasına karşı çıkmayabilir" diye konuştu.
ABD'nin askeri müdahale alternatifinin hala masada olduğunu hatırlatan Smiths, Rusya'nın bir süre sonra Esed'in yanında yer almaktansa askeri çözüm yerine konunun UCM'de çözüme kavuşturulmasını da tercih edebileceğini iddia etti.
-"Çelişki BMGK'nın siyasi bir yapı olması"
Londra Merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden (ECFR) uzman Anthony Dworkins, Suriye'de kimyasalların BM kontrolünde yok edilmesi sürecinden sonra Esed'in görevi bırakacağı bir geçiş planının şart olduğuna dikkati çekerek, bu süreçte Esed'in soruşturma geçirmemek için garanti isteyeceğini aktardı. Suriye'deki insanlık suçunu UCM'ye götürmek isteyen devletlerin en azından böyle bir anlaşmanın nasıl sağlanabileceğini düşünmesi gerektiğine işaret eden Dworkin, Esed'in bu devletlerden savaş suçundan ve insanlığa karşı suçtan dolayı yargılanmama garantisi bekleyeceğini ifade etti.
Dworkins, Suriye'ye karşı UCM'de açılacak olası bir davanın mahkemenin gelecekteki güvenilirliği açısından da sorgulanması gerektiğini belirterek, "Bunun nedeni BMGK tarafından UCM'ye dava açma başvuruları genelde büyük devletlerin kendi siyasi menfaatlerini gerçekleştirmek için mahkemeyi kullanmalarıyla sonuçlanıyor. Buradaki çelişki BMGK'nın siyasi bir yapı olması ve taraflı karar alabilmesinden kaynaklanıyor" diye konuştu.
Waterloo Üniversitesi'nden Andrew Thompson ise siyasi olarak UCM'nin oldukça önemli olduğunu söyleyerek, bunun ana nedeninin insanlık suçu işleyenlere karşı adaletin işletilmesine olanak sağlayacak ve böylece çatışmalarda ölenlerin unutulmadığının Suriyelilere ve dünyaya ispatlanacak olması olduğunu belirtti. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Katliamın Cezalandırılması İçin Top Güvenlik Konseyi'nde - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?