SONER KILINÇ - Uşak'ın Banaz ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Karakeçili Yörükleri, soğuk havalar bastırmadan hayvanlarını ılıman bölgelere götürmek için çıktıkları kış göçünü tamamladı.
Ege'den Doğu Anadolu'ya uzanan coğrafyanın dağlık alanlarında hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan Karakeçili Yörükleri, her yıl ilkbahar ve sonbaharda sürülerini otlakların yeşerdiği bölgelere doğru sürüyor.
Banaz'ın dağlık kesimindeki Ayvacık köyünde yaşayan Yörüklerin bu yılki zorlu kış göçü, Anadolu Ajansı ekibince görüntülendi.
Çadırlar söküldü, çanlar takıldı
Ayvacık köyü Çalaş mevkisinde yaz aylarını geçiren Yörükler, göçten bir gün önce uzun yolculuk için hazırlıklara başladı. Kadınların yaz boyunca hazırladığı kışlık yiyecekler ve eşyalar traktörlere yüklendi, çadırlar söküldü. Sürünün dağılmaması için önceden belirlenen lider keçilere çanların takılmasıyla tamamlanan hazırlığın ardından sabahın ilk ışıklarıyla yola çıkıldı.
Üçü kadın 5 Yörük çoban, yaklaşık bin 200 keçiyi Bulkaz Dağı'na doğru sürerken, küçük çocuklar ve çadırları taşıyan iki traktör kış aylarının geçirileceği Denizli'nin Çal ilçesine hareket etti.
Sürüleriyle dik tepeleri, karlı dağları aşarak günde ortalama 20 kilometre yol alan çobanlar, yüzyıllardır aynı rotanın kullanılması dolayısıyla barakaların oluşturulduğu konaklama bölgelerinde geceledi.
Yırtıcı hayvanlar ve hırsızlık olaylarına karşı çobanların tüfekle nöbet tuttuğu sürü, sonraki günlerde Uşak'ın Sivaslı ilçesinden Denizli'nin Bekilli ilçesine ve oradan da Çal ilçesindeki kışlığa vardı.
Yörükler, tüm güçlüklere rağmen yaklaşık 120 kilometrelik zorlu yolculuğu 7 günde tamamlamayı başardı.
Keçiler kış boyunca kalacakları ağıllara yerleştirildi, traktörle taşınan eşyalar indirildi, kışlakta kıl çadırlar kuruldu.
3 kuşak bir arada
Göçerlerden 85 yaşındaki Emin Çakal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayatının göç yollarında geçtiğini, gençlik yıllarında Uşak'tan İzmir'in Ödemiş ilçesine kadar 45 gün süren uzun göçler yaptıklarını anlattı.
Oğlu Ahmet Çakal (58) ise Yörüklerin bu toprakların asıl sahipleri olduğunu, dağları çok sevdiklerini söyledi.
Dedesiyle aynı ismi taşıyan torun Emin Çakal da 16 yaşında olduğunu, doğduğunda bu yana göçte olduğunu aktararak "Dağda doğdum, dağda öleceğim. Biz Karakeçili Yörükleriyiz. Kimseye zararımız olmaz. Bazen bizi hor görüyorlar. Alın terimizle çalışıp ekmeğimizi kazanıyoruz." dedi.
Kış göçünün keçiler için önemli olduğunu dile getirerek Sedat Ulusoy ise "Biz başka iş bilmeyiz, keçi besliyoruz, sütünü peynir yapıp satıyoruz, kılını kesiyoruz çadır için satıyoruz. Keçi olmaza biz yaşayamayız." diye konuştu.
Eşiyle zorlu kış göçünü gerçekleştiren iki çocuk annesi Pınar Çakal ise dağlarda doğup büyüdüğünü, çocuklarını da dağlarda büyüttüğünü ifade ederek "Dağda iş hiç bitmez ama biz mutluyuz çünkü birliğiz, eşim, babam çocuklarım yanımda daha ne isteyeyim?" dedi.
Kış göçünde kocasıyla keçi süren Yurdagül Çakal ise işlerinin zor olduğunu ama yıllardır yaptıkları için zorlanmadıklarına işaret ederek "Sabah keçileri sağıyoruz, sonra sütü kaynatıp peynir, yoğurt yapıyoruz. Kocamla akşama kadar keçi güdüyorum. Ev işleri ve çocuklar. Soğuk havalarda hayatımız biraz daha zor oluyor ama sağlımız yerinde şükür." diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Karakeçili Yörüklerinin Zorlu Kış Göçü (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?