Ankara Sheraton Otel'de düzenlenen 8. Ulusal Hepatoloji Kongresi kapsamında yapılan açık oturumun moderatörlüğünü aynı zamanda kongrenin başkanı olan Prof. Dr. Ramazan İdilman yaparken, Türk Karaciğer Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Gazeteci-Yazar Fikret Bila, Prof. Dr. Zeki Karasu, Prof. Dr. Ulus Salih Akarca, Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, Prof. Ahmet Gürakar ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Bozkaya oturuma konuşmacı olarak katıldı. Karaciğer hastalıkları üzerine güncel konuların tartışıldığı açık oturumda, yağlı karaciğer hastalığı da ele alındı. Türk Karaciğer Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün'ün bu hastalıkla ilgili soruları cevaplandırdığı açık oturumda, Tözün bu hastalığın genellikle geleneksel beslenmenin terk edilmesinden kaynaklandığını söyleyerek, obezitenin bu hastalıkta etkili olduğunu kaydetti. Açık oturumun katılımcılarından Prof. Dr. Ulus Salih Akarca ise birçok hastalıktan korunmak için diyete önem verilmesi gerektiğini belirterek, "Obezite git gide sorun haline geliyor. Toplumda buna karşı bir duyarlılık oluşturulması gerekiyor" dedi. İdilman'ın, bitkisel ilaçların hastalıklara sebep olup olmadığını sorması üzerine ise konuşmacılardan Hakan Bozkaya, toplumda bu ilaçlara karşı "Kökü nasıl olsa bitkisel, bundan zarar gelmez" gibi bir yanlış kanaat olduğunu, bu bitkisel ilaçların Sağlık Bakanlığı'nın denetiminden değil Tarım Bakanlığı'nın denetiminden geçtiğini, o yüzden yeterli onayı almış olmadığını söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın bu konuya önem vermesi gerektiğini dile getiren Bozkaya, aktar ve bitkisel ilaç satan mağazalardan tedavi yoluna gidilmemesi gerektiğini ifade etti.
Gazeteci-Yazar Fikret Bila ise, toplumun genellikle bitkisel ilaç alırken aktarları tercih etmesini ise, toplumun inancına bağladı. Genellikle kırsal kesimlerde uzak olmasından dolayı bazen doktor yerine bu bitkisel ilaçlarla şifa arandığını belirten Bila, halkın bu sebepten dolayı aktarlardaki bitkisel ilaçlara yönelebildiğini kaydetti.
MANTARLARA DİKKAT EDİN
Karaciğer hastalığı ile ilgili çeşitli konuların tartışıldığı açık oturumda ayrıca, vatandaşların mantarlardan uzak durması gerektiği uyarısı da yapıldı. Türkiye'de yaklaşık 4 bin çeşit mantar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zeki Karasu, bu mantarların 200 tanesinin ise zehirli olduğunu söyledi. Kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşların genellikle mantarlara ilgi gösterdiğini söyleyen Karasu, marketlerde satılan mantarların ise rahatlıkla yenilebileceğini ifade etti.
Bir diğer tartışma konusu olan organ bağışı hakkında konuşan Fikret Bila ise, organ bağışının medyada yeterince duyurulmadığını belirtti. "Okuyan değil, izleyen bir toplumuz" diyen Bila, organ bağışının televizyonlarda yer almasıyla toplumun bu konuda çok teşvik edilebileceğinin altını çizdi. Kalıplaşmış inançlar gereğince insanların organ bağışında bulunmaktan kaçındığını söyleyen Bila, "Bu konuya Sağlık Bakanlığı kadar Diyanet İşleri Başkanlığı da duyarlı olmalıdır. Camilerde hutbelerde bu konuya yer vererek organ bağışına katkıda bulunabilir" diye konuştu.
GELİR VE EĞİTİM SEVİYESİ YÜKSEK OLANLAR DAHA AZ ORGAN BAĞIŞINDA BULUNUYOR
Prof. Dr. Zeki Karasu ise bu konuda Fikret Bila'nın aksini düşündüğünü belirterek, yaptıkları anketlerde gelir düzeyi ve eğitim seviyesi yüksek olan kişilerin daha az organ bağışında bulunduğunu, gelir seviyesi ve eğitim düzeyi düşük olanların ise organ bağışına daha olumlu baktıklarını kaydetti.
KARACİĞER KANSERİ HER HASTANIN KADERİ DEĞİL
Karaciğer kanserinin de tartışıldığı açık oturumda ayrıca, karaciğer kanserinin, her karaciğer hastasında görülemeyeceği vurgulandı. Karaciğer kanserinin önlenebilir bir kanser türü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ulus Salih Akarca, "Karaciğer kanseri elbette her karaciğer hastasının kaderi değildir. Ama her hasta da karaciğer kanseri olacakmış gibi yakından takip edilmelidir" diye konuştu.
Hakan Bozkaya da ayrıca, karaciğer kanserinin aile içindeki diğer bireylerde de görülme riskinin yüksek olduğunu belirtti.
AÇIK OTURUM KAMU DUYARLILIĞI İÇİN FAYDALI OLDU
Gazeteci-Yazar Fikret Bila ise, genel olarak kamu duyarlılığını artırması açısından açık oturumun yararlı olduğunu söyledi. Bilimsel konuların topluma açık şekilde gerçekleştirilmesinin önemli yararları olduğunu belirten Bila, "Halk arasında hastalıklarla ilgili olarak çok yanlış yargılar bulunabiliyor. Bu inanışlar veya kalıpların yıkılması açısından, bilimsel gerçeklerin ortaya çıkması açısından çok yararlı bir aktivite diye düşünüyorum" dedi.
Basının bu konuya yeteri kadar değinmediğini belirten Fikret Bila, "Biz genellikle sağlık konularına dahi magazinsel açıdan yaklaşıyoruz. Haber değerini de daha çok aykırılık ilkesiyle buluyoruz" şeklinde konuştu.
Açık oturum sonrasında konuşan Prof. Dr. Ramazan İdilman da 2 yılda bir kongre yaptıklarını bundan sonraki kongrelerinde ise daha geniş bir duyuru yaparak vatandaşların da bu açık oturuma katılmalarını sağlamayı planladıklarını belirtti. Karaciğer hastalıklarının basında yeteri kadar yer bulmadığını dile getiren İdilman, "Bu konuların daha çok tartışılması gerektiğini vurgulamak isterim" dedi.
Son Dakika › Güncel › Karaciğer Kanseri, Karaciğer Hastalarının Kaderi Değil - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?