'Hematolojik İmmünoloji Derneği' (HİD) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen 1. Hematolojik İmmünoloji Kongresi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) gerçekleştirildi. Girne'de bir otelde gerçekleştirilen ve Türkiye genelinden 300'e yakın katılımcının yer aldığı kongrede; lenfoma, lösemi, myeloma gibi kan, lenf bezi, kemik iliği ve organ kanserlerinin tedavisinde başarılı sonuçlar alınan kişiselleştirilmiş immünoterapinin, dünyadaki ve Türkiye'deki durumu ile gelecekteki konumu masaya yatırıldı.
24- 27 Mart tarihleri arasında düzenlenen kongrenin basın toplantısında, hastaların tedavisinde yıllardır alışılagelmiş yöntem olan kemoterapinin yerini yakın gelecekte immünoterapinin alabileceğinin altı çizildi. Sadece hastalıklı hücrelere etki eden akıllı ilaçlar sayesinde; hastaların yaşam kalitesinin yükseleceği ve yaşam süresinde uzama sağlanabileceği anlatıldı. Kongrede, immünoterapi alanındaki gelişmeler akademisyen, araştırma görevlileri, sağlık çalışanları ve öğrencilerin paylaşımlarıyla tartışıldı, bu konuda bazılarında ülkemizdeki sağlık merkezlerinin de içinde bulunduğu devam eden klinik çalışmaların sonuçları değerlendirildi
HİD Başkanı Prof. Dr. Osman İlhami Özcebe, Türkiye'de hematoloji alanında yetişmiş çok değerli bilim insanlarına sahip olduğunu ifade ederek, ? Bu alanda yetişmiş hematolog sayısı 400'ün üzerinde. Dernek olarak amacımız uzmanlarımızın yaptıkları çalışmaları birbirleriyle paylaşmalarına ve dünya gündemini takip etmelerine aracılık etmektir. 1. Hematolojik İmmünoloji Kongresi ile bilimsel faaliyetlerimizi ulusal platforma taşıdık. Kongremizde 250'nin üzerinde bilim insanımız bilgi paylaşımında bulunuyor ve tıp eğitimi alan öğrencilerimizin de kongremize katılımlarını sağlayarak, ülkemizin geleceği için çok önemli bir yatırım gerçekleştiriyoruz. HİD'in hedefi, ülkemizde immünoterapinin özellikle hematoloji alanındaki kullanımıyla ilgili bilimsel çalışmalar planlamak ve gelişmiş ülkelerdeki standartları yakalamak adına çaba sarf etmektir" dedi.
İMMÜNOTERAPİ, ORGAN KANSERLERİNİN TEDAVİSİNDE DE YAYGINLAŞIYOR
HİD Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Şıvgın da 'Bu tedavide temel yol; insan bağışıklık sisteminin daha da güçlendirilerek tümör hücreleriyle savaşma yeteneğini artırmaktır. ABD'de başkan Obama'nın başlattığı 'kanser: aya yolculuk 2020'projesi kemoterapiden immünoterapi'ye dönüşüm sürecidir. Beş yıl içinde 20 bin hastada 20 tümör tipi için yeni immünoterapilerin klinik denemeleri uygulamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda; ülkemizde de bu yeni ilaçların hasta tedavisinde yer alması beklenmekte ve bazı ilaçlar erken erişim programları kapsamında özel izinler alınarak kullanılabilmektedir" dedi.
'İMMÜNOTERAPİ, VÜCUDUN DİRENCİNİ GÜÇLENDİRİYOR"
Yıllardır hematolojik kanserlerde tedavi için uygulanan kemoterapilerin insan yaşamında çok önemli ilerlemeler sağladığını ifade eden Doç. Dr. Serdar Şıvgın, 'Ancak bu yöntemin hastalarda ateş, kanama, damar içinde pıhtılaşma, akciğer enfeksiyonları gibi pek çok yan etkisi mevcut. Bunun yanı sıra saç dökülmesi, sosyal ve psikolojik sorunlar da gelişiyor, hasta normal yaşamından uzaklaşmak zorunda kalabiliyor. Vücudun direncini ve savunma sistemini güçlendirmeye yönelik tedavi yöntemi 'immünoterapi', bu olumsuzlukları azaltabilecektir" dedi ve klinik çalışmaların lenfoma, lösemi, myeloma gibi hematolojik kanser türleri üzerinde başarılı sonuçlar verdiğini ifade etti.
'UYGULAMADA AB STANDARTLARINDAYIZ"
HİD İkinci Başkanı Prof. Dr. Filiz Vural ise kanserle mücadelede bir diğer önemli tedavi yöntemi olan kök hücre nakli uygulamalarında ülkemizin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri düzeyinde olduğunu söyledi. Avrupa Birliği'ne akredite nakil merkezlerine sahip olduğumuzu ve nakil sayısı bakımından Avrupa'da 4. sırada yer aldığımızı ifade eden Prof. Dr. Filiz Vural, 'Ülkemizde 2000'li yılların başında 10 civarı kök hücre nakil merkezinde yaklaşık 100 kök hücre nakil işlemi gerçekleştirildi. 2015 yılında toplam 77 merkezde yaklaşık 3 bin 600 kök hücre nakli uygulandı. 14 yıllık süreçte ülkemizde nüfus başına düşen kök hücre nakli aktivitesi yaklaşık 8 kat artış gösterdi" dedi.
'KOBAY ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRELİM"
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, immünoterapinin kanser tedavisinde büyük bir çığır açmasının beklendiğini ancak bu tür tedavilerin yüksek maliyetli olduğu için ABD'de olduğu gibi hastaların bunlara klinik araştırmalar kapsamında ulaşmasının daha yerinde olacağını vurguladı. Türkiye'de kobaylık anlayışının değişmesi gerektiğine ifade eden Altuntaş, 'Bu tür tedavilerle ilgili Türkiye'de araştırmaların artması lazım. ABD'de hastaların yaklaşık yüzde 60'ı bu tedavilere klinik araştırmalar sayesinde ulaşabiliyor. Klinik çalışmalar ilaçların gelişmesi için önemli bir alandır. Türkiye'de klinik araştırmaların sayısı artmalıdır. Türk hastalar da uluslararası çalışmalara daha fazla dahil olmalıdır" dedi.
TEKGÜNDÜZ'DEN TÜRKÖK VURGUSU
Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği ve Kök Hücre Ünitesi'den Doç. Dr. Emre Tekgündüz ise TÜRKÖK bünyesinde gönüllü verici kazanımını KIZILAY tarafından yapıldığını söyledi. Tekgündüz, akraba dışı tarama sürecinin ise Sağlık Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü belirterek, 'Gönüllü vericilerin doku grubu analizleri ülkemizde bulunan, uluslararası kalite ölçütlerini karşılayan akredite laboratuarlarda gerçekleştirildikten sonra, doku grubu sonuçları bilgisayar ortamında depolanmaktadır. Kök hücre nakil merkezleri tarafından talepte bulunulması halinde, hastanın doku grubu TÜRKÖK veri bankasında bulunan kayıtlar ile karşılaştırılır. Uyumlu verici tespit edilmesi halinde durum derhal nakil merkezine bildirilir ve kök hücre nakli için planlama safhasına geçilir. Gönüllü vericinin tespiti, nakil öncesi verici muayenesi ve tüm doğrulama testleri, vericiden kök hücre ürününün toplanması ve hastanın bulunduğu nakil merkezine iletilmesinin tüm aşamaları TÜRKÖK tarafından ücretsiz olarak organize edilir." dedi.
TEDAVİDE MALİYET
Sürecin ekonomik boyutunu da değerlendiren Tekgündüz, uluslararası doku bankalarından elde edilen gönüllü vericiler için tarama, kök hücre toplama ve kök hücre transferi için hasta başına maliyetin ortalama 35 bin Euro düzeyinde olduğunu kaydetti. Tekgündüz, tarama sürecinin başlangıcından kök hücre nakline kadar geçen sürenin ortalama 6-8 ay sürdüğünü ifade ederek; 'Oysa TÜRKÖK tüm bu işlemleri ortalama 5 bin Euro maliyetle yaparken, tarama başlangıcından nakle kadar geçen süre, hali hazırda 3.5 ay düzeyindedir. Doku havuzu genişledikçe ve nakil merkezlerinin TÜRKÖK ve işleyişi hakkında farkındalığı arttıkça bu sürenin daha da kısalması beklenmektedir" dedi.
'AKRABA DIŞI VERİCİ SAYISINI ARTTIRMALIYIZ"
Avrupa Birliği ülkelerinde allogeneik kök hücre nakillerinde akraba dışı verici kullanımının yüzde 53 seviyesine ulaştığını hatırlatan Tekgündüz, bu düzeyin ülkemizde 2015 yılı sonu itibarı ile yüzde 23 olduğunu kaydetti. Tekgündüz, 'Ülkemizde akraba dışı verici kullanımı halen istenen düzeyde değildir. Bu rakamların ifade ettiği bir diğer nokta ise, kök hücre nakline ihtiyaç duyan ancak gerek akraba ve gerekse akraba dışı vericisi olmadığı için bu hayat kurtarıcı tedaviden faydalanamayan çok sayıda hastamız olduğudur. TÜRKÖK bu hastaların derdine derman olacaktır" dedi.
TÜRKÖK PROJESİ'NDE 120 BİN VERİCİYE ULAŞILDI
Kongrede, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay tarafından başarıyla yürütülen TÜRKÖK Projesi özel oturumda ele alındı. Ulusal doku bankası TÜRKÖK, kök hücre naklinde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak amacıyla devlet, sivil toplum ve Türk bilim insanları tarafından el ele verilerek başlatıldı. Projenin hedefi ülke genelinde 250 bin gönüllü vericiye ulaşılarak maliyet ve süreçleri daha da azaltmak. Bağışlanan örnekler Sağlık Bakanlığı himayesinde dünya standartlarında ve büyük bir gizlilik ile korunuyor. Bakanlık doku tiplendirme sonuçlarını tamamen kendi bünyesinde tutuyor ve havuzda herhangi bir hastaya uyan doku var ise bağışçıya ulaşarak yeniden onayı alınıyor. Hastalar için donör taraması başvurularına, 24 saat içinde yanıt veriliyor. Ulusal doku bankası TÜRKÖK projesinde 120 bin vericiye ulaşıldı. Bu verilerin 81.bininde detaylı doku grubu taramaları tamamlandı ve sisteme yüklendi. Proje ile 47 hastaya kök hücre nakli yapılırken, 21 hastaya donör bulundu. TÜRKÖK Projesi, her an herkesin kök hücre nakline ihtiyacı olabileceği mesajı ile gönüllü bağışçı sayısını yükseltmek için çalışıyor ve bulaşıcı ciddi bir hastalığı olmayan 18-55 yaş arası sağlıklı ve kan bankasına gidip kan verebilen herkesi hayat kurtarmak için kök hücre vericisi olmaya çağırıyor.
Son Dakika › Güncel › Kanser Tedavisinde 'İmmünoterapi' Dönemi 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?