Kadınların iş gücüne katılımlarımdaki sorunlar İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde masaya yatırıldı. Toplantıda, iş hayatında 2004 sonrası kadınlara yönelik negatif ayrımcılığın arttığı vurgulandı.
İEÜ Ekonomi Bölümü Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Değer Eryar ve Yrd. Doç. Dr. İdil Göksel tarafından hazırlanan "Kadın İstihdamında Yapısal Sorunlar" başlıklı çalıştayda Türkiye'nin farklı üniversitelerinde kadın sorunları üzerinde duran akademisyenler, kadın çalışanların koşullarının fotoğrafını çekti. Kadınların, ekonomik büyüme içerisinde erkeklere göre daha düşük ücretlerle çalıştığı kaydedildi.
Çalıştaya, Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden (KASAUM) Prof. Dr. Gülay Toksöz ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Emel Memiş, Muğla Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu, ODTÜ İdari ve İktisadi Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Voyvoda, Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Hasan Tekgüç katıldı.
Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülay Toksöz, sanayileşmeye dayalı ekonomik büyümenin kadın istihdamı üzerine olumlu bir etkisi bulunmadığını belirterek şunları söyledi:
"Ekonomik büyümenin kadınlar açısından etkisine bakıldığında cinsiyet temelli iş bölümünün oluştuğunu görüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Asya'nın yeni sanayileşen ülkelerine bakıldığında kadın işçilerin erkek işçilere göre ücretlerinin daha düşük olduğu gözleniyor. Türkiye'de de sanayide kadın istihdamına bakıldığında kadın iş gücüne düşük talep olduğunu görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2012 imalat sanayinde kayıtlılık araştırmasına bakıldığında 4 bin 420 kayıtlı çalışandan kayıtlı kadın çalışan sayısı bin 12 iken, kayıtlı erkek sayısı 3 bin 408 oldu."
KADIN GİTTİKÇE GÜVENCESİZ KALIYOR
Muğla Üniversitesi'nden Doç. Dr. Saniye Dedeoğlu da kadınların yoğun olarak çalıştığı tekstil ve hazır giyim sektörlerinde artan uluslararası rekabet karşısında gittikçe daha güvencesiz pozisyonlara kaymak zorunda kaldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Dedeoğlu, "Taşeronluğun ve kayıt dışılığın yaygın olduğu bu sektörlerde, özellikle son dönemlerde artan rekabet karşısında şirketlerin günlük işçi çalıştırmaya başlaması, kadınların içinde bulundukları güvencesiz koşullara örnek oluşturuyor" diye konuştu.
EN AĞIR YÜK KADINDA
Ankara Üniversitesi'nden Yrd. Doç Dr. Emel Memiş ise Türkiye'de hane içi üretime tek veri çalışmasının 2006 yılında yapıldığını, cinsiyet temelli iş bölümünde hane içi üretimin en ağır yükünün kadınlarda olduğunun belirlendiğini belirterek, "En ağır yükü taşımak zorunda kalan kadınlar, bir de uzun çalışma saatleriyle karşılaştıklarında hane içi üretimde ciddi düşüşler yaşanıyor. Bu da aile bireylerinin yoksulluğunu artırmaktadır" dedi.
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Hasan Tekgüç de sunumunda, yükseköğretimini tamamlamış kadınların erkeklere oranla yüzde 17 oranında daha az ücret aldıklarının belirlendiğini söyledi. Bu oranın 2004 yılında yüzde 10 olduğunu bildiren Yrd. Doç. Dr. Tekgüç, "Bu farkın yaklaşık ufak bir kısmı erkeklerin daha iyi donanımlarıyla açıklansa da asıl neden olarak benzer özelliklere sahip ve benzer iş yeri koşullarında çalışan kadınların uğradıkları ayrımcılık ön plana çıkmaktadır. 2004'ten bu yana kadınların donanımı erkeklere göre iyileşme gösterdiği için de 2004 sonrası kadınlara karşı negatif ayrımcılık, en iyi koşullarda çalışan ve en yüksek donanıma sahip kadınlar için bile giderek şiddetlenmektedir" diyerek portreyi çizdi. - İZMİR
Son Dakika › Güncel › Kadınlar İş Dünyasından Siliniyor Mu? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?