Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi'nin bileşenleri olan sivil toplum kuruluşları, Kasım ayındaki zirvenin sonunda 1500 kişinin ortak aklıyla hazırlanan sonuç bildirgesindeki talepleri hayata geçirmek için tekrar bir araya geldi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği için partiler üstü, güçlü bir dayanışma zemini oluşturan Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi, hazırlanan ortak sonuç bildirgesini yeniden ele almak için bir araya geldi.
Zirveye katılan sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte tüm yıl boyunca sürecek güçlü bir toplumsal cinsiyet eşitliği kampanyası düzenleneceğini duyuran Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi Koordinatörü ve Sözcüsü Gülseren Onanç, "Yüzlerce kadının ortak aklıyla hazırlanan sonuç bildirgesinde temel dört muhatabın ortaya çıktığını gördük. İktidar, iktidar dışındaki siyasi partiler, yargı ve sivil toplumdan beklentilerimizi sıraladık. Yatay bir organizasyon içeren, bilgi odaklı, dayanışmayı destekleyen, birey hukukunu öne çıkaran kapsayıcı ve kolektif bir yapının örgütlenmesine dair büyük bir talep olduğunu gördük. Bu talebin sorumluluğunu almaya karar verdik ve bugün bu örgütlenmenin nasıl mümkün olabileceğini tartışmak üzere toplandık" dedi.
"HASTALIK DEĞİL ATAERKİL AKLIN YANSIMASI"
Zirvenin değerlendirmesini yapan Prof. Dr. Fatmagül Berktay, "İktidarların elinde güç yoğunlaşması ve otoriterleşme artarken kadınların hak ihlalleri de sürekli olarak artıyor. Son otuz yılda kadınlar önemli kazanımlar elde ettiler ve biz bu kazanımların kaybedilmesi tehlikesiyle yüz yüzeyiz. Yan yana durmaya ihtiyacımız olduğu için bu zirveyi düzenledik. Zirvede yapılan tartışmalar sonucunda çok önemli olan ortak birtakım fikirlere ulaştık. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yapısal sorun olduğunu ve bunun ancak yapısal düzenlemelerle yani kadınların güçlendirilmesiyle mümkün olabileceğini vurguladık. Erkek şiddetinin sınıf, eğitim, etnisite, din tanımadığını; kadınların erkeklere emanet edilen varlıklar değil özerk yurttaşlar olduğunu söyledik" dedi.
"Eşitlik talebi 'erkeklerle aynı olma' isteği gibi anlaşılıyor. Halbuki feministler son 30 yıldır 'kadınların farklılıklarıyla eşit' olma talebini savunuyorlar." diyen Berktay, "Artan şiddet oranlarını, 'sapıklık' ya da 'hastalık' olarak nitelendirmemek, bunun "ataerkil aklın yansıması" olduğunu görebilmek gerekiyor. Kadınları koruma bahanesiyle bazı düzenlemeler getiriliyor: annelere yarım gün çalışma düzenlemesi, büyükannelere maaş bağlanması gibi. Kreşleri kapatıp böyle düzenlemeler yaparsanız kadınları annelik kavramına sınırlarsınız ve ancak kadınlar anne olduklarında korunmalıdır gibi bir algı yaratmış olursunuz" dedi.
Toplantıda STK sözcüleri ve aktivistler bundan sonra izlenecek yol için önerilerde bulundu. Daha geniş kitlelere ulaşmak hedefiyle tüm sivil toplum kuruluşlarının online bir platformda buluşturulmasından kadınlara özel radyo ya da televizyon kanalı kurulmasına kadar pek çok öneri tartışıldı. Toplantıda önce çıkan diğer öneriler arasında; savcı ve hakimlere sürekli bir eğitim programının düzenlenmesi, siyasi partiler ve seçim yasasına cinsiyet kotası konması, toplumsal cinsiyet bilgi merkezi gibi yapıların oluşturulması önerileri yer aldı. OHAL şartlarında eylem ezberlerinin bozulması, daha etkili örgütlenme modelleri geliştirilmesi konusunda anlaşıldı ve tüm öneriler için görev dağılımı yapıldı.
Son Dakika › Güncel › Kadınlar Dayanışmayı Büyütüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?