Ankara'nın Sincan İlçesi Ahi Evran Mahallesi'nde oturan ve iki kez evlenip ayrılan 40 yaşındaki Fatma Kırıcı, geçen ocak ayında kaçırılan kızı Melike Toyguncu'nın akıbetini bilememenin acısıyla yaşıyor. Melike'nin 2 Eylül'de 16 yaşına gireceğini söyleyen Fatma Kırıcı, "Onu kaçıranlar tutuklandı ama biz kızımın akıbetini bilmiyoruz. Melike'ye kavuştuğumuz günü bizim bayramımız olacak" dedi.
Fatma Kırıcı ilk eşinden biri kız 2 çocuk, ikinci evliliğinden ise 2 Eylül'de 16 yaşına basacak kızı olan Melike'yi dünyaya getirdi. Kırıcı ikinci eşinden de 9 yıl önce boşandı. Melike Toyguncu, 18 Ocak 2011 günü Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na girecek ablası 26 yaşındaki Şerife Bekçi'ye, Sincan Lisesi'nden form almak için evden çıktı. Melike iddiaya göre 3 kişi tarafından kaçırıldı ve bir daha onu gören olmadı.
Şüpheliler yakalandı, Melike'yi kaçırdıklarını itiraf etti. Ancak Melike'ye ne yaptıklarını söylemeyen bu kişiler cinayet suçlamasıyla tutuklanıp haklarında Sincan 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılırken, genç kızın akıbeti bir türlü öğrenilemedi.
HAK ETTİKLERİ CEZAYI BULSUNLAR
Kızı olmadan geçirdiği bayramın zehir olduğunu söyleyen Fatma Kırıcı, "Herkes çocuklarıyla ile güle oynaya bayramını yaşarken, bize karanlık mı olacaktı? Melike olmadan geçen her gün acı çekiyorum" diyerek göz yaşı döktü.
Kızını kaçırdıkları gerekçesiyle tutuklanan 3 kişinin yargılanmasına önümüzdeki ay başlanacağını belirten Fatma Kırıcı, "Kızımı kaçırıp benden alanlar, demir parmaklıklar arasında çürüsün. Hak ettikleri cezayı bulsun" dedi.
Aylardır kızının yaşayıp yaşamadığını bilmediğini, bunun korkunç olduğunu kaydeden Fatma Kırıcı, "Kör bir karanlığın içindeyim. Geceler geçmek bilmiyor, kızımın hayaliyle sabahlara kadar uyuyamıyorum. Dünyada en çok mutlu olduğum gün, doğduğu gündü. Şimdi kızımın 2 Eylül doğum gününde yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. En büyük bayramı bulunduğu gün yaşayacağım" diye konuştu.
ABLASI ŞERİFE'DEN KARDEŞİNE MEKTUP
Fatma Kırıcı'hnın ilk evliliğinden olan Şerife Bekçi de kardeşi Melike'nin yaşayıp yaşamadığını bilmediklerini belirterek, 'Canım Melikem, Sarı Papatyam' diyerek başladığı bir mektup yazdı. Bekçi, kardeşi için şunları yazdı:
"Canım Melikem, sarı papatyam. Senin bu kapıdan çıkıp gittiğin günden beri sanma ki biz yaşıyoruz. Sadece görüntüde nefes alıp veriyoruz. Senden bir kurtulsam derdim. Bıktım senin çenenden, gürültünden derdim. Ama ben bunu sadece o anki kızgınlığımdan derdim. Sonra içimden tövbe ederdim. Allah'ım yokluğunu göstermesin diye. Ama ben yine şanslıyım. Hiç olmazsa rüyalarıma giriyorsun. Annen sadece resimlerine bakabiliyor. Resimlerin olmasa, unutacak yüzünü. Eski bilgisayarıma sen kola dökmüştün. Bu sefer ki benim göz yaşlarımdan bozulacak. Melikem ben seni ne kadar çok seviyormuşum, yokluğunda anladım. Ben ne kadar zenginmişim. Bütün sevdiklerim yanımdaymış. Bütün aileyi bir arada tutan küçük bir kız çocuğuymuş. Bütün bunları senin yokluğunda anladım. Bazı geceler yokluğunu öylesine hissediyorum ki, sanki boğazımda bir el, nefes alamıyorum. Biz beraber yatardık. Tek başına uyuyamazdım. Ama bana da dirlik vermezdin. Yattığın anda başlardın konuşmaya. Ben senin yerli yersiz konuşmalarını özledim Melikem. Akşam işten gelmeden arardın, isteklerini sıralardın. Şimdi kimden ne isteyebiliyorsun. Sesini duyan var mı? Bilemiyorum nerdesin, ne haldesin. Allah'a dualar ederek çiçekler diktim. Allah'ım, Melikem hayattaysa bu çiçeklere hayat ver dedim. Ölmek üzere olan çiçekler canlandı, rengarenk açtılar. Ben inanıyorum sen hayattasın. Canımdan çok sevdim seni. Öyle lafta değil, gerçekten. Seni getirene canımdan can istese veririm, razıyım. Ben şimdi zamanını bilmeden çaresizce geleceğin günü bekliyorum. Ablan Şerife. " - Ankara
Son Dakika › Güncel › Kaçıranlar Tutuklandı Ama Melike'nin Akıbeti Hala Meçhul - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?