Izmir Nükleersiz Gelecek Ödülü Avukat Arif Ali Cangı'nın Oldu

Franz Moll NFFA (Nükleersiz Gelecek Ödülleri) Vakfı tarafından, dünya çapında nükleer silahlara, nükleer endüstriye ve uranyum madenciliğine karşı mücadele eden 'yaşam savunucularına' verilen Nükleersiz Gelecek Ödülü'ne bu yıl Türkiye'den Avukat Arif Ali Cangı layık görüldü. Arif Ali Cangı, " Bu ödülü kendi adıma almıyorum. 1950'lerden beri Türkiye'de nükleer santraller gündeme geldiğinden beri bu alanda mücadele eden, hastalanan, ölen tüm nükleer karşıtı aktivistler, hareketler adına alıyorum. " diye konuştu.

'Nükleersiz Gelecek Ödülü, ilk kez Türkiye'den bir kişiye, İzmir Barosu üyesi avukat Arif Ali Cangı'ya verildi. Çevreci Avukat Arif Ali Cangı, 11 ayrı kategoride düzenlenen 'Nüklersiz Gelecek' ödüllerinde Uluslararası Nükleersiz Gelecek Mücadelesi dalında ödül almaya hak kazandı. Ödül töreni 17 Kasım'da Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde gerçekleştirilecek. Bu yıl Cangı'nın dışında Habeşistanlı, Fransız, Hollandalı ve Güney Afrikalı yaşam savunucularına ödül veriliyor.

Dünyada nükleer çağı insanlığın başlattığını ifade eden Arif Ali Cangı, " Yine bu çağı insanlığın el birliği ile kapatması gerekiyor. Ödül Avrupa merkezli bütün dünyadaki nükleer karşıtı, hareketlere ilişkin çeşitli alanlarda verilen bir ödül.

Bu yıl direnişçi dalında beni layık görmüşler Türkiye'den, eğitim alanında Fransa'dan bir kişiye ödül verilmiş, Habeşistan'dan çözümler dalında bir kişiye ödül verilmiş durumda. Güney Afrika'dan da nükleer santralde çalışırken yakalandığı kanseri yenen ve bu alanda çalışmalar yürüten bir kişiye verildi. Hollanda'dan ise nükleer silahsızlanma konusunda mücadele veren bir kişiye özel ödül verildi. Ödül töreni, daha önce kansere yakalanmış bir çalışana ödül verilmesi nedeniyle tören bu yıl Güney Afrika'da yapılacak. 17 Kasım'da bir ödül töreni yapılacak. Ardından bir konferans düzenlenecek. " dedi.

Ödülün kendisi için onur verici olduğunu belirten Cangı şöyle devam etti: " Bu ödülü kendi adıma almıyorum. 1950'lerden beri Türkiye'de nükleer santraller gündeme geldiğinden beri bu alanda mücadele eden, hastalanan, ölen tüm nükleer karşıtı aktivistler, hareketler adına alıyorum. Bir anlamda Türkiye'de antinükleer hareketin ödüllendirilmesi olarak isimlendirilmesini istiyorum. Ödülün verilmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi, Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santrale ilişkin yürütülen hukuki mücadele, diğer yandan kentimizde, İzmir'in göbeğinde bulunan Gaziemir'de bulunan atıklara ilişkin çalışmalar. Bunların gündeme gelmesi son derece önemli. İzmir gibi Türkiye'nin 3. Büyük kendi olan bir yerde kentin merkezinde ve yerleşim alanları içinde nükleer atıkların bulunduğu bir atık deposu halen mevcut. Bu atıkların nükleer santral atığı olmasına rağmen nereden geldiği, nasıl geldiği çözülebilmiş değil. Daha sorun çözülmüş değil, mücadele bitmiş değil. Bu ödülün antinükleer hareketle çalışanlar için, yaşam savunucuları için bir başlangıç olması ve dünyada diğer antinükleer hareketlerle iş birliği sağlanmasında bir vesile olmasını temenni ediyorum."