İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmanın ardından 270 kişi hakkında açılan davada tutuklu yargılanan eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı Albay Ramazan Elmas, darbe girişiminden haberi olmadığını ileri sürerek hakkındaki iddiaları reddetti.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
Tutuklu sanık Elmas, 15 Temmuz'da, eski Çiğli 2. Jet Ana Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un özel işleri nedeniyle CASA uçağıyla öğle saatlerinde Ankara'ya gittiğinden üs komutanlığı görevinin kendisine verildiğini söyledi.
"Üs çok büyük, haberim yok"
Ankara'ya giden Tümgeneral Selçuk'un dönme ihtimalinin olması ve ertesi gün Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın birliğe gelmesi planladığından mecburiyetten mesaisine devam ettiğini ileri süren sanık Elmas, komutanlık yaptığı üssün 30 milyon metrekare büyüklüğünde ve üste 600 bina olması nedeniyle her yerine hakim olması, her şeyden haberinin olmasının söz konusu olmadığını iddia etti.
İddianamede yer alan "Darbeden önceden haberdar olduğu" suçlamasına ilişkin savunma yapan Elmas, Kaklıç Hava Meydanı'na giden nizamiyeyi beton bariyerle kapattığını, üssün başka yollara çıkışı sağlayan kapıları hiç açtırmadığını, o gece sadece ulaştırma ve helikopter filo komutanlığı personelini göreve çağırdığını, darbeden önceden haberi olmadığını ileri sürdü.
Elmas, komutanlığını üstlendiği 15 Temmuz'da "Uçucu, bakıcı, uçaksavar, hava trafikçisi ve destek personelini göreve çağırmadım. Bir uçağın kalkış yapabilmesi için kulede, pist başında, filoda mutlaka uçucu bir personelin nöbetçi olması ve gerekli telsiz koordinesinin sağlanması gerekmektedir. Mesaide olan tek filo komutanının bunları yapabilmesi ve bir uçağı uçurabilmesi mümkün değildir." dedi.
15 Temmuz'da şahsi telefonundan interneti hiç açmadığını, FETÖ'nün gizli haberleşme programı "ByLock"u ya da diğer iletişim araçlarını hiç kullanmadığını ileri süren sanık Elmas, darbe girişiminin yaşandığı gün saat 18.00 sıralarında üsse gelen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimini planladığı gerekçesiyle yargılanan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in üs komutanlığına vekalet ettiği için makam odasında ağırladığını, özel bir muamelede bulunmadığını savundu.
"Marmaris ekibi doğru söylemiyorlar, yanımda birşey konuşmadılar"
Elmas, "Benden rütbeli olduğundan Sönmezateş'e neden geldiğini sormadım, o da bir şey söylemedi. Sönmezateş'in yanına sonra MAK ekibinden astsubay Zekeriya Kuzu ve Binbaşı Taner Berber geldi. Üçü yanımdayken özel bir şey konuşmadılar. 5-10 dakika konuştuktan sonra dinlenmek isteyen Sönmezateş'e makamının arkasındaki odayı göstererek yanından ayrıldım. Sönmezateş'i, yaklaşık 3-3,5 saat kaldığı makamından ayrılmasından sonra ilk kez Muğla'daki davada ifade vermeye gittiğimde gördüm. Askeri üsten ne zaman ayrıldığını bilmiyorum. Muğla'daki davada ifade veren bu üç kişi odadaki görüşmeleri yanımda yaptıkları doğru değildir. Marmaris olayında bilgim olduğunu söylüyorlar. Yanımda bu tür konuların konuşulmayacağını herkes bilir, zaten yanımda da bir şey konuşmadılar. Sönmezateş de yanımda bir şey konuşmadı." beyanında bulundu.
Hava Eğitim Komutanlığı'ndan tüm uçuşlara sınırlama getirildiği bilgisinin kendisine iletilmesinin ardından Genelkurmay Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığıyla yaptığı görüşmelerde net bilgi alamadığını öne süren Elmas, televizyona bakarken köprüdeki olayları gördükten sonra aradığı Tümgeneral Selçuk'un, Genelkurmay Başkanlığının emirlerine karşı gelen iki amiralin (Tümamiraller Aydın Şirin ve Hasan Nihat Doğan) üsse getirileceğinin bilgisini verdiğini belirtti.
Getirilecek amirallerin bekletilmemesi için nizamiyeyi arayarak iki paketin geleceğini söylediğini, kimseye parola niteliğinde bir şey söylemediğini iddia eden Elmas, "Yurtta Sulh-Ramazan" parolasını gözaltına alındıktan sonra emniyette polislerin söylemesi üzerine duydum. 'Paket'i parola olarak kullanmadım, kimseye vermedim. Nizamiyedeki arkadaş bunu parola olarak algılamış olabilir." dedi.
Çiğli'deki üsse getirilenlerin amiraller olduğunu bildiğini ancak tanımadığını söyleyen Elmas, MAK timlerine emir vererek misafirhaneye götürülen amirallerin kelepçelerinin çıkartılarak misafir edildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı eski yaverinin Çiğli'ye gelişi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri sanık eski Albay Ali Yazıcı'nın da o gün üsse geldiğini anlatan Elmas, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Nizamiyeye gelen Ali Yazıcı'nın odama getirilmesi talimatını verdim. Odama geldiğinde yanında biri daha vardı ama yanındakini tanımıyordum. Yazıcı, Marmaris'e giderken telefonuna en yakın birliğe gidilmesi gerektiğine dair mesaj geldiğini söyledi. Yazıcı'yı da tanımam, geleceğinden bilgi sahibi değildim. Geldiğinde de kendisiyle hiç ilgilenmedim. Yanımda kaldığı kısa sürede, Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğuyla ilgili bir görüşme yaptığına şahit olmadım."
Sorumluluk MAK timlerinde
Elmas, iddianamede yer alan "Darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi için Marmaris'e giden Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin ihtiyaçlarını karşıladığı" suçlamasına ilişkin şunları anlattı:
"MAK timleri eğitime giderken silah ve teçhizatlarını kendileri alır, sorumlulukları kendindedir. Silah ve teçhizatlarının olduğu deponun anahtarı bende değildir. MAK timlerinin benden izin aldıkları hususu ya da onlara izin verdiğim bir durum söz konusu değildir. Bilgim dışında hazırlık yapmışlar. Sönmezateş de, hazırlık yapılan yere geçtikten sonra oradan çıkmadı."
Suikast girişimine katılan askerleri taşıyan helikopterlerin saat 12.15'te Çiğli'den kalktığını savunan Elmas, İstanbul'dan helikopterlerin geleceği bilgisinin kendisine iletilmediğini, helikopterlerin inişi ve kalkışına ilişkin hiç emir vermediğini, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait helikopterlere de emir vermesinin söz konusu olamayacağını savundu.
"Zekeriya Kuzu yalan söylüyor"
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olarak anılan eski Astsubay Zekeriya Kuzu ile eski Astsubay Enis Çakır'ın, kendisinin FETÖ mensubu olduğuna ilişkin suçlamayı reddeden Elmas, "Kuzu'nun verdiği isimlerin çoğu gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmış ve görevinin başındadır. Çakır'ın da Kuzu'yu referans göstererek verdiği ifadeler gerçek dışıdır. Örgüt üyeliğini kabul etmiyorum. Zekeriya Kuzu'nun ifadeleri yalandır, yalan söylüyor. Kuzu, altımda görev yapan sicil verdiğim birisidir." diye konuştu.
Tümgeneral'den Kuzu'ya protokol jesti
Mahkeme başkanının, "Tümgeneral Kubilay Selçuk ile Astsubay Zekeriya Kuzu arasında alışılmışın dışında bir ilişki var. Seninle Kuzu arasında da benzer bir ilişki olduğu söyleniyor. Selçuk'un Kuzu'ya 'Paşa' diye hitap ettiği dile getiriliyor. Bununla ilgili neler söyleyeceksin?" sorusuna, sanık Elmas, "Kuzu'yla aramızda böyle bir samimiyet yoktu. Onun evine gitmedim, dışarıda da görüşmedim ve yemek bile yemedim. Ancak Tümgeneral Selçuk ve Kuzu arasında bir samimiyet vardı. Kuzu, Selçuk'u zaman zaman aracıyla evine bıraktırırdı. Selçuk, ana birim komutanlıyla aynı seviyede tuttuğu Kuzu'ya üst astsubay olarak protokolde de yer verirdi. Kuzu'ya hiç samimi davranmadım. Kuzu, Tümgeneral Selçuk'un bulunduğu karargahta görev yapıyordu. Kuzu'nun belli bir itibarı vardı, o da bunu kullanmayı seviyordu. Ona yetki veren ben değil, benim üstümdü." şeklinde cevap verdi.
Elmas, mahkeme başkanının "Zekeriya Kuzu ifadesinde 15 Temmuz'un olduğu haftada Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Binbaşı Taner Berber'in koordinesinde 'Bina baskını eğitimi' aldıklarını belirtmiş ve sen de onlara teçhizat konusunda destek olmuşsun, doğru mudur?" sorusuna "Tümgeneral Kubilay Selçuk, 'Bu böyle, böyle olacak. Sen her şeyi ayarla der gibi' emir verdi. Emreden Tümgeneral Selçuk'tur. Bana emir yukarıdan geliyor." şeklinde cevapladı.
Sanık Emrullah Çelik'in savunması
Tutuklu sanık Emrullah Çelik ise, tutuklanmadan önce eski Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş'ın emir astsubaylığı görevini yaptığını, darbe teşebbüsünün yaşandığı gün izinli olduğunu belirterek, karargaha geldikten sonra Savaş'ın emirlerini yerine getirdiğini, kimseye emir vermediğini, darbeyi destekleyen herhangi bir eylemde bulunmadığını ileri sürdü.
O gece üzerine zimmetli olan MP-5 model silahı hiçbir şekilde kullanmadığını, Özdere'deki askeri tesislerde bulunan Savaş'ın eşini alarak lojmana getirmek ve Savaş'la Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'na gitmek dışında bir eyleminin olmadığını iddia eden Çelik, hakkındaki suçlamaları reddederek tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Çelik'in tahliyesine karar vererek duruşmaya yarına kadar ara verdi.
Son Dakika › Güncel › İzmir'de Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?